tatlidede

Ramazan’ın Ardından

Ramazan’ın Ardından

Mardin Müftüsü Dursun Ali Coşkun'un siz değerli okuyucularımız için kaleme aldığı bu haftaki köşe yazısı...

Tuttuğumuz oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuştuğu, verdiğimiz zekât ve sadakalarla malımızın temizlendiği, maddi ve manevi hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir ayı geride bıraktık.

  Bizi Ramazana kavuşturan ve bizlere oruç tutma fırsatını veren Rabbimize hamd-ü senada bulunuyor, O’nun Sevgili Peygamberi Efendimiz (s.a.s)’e salat ve selamda bulunuyoruz. Yüce Allah (c.c.) tuttuğumuz oruçlarımızı, kıldığımız namazlarımızı, verdiğimiz zekâtlarımızı, sadakalarımızı, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin. Bir sene sonraki Ramazan ayına sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde bütün Ümmet-i Muhammed’i kavuştursun.

 Ramazan ayı Efendimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise Cehennemden kurtuluş ayı idi. Bu ayda rahmet bulduk, bu ayın hürmetine İnşallah mağfirete uğradık, bu ayda yapmış olduğumuz İbadetler ile insani ilişkilerimiz ile güzel ahlaklı bir yaşam sürmek ile Cehennem azabından biraz daha uzaklaştık. Ramazan ayında hayatımıza aktardığımız bu güzellikleri bir yılımıza ve sonuçta hayatımızın her safhasına aktarmak, bizlere dünya ve ahiret mutluluğunu getirecektir. Rabbimizوَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتَّى يَأْتِيَكَ الْيَقِينُ“Sana ölüm gelinceye kadar ibadet et” (Hicr, 15/99) buyurarak bize bu mutluluğun yolunu göstermektedir.

 Geride bıraktığımız Ramazan ayında neleri kazandığımızın öncelikle bir muhasebesini yapalım. Hayatımızda gerçekleştirdiğimiz bu kazanımların neler olduğunu daha iyi anlar ve aklımıza ve gönlümüze idrak ettirebilirsek bu kazanımları hayat boyu sürdürme imkânını yakalayabiliriz.

 Ramazan ayı oruç ayı. Bu ayda Yüce Yaratanımızın emretmiş olduğu ibadetlerden olan orucumuzu tuttuk. Rabbim oruçlarımızı kabul eylesin. Oruç ibadeti İslam’ın beş temel şartından biri. Oruç bedenimize sağlık, gönlümüze huzur, ruhumuza esenlik veren bir ibadettir. Ramazan ayında farz olarak tutmuş olduğumuz orucu, Ramazan ayından sonrada bazı günlerde nafile olarak tutmaya devam edelim.Ramazan’dan sonra (Şevval ayında) tutulması tavsiye edilen altı günlük oruç hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:

 "Her kim Ramazan orucunu tutar da sonra ona Şevval'den altı günü eklerse bütün sene oruç tutmuş gibi olur."(Müslim, Sıyâm, 39 /1164)Ayrıca Peygamber Efendimiz (s.a.s.) her haftanın pazartesi ve Perşembe günlerini, her ayın 14,15,16 günlerini oruçla geçirirdi. Bizlerde elimizden geldiği kadar nafile oruçlar tutmaya çalışalım. Çünkü oruç nefsani arzularımızı sınırlandırmakta, bize açlığı tattırarak ihtiyaç sahiplerinin durumlarını hatırlatmakta, bedenimizi sıhhate, gönlümüzü huzura kavuşturmaktadır.

 Ramazan’dan istifade etmenin yollarından biri de ve beklide en önemlisi elimize, dilimize ve bütün benliğimize sahip olarak oruç tutmak idi. Böyle bir oruç bedenimizi ve ruhumuzu olgunlaştırmakta, ahlaken kemale erdirmektedir. Bedenimizin her azasına oruç tutturmak suretiyle yanlışa sürüklenmekten kendimizi alıkoyduk. Bu durumu bir hayat boyu sürdürerek, Allah’ın emrettiği şeyleri yerine getirmeli, yasakladığı şeylerden de öylece kaçınmalıyız. Dünya ve ahiret mutluluğunu hepimiz arzu etmekteyiz. Ahirette kaybedenlerden olmayı hiçbirimiz arzulamayız. Ne dünyamızı yıkmak, nede ahiretimizi hüsrana uğratmayı isteriz. O zaman inandığımız değerlerimize sahip çıkarak hayatımıza aktarmalıyız.

 Ramazan ayı Kur’an ayı idi. Bu ayda indirilmeye başlandığından dolayı Ramazan ayı on bir ayın sultanı kabul edilmiş, bu ayda oruç tutmak farz kılınmıştır. Yine bu ayda bulunan ve yakın zamanda idrak ettiğimiz bir gece (Kadir Gecesi) kendisinde Kur’an indirildiğinden dolayı bin aydan daha hayırlı kabul edilmiştir. Bu ayda diğer zaman dilimlerinde okumadığımız kadar Kur’an okuma, Onunla buluşma imkânımız oldu. Bu buluşma ile elde ettiklerimizi hayatımıza aktarmalı ve Kur’an ahlakı ile ahlaklanmalıyız. Çünkü Kur’an okuyana sevap getirmekle beraber, gönüllere şifa veren, inananları rahmete kavuşturan, hidayet rehberi ve nurdur. Bu nurdan istifade edebilmek için; Kur’an-ı Kerimi okumak, anlamak ve hayatımıza aktarmamız gerekir.

 İnsan olarak bizler bir arada yaşamak mecburiyetindeyiz. Üzüntülerimizi paylaşmakla azaltır, sevinçlerimizi ise paylaşmakla çoğaltırız. İşte Ramazan ayı birlik ve beraberliğimizi en yüksek mertebeye çıkarmamıza vesile olan bir aydı. Vermiş olduğumuz sadakalar, zekâtlar ve iftar sofralarında buluşmalar toplum olarak kaynaşmamıza çok büyük destek sağladı. Teravih namazlarında bir araya gelişlerimiz, aynı safta omuz omuza duruşlarımız, aynı kıbleye yönelmek, aynı Rabbe ibadet etmek ile kardeşliğimiz pekişti. Bu ayda kazandığımız bu birlik ve beraberliği bir ömür boyunca sürdürmek elbette kendi yararımıza olacaktır. Yunus Emre bu hususu ne güzel dile getirir:

Gelin tanış olalım

İşi kolay kılalım

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz

 Bu ay bize sabrı öğretti. Nefsani isteklere sabır, şeytani vesveselere sabır, açlığa ve susuzluğu sabır, insanlardan gelebilecek olan sıkıntılara sabır hep bu ayın bizlere sunmuş olduğu güzelliklerdir. Bu sabrı hayat düsturu haline getirmeliyiz.

 Ramazan bitti ve bir sonrakine ulaşamayabiliriz. Bir sonraki Ramazanın feyiz ve bereketinden istifade edemeyebiliriz. Elde olanı değerlendirebilenler mutlu olmaktadır. Elde olmayanın peşine düşmek kişiye zarar vermektedir. Sonuç itibariyle namaz, oruç, zekât gibi ibadetlerimizi yerine getirmekle mükellefiz. Bu ibadetleri yapmak suretiyle görevimiz tamamlanmış değildir. Güzel bir ahlaka sahip olmak insanlarla olan ilişkilerimizi Rabbimizin rızasına uygun hale getirmek te başta gelen vazifelerimizdendir. Bu sebeple Ramazan ayında mümkün olduğu kadar kötü söz, küfürlü ve kaba sözler söylememeye, insanlara karşı yanlış bir davranışta bulunmamaya, kavgadan gürültüden, şamatadan uzak bir zaman dilimi geçirmeye özen gösterdik. Bu güzel kazanımları bütün hayatımıza aktaralım. Bu ayda bir tarafa bıraktığımız kötü alışkanlıklarımızı, zararlı şeyleri yeniden elimize almayalım. Kalp kırmayalım, gönül yıkmayalım. Sevgi yüklü bireyler olarak güzel bir toplum oluşturalım. Yunus’un şu dizelerini unutmayalım:

 Bir kez gönül yıktın ise

Şu kıldığın namaz değil

Yetmiş iki millet dahi

Elin gözün yumaz değil

 Hayat, bize verilen en büyük nimetlerin başında gelmektedir. Bu hayatı başarı ile sona erdirmek için Ramazan ayında kazanmış olduğumuz değerleri bir ömre yaymak ve hayatımızın son safhasına kendimizi hazırlamak elbette yapacağımız en akıllıca iş olacaktır.

Sevgili Peygamberimizin bir hadis-i şerifiyle bitiriyorum: "Allah'ın en çok sevdiği ibadet az da olsa devamlı olanıdır." (Buhari, îman, 32)

Yüce Rabbim yapmış olduğumuz ibadetlerimizi, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin, Kendi rızasına uygun davranışlar sergilemeyi nasip eylesin. Ramazan ayında elde ettiğimiz bütün güzellikleri bir yıla ve nihayetinde bir ömre aktarmayı nasip eylesin. Allah’a emanet olun.

 

Dursun Ali Coşkun

         İl Müftüsü

Yorum Yaz