matesis
dedas

Reyhaninin Adımlamaları…

Reyhaninin Adımlamaları…

      İçinde yaşadığımız ve ömür dediğimiz zaman kavramıyla belli bir şablon içine oturttuğumuz hayat kavramı, biz insan evlatlarının genelde akıl denen özellikleriyle anlamlandırarak, şekillendirmeye çalıştığı bir gerçeklik olarak karşımıza dikiliveriyor.

     Kişisel terapilerimin genelinde görüşmecilerimle, üzerinde tartıştığım ve mutlaka cevabını istediğim “ Hayat Nedir “ sorusunun karşılıklarını, kâğıt üzerinde yazarak tanımlamalarını isterken, okuduklarımın ilginçlikleri beni çoğu kez şaşırtmıştır.

    Nitekim içinde yaşadığımız hayatı sorgulamak, yaşadığımız zaman dilimi ve tecrübelerimizle anlamak kişiden kişiye değişse de belli yerlerde bazı genel tanımlamalara da yol açabiliyor.

    Hayat bazen bir oyun olarak algılansa da nasıl bir oyun olduğu, o oyunun kuralları ve simgelerinin bize hatırlattıkları ise, kendimizce yön vermeye çalıştığımız ömür süzgecinden süzülerek, toprakla olan kavuşmaya doğru akıyor.

    Peki hayat bildiğimiz oyunlardan hangisine benziyordu?

    Bir  satranç mıydı?.

    Yoksa tavla mıydı?..

   Eski zamanlarda Hint İmparatoru satranç oyununu, yanında bir mektup ile hediye olarak Pers İmparatoruna göndermiş.

   Mektubunda oyunla ilgili hiçbir açıklama yapmazken şöyle bir mesaj yazmış;

  “ Kim daha çok düşünüyor, kim daha iyi biliyor, kim daha ileriyi görüyorsa O kazanır. İşte hayat budur…”

  Pers imparatoru dönemin en zalim veziri olan Buzur Mehir ile bu mesajı paylaşarak, ondan oyunu çözmesi ve kendisinin de karşılık olarak Hint İmparatoruna hediye edilmek üzere başka bir oyun icat etmesini ister.

    Vezir haftalarca çalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taş hareketini ve oyunu çözer, daha sonra da on günde tavlayı icat eder ve imparatora sunar.

    Pers İmparatorunun baş veziri Buzur Mehir tarafından 1400 yıl önce tasarlanan tavla oyunu, dünyanın en popüler oyunlarından biri olarak karşımıza çıkar. Zaman kavramından alınan ilhamla tasarlanan oyunun zamana böylesine direnmesi ise, son derece etkileyicidir.

-          Senenin birliği olarak tavla bir tanedir;

-          4 köşesi dört mevsimi;

-          Tavlanın içindeki karşılıklı 6’ şar hane 12 ayı;

-          Pulların toplamı ayın 30 gününü;

-          Siyah- beyaz pullar gece ve gündüzü;

-          Karşılıklı 12’ şer hane günün 24 saatini simgeler..

    Hint İmparatoruna, santranca karşılık olmak üzere tasarlanan tavla oyunu ile birlikte gönderilmek üzere, şöyle bir mesaj hazırlanır:

   “ Evet, kim daha çok düşünüyor, kim daha iyi biliyor, kim daha ileriyi görüyorsa o kazanır. Ama birazda şans gerekir. İşte hayat budur…”

        Bu iki oyunu ve içeriğini az buçuk anlayan biri olarak kendime sormadan da edemiyorum.

        Hayatı bir keklik gibi sekerek yaşayan…

        Önümüze atılan yemleri gagalayıp günlük mutluluk peşinde olan…

        Mardin’imin saf ve temiz niyetli birçok insanı, hayata neden ısrarla…

        Reyhani oyununun ince ve narin adımlamaları olarak bakıyor…

        Hala anlayabilmiş değilim…

Yorum Yaz