tatlidede

Sakin Olun

Sakin Olun

Pervin Buldan’a göre, Kobani düşerse çözüm süreci bitermiş. Bu neye benziyor, suyun yukarısında duran kurdun pişkinliğine benziyor.  Kurt yukarı tarafta su içer gibi yapıyor. Aşağıdaki kuzuya bağırıyor “suyu bulandırma” diye. Kuzu da “kurt amca ben aşağıdayım nasıl bulandırayım, senin suyunu” deyince ise “sus bakayım sen geçen sene de öyle terbiyesizdin” cevabını yapıştırıyor. “Kurt amca yapma gözünü seveyim, geçen sene ben daha doğmamıştım bile” diyerek sitem ettiği anda ise sözünü keserek “vallahi ben seni yemeye niyetliyim, ne dersen de” diye karşılık veriyor. Tabii ki kuzuyu oracıkta yiyiyor.

Neden bitsin kardeşim? Siz bitmesini istemezseniz bitmez. Uluslar arası hukuka göre Türkiye’den bunu istemek de uygun değil, öyle bir düşünce mantıklı da değil. Tamam, Hükümet Suriye konusunda yanlışlar yaptı ve şuan çok pişman. Ama bu yaşadığımız ve yaşattıklarımız hiçbir şekilde çözüme giden yolun birer parçası olamaz.

Yakışıyor mu 2014 yılında sokağa çıkma yasağı? Ya da buna sebep olmak? Sokaktaki karışıklıklar, yakıp yıkmalar ne fayda sağladı? Sadece 19 insanımızı daha kaybettik, inşallah da bu sayı artmaz. Ben yanan malların arkasından gözyaşı dökmem, kesinlikle. Ama yitirilen insanlar geri gelmez. Kaybedilen huzur bir yaraya merhem olmaz. İnsanları işinden gücünden etmek, hastaneye bile gidememelerine sebep olmak, ölümlerine zemin hazırlamak hiçbir şekilde tevil kabul etmeyen hatalardır.

Ne yani bu yapılanlar Kobani’yi mi kurtardı? Hayır, sadece sırtımızdaki yüke yük kattı. Hele hele yakılan marketlerin talan edilmesi, asla Kobani’yi düşünmekle ilişkilendirilemez. 

Taa başlamadan önce işin bu noktalara varacağını ön görüp Suriye için “Aman Haa!” demiştik. Çünkü Halep, Şam, Hama bizim için ne ise Urfa, Mardin, Diyarbekir de odur. Gözümüzde hiç farkları yok. İkisi için de aynı derece de üzülürüz.

Lakin, iki ay önceki Ramazan bayramında Kızıltepe sokaklarında “Burada Suriyeli istemiyoruz” sloganlarıyla ellerine aldıkları sopa, zincir ve bıçaklarla Suriyeli avına çıkanların, Kurban bayramında -yani iki sonra- Kobani desteği için aynı sokakları inletmeleri kuşku uyandırmaktan başka bir etkiyi göstermiyor.

O yüzden Sevgili Hemşehrilerim, sakin olun, sakin olalım. Çiğnenip, yutma noktasına gelmiş olan bu lokmayı tükürmeyelim. Az önce Sayın Başbakan “ çözüm sürecinin teminatı, kamu düzenidir” dedi açıklamasında. Çok haklı ve doğru bir söz. Onca emeği heba etmeyelim. Lütfen.


 Son olarak merak ettiğim ve gerçekten bilmediğim bir konu. Güneydoğu’da bunlar olurken Erbil, Süleymaniye gibi şehirlerde ne oluyor? Erbil şu dakikalarda “Beyoğlu gibi tepiniyor mu, yoksa Karacaahmet gibi ağlıyor mu?”

Yorum Yaz