matesis
dedas

Sanat ve sanatçıya açız…

Sanat ve sanatçıya açız…

               Yeri geldi mi mangalda kül bırakmayız. İş sanat ve sanatçıya geldi mi de işimize gelmez ve bir bahane uydurup işin içenden sıyrılıveririz.  7 bin yıllık tarihi kente sahibiz. Bunu da övünerek yazılarımıza mısralarımıza yansıtırız. İyi güzel de, yılın 9 ayını kış ve hava şartları ile cebelleşerek geçiriyoruz. İnsanlar yaz mevsimi ile birlikte uzun sezonun stresini üzerinden atmak için başka illere göç eder. Ehli ise tarihi kentten yeni şehre adeta ring yapar (gidip gelir). Kulağına bir müzik fısıltısı geldi mi de, ah keşke imkânım olsaydı da, çoluk çocuk ve ailemle bunu dinleme fırsatımız olsaydı der.

 

 

Gecemiz gerdanlık gecemiz ise adeta mezarlık halindedir. Turist çekmesini ya bilmiyoruz, ya da işimize gelmiyor. Oysa tarihi kentlere gittiğinizde, insanlar stresini atmak ve insanları cezp etmek için geceleri biri birinden güzel etkinlikler ve sanatsal konserler veriyor. Getirisi de beklentilerin çok ötesinde gerçekleşiyor. Beslenme ve barınma alanlarınız doluyor. Alışverişlerde inanılmaz kazançlar elde ediliyor.

                  Bizde ise, gelen turistleri dar ve karanlık sokaklar bekliyor. Aracın girmediği kentte bir ölüm sessizliği hakim oluyor. Oysa tarihi bir cumhuriyet meydanımız var. Bir Aspendos düşünün yaz geceleri burada ayrı bir renkle geçir. Turistler buraya akın eder ve trilyonlar kazanır Antalya esnafı. Bizde ise kepenkler gece daha olmadan iner. Birkaç damın terasında ve gecenin alaca karanlığını adeta delen bir müzik sesi ile keyif geçirmeye çalışıldığını görürüz.

 

                  Oysa çok iyi organizasyonlar yaparak, bahardan yaz mevsimine kadar 10’ar gün ara ile konserler, sanatsal etkinlikler yaparak bu güzelim şehri hat ettiği kültürel ve sanatsal etkinliklere taşıyabiliriz. O zaman değil bir milyon turisti siz gelen yerli ve yabancı turistleri ağırlamakta yer bulamazsınız.

 

                   Ben halkın büyük katılımları ile yapılacak bu sanatsal etkinliklere vurgu yapmak istiyorum. Ben barların veya diskoların olacağı bir beklentiden söz etmiyorum. Bakın İstanbul sanat topluluğu 81 kişi ile Mardin yeni şehir valilik açık hava anif de verdiği bir sanat şölenindeydim. Evi bu semtte olanlar bu sanattan doyasıya faydalandı ve tabiri yeri de ise stresini attı. Ama tarihi kente kalanlardan ne turistler, ne de yerli hal bundan nasibini aldı. Oysa biz ekmeğimizi bu tarihi kentten ve kültürel zenginliğinden yiyoruz. Peki, sanatın yeri Yenişehir mi? Elbet ki Yenişehir de ki vatandaşlarımızda bu sanatsal etkinlikten yararlanacaktır. Ama yeri ve konumu yanlıştır.               

               Biz sanatın ve kültürün merkezini bırakıp beton blokların arasına sıkışmış ve gelen yerli ve yabancının gözünden uzak yerlere bu tür etkinlikleri yaparsak, faydasından az ziyade, ama tarihi kentte yaparsak daha çok tanıtım ve görsellikle bunu daha geniş kitlelere yaymaz mıyız?

 

            Hedefimiz büyük ise bunu da yapmalıyız. Yâda turizm kenti değiliz deriz. Kabuğumuza ve sinemize çekilir de beklenti içinde de olmayız. Evleri nakşedip ebediyete gidenlerin aşkından hiç mi feyiz almayız ve insanları koca bir yaz mevsiminde evlerine adeta hapsederiz. Bunun sanatla ve kültürle bağdaşacak yanı yok.

 

 

Otellerimiz Antalya kıyı şeridindeki otellerden daha çok kazanıyor. Kazanacakta. Ama işin birde tanıtım ve icra yönünde de taşın altına elini koymasını bilecektir. Sanat ve sanatçı ile tanıtım maliyet gerektiriyor. Bunu da koordineli bir şekilde anlaşarak çözüme kavuşturmalı ve Mardin’i gereği gibi tanıtmalıyız. Yoksa taş mimari ve birkaç sanatsal etkinlikle hedefimiz olan turizmdeki milyon rakımını aşamayız.

                Daha çok sanat ve sanatçı ile görsel tanıtım bu kenti inanç ve kültür turizmi alanında hedeflediği milyonlu rakamlara ulaşmasını sağlamayacaktır. Aksine hedefi de, tanıtımı da dar alanda paslaşma ile süre geldiği gibi gidecektir. Ve insanlarımız yine göç edecek ve ekmeğini başka yerlerde aramanın derdine düşecektir. Büyükşehir hedefi de tarihin dozlu sayfalarına kalkacaktır.
                Yanlış planlamalar ve hesaplar daima Bağdat’tan döndüğü gibi, Mardin’den de göçler ve işsizlikler devam edecektir. Kültür ve sanat bu şehrin mayasıdır. Bu mayayı iyi mayalarsa yoğurdu da üfleyerek değil kaşıkla bandırarak birlikte yeriz. Kalık sağlıcakla…

 

 

Yorum Yaz