matesis
dedas

Seçim İklimi

Seçim İklimi
Ey ! Bu Bahçede Esen Narları Olgulaştıran Rüzgar..

Efendim;

Yaşamın paylaşıldığı köyden,kasaba ya da küçücük 'Antik Kent'ten söz edip başlamak, kendimize bir başlangıç sayılmazsa bile bizden öncekilerden aldığımız zengin kültürün,anlaşılabilir diyaloğun ve önemli sorunlara ortak çözümün her geçen süre içinde ne kadar elzem(gerekli) olduğu önümüzdeki seçimlerden sonra daha da önem kazanacaktır tıpkı geçmişte '' kulağım(n)ıza küpe '' olsun diye büyüklerimizin dediği gibi :

'' Ye heve il-rımmen!.. İ-hib fi-hel bisten..''
( Ey bu bahçede esen narları olgunlaştıran rüzgar!..)

İç Aanadolu ya da Akdeniz iklim şartlarında yetişip meyve veren bu bitkinin ilerisi için hayvan yemi,sirke ve boyanın dışında ilaç ve yağ üretiminde endüstrinin önemli hammaddesi olduğu / olacağı gözüyle bakılmakta ve bir çok ülkede projeler yürütülmektedir.

İşte bu noktadan hareketle narın yetiştirileceği iklim koşulları devreye girerken,buna ister iklim seçimi ister ' SEÇİM İKLİMİ ' diyebilirsiniz.

Bulunduğunuz coğrafyada nar üretimi için nerdeyse Akdeniz İklimini aratmayan etkisini taşıyan, Güneydoğu'nun bir çok kentinde olduğu gibi Mardin'in de kırsalında azımsanmayacak kadar nar bahçeleri varken; ' yanan köyler(?) ' ve göçlerden sonra bulunmaz, ithal edilip pazarlanır oldu Mardin'de narlar...

Ya ' seçim ' ikliminde narın olgunlaşması gibi candan bir sıcaklık beklerken,bu sıcacık kapsayıcı rüzgarın Nisan'da çiçek açtırmasını düşünürken;sıcak ve kapsayıcı rüzgar yerine fırtınalarla Haziran'da meyvelerini toplamak sizce bu ' seçim iklimi ' nin ne kadarı samimi ?

Yaz aylarındaki sağanak yağışların,narın içine girip örtünen bir çok ' zararlı ' yı ortaya çıkaracağı,seçim sonrasında hepimizin ' çözüm ' diye üzerinde titrediğimiz ' Yeni Anayasa ' için beklentilerin ortaya konan listelerle önceden denenip,görev ihmali yaparak bir çok insanın 'canını okudu' ğunun umursamazlığıyla hep birlikte izlerken; bundan sonraki görevlerin ihmal edilmeyeceğine kim garanti verebilir ki ?

Mardin'e en yakın nar bahçeleri her Mardin'linin bildiği Zinnar diye ün yapan bahçeleri ve bu bahçelerin simgesi haline gelen, Zinnar'ın sembolü boyu doksan beş cm'yi aşmayan Cafer'iydi.

Cafer'in, Mardin caddesindeki onurlu yürüyüşüne eşlik eden ' ğizereneyé ' (nar dalcığı) yi kendini savunmaya ve önündeki 'tartı terazisi'ne zarar vermeye yeltenenlere karşı '' Ne oluur,ne olmaz ! '' diye hep dikkatliydi yıllarca Zinnar Nar Bahçeleri adına Mardin'de...

Nar bahçeleri bakımsız ve Cafer'siz kalınca Zinnar'da, dile gelip tıpkı kutsal kitaplardaki gibi :

'' Bekeytu ale vahdeti ''
( Yalnızlığıma ağladım ) derken, her birinde iki kıpkırmızı göz berrak yaşlar, dokunursan ' bin ah!..işitirsin ' misali ya da '' Ağlayan Nar'la Gülen Ayva '' masalı gibi...

Masal bu ya yine bir padişahtan,yerine geçmesini beklediği erkek yerine kız çocuğun doğduğu saklanıp,doğan kız çocuğun erkek çocuklar gibi yetiştirilip,eğitilmesi karşısında babasından '' Devletlu padişah '' tan, saray ve entrikalarından kaçarak canını kurtarmaya çalıştığı gibi.

Mit-mitoloji tadındaki bu masalların padişah saraylarındaki ' nar ağacı ' nın insan yaşamının gerçeği gibi önümüze serilirken;bir tarafında 'narlar ağlarken' diğer tarafında da 'ayvalar gülermiş'

Yerelimizin sağlık sıkıntılarının had safhaya aile bireylerini de etkilediği hastalık ya da doğum sancılarında yaşı ilerlemiş her Mardin'linin bildiği ve Ulu Camii Minaresi'nden okutulan 'ferec' veya Mardin ağzıyla '' Ye Farıc ıl-farac! '' duasının bir soruna çözüm arayışı değil mi ?..

Bu dua çözüm için bir çığlıksa minarenin ''Beb-il farac'' (Ferahlama kapısı)'ından yerellerimizden Zinnar Nar Bahçelerinden ve Antik Kent Mardin'den,tüm ülkemizin insanlarına :

'' El ferec ba'del şidde ''

' Sıkıntıdan sonra ferahlama ' diye haykırmak, kalıcı barışı güçlendirmek değil mi bizim zengin kültürlerimizin gereği ?..

'' Ye farıc ıl-farac farrıc a'nhe a'n karib...''

' Ey sıkıntıdan sonra ferahlatan! doğumu en kısa zamanda sağlıklı kıl.''

Emin...(Amin)

Yorum Yaz