matesis
dedas

Seçim sonuçları üzerine – 2

Seçim sonuçları üzerine – 2

Geçen yazıda seçim sonuçlarını ülke genelini baz alarak değerlendirmeye çalışmıştım. 

Şimdi bölgemiz ve Mardin bağlamında seçim sonuçlarını ele alalım. 

Seçim sonuçları bir kez daha teyit etmiştir ki bu bölgede AK Parti ve BDP dışında varlık gösteren bir parti yoktur. 

BDP, Kürt siyasi hareketinin temsilcisi olma özelliğini pekiştirmiş, buna karşın AK Parti de bu çizgi dışındaki Kürtlerin tek temsilcisi olarak yerini sağlamlaştırmıştır. 

Muhalefet partilerinin buradaki varlığı tabela partisi olmaktan öteye gitmemektedir. 

Bu durumu meydana getiren sebeplerin başında muhalefet partilerinin, bölge halkının büyük bir umutla sarıldığı çözüm sürecine karşı izledikleri olumsuz siyaset gelmektedir. 

Bölge halkı, daha önce de pek itibar etmediği CHP ve MHP’yi, çözüm iradesinin de karşısında yer aldıkları için tamamen yok saymaktadır. 

Bir de bu seçimde bölgemizde ortaya çıkmış olan bir HÜDA-PAR gerçeği vardır. 

Girdiği ilk seçimde hiç de yabana atılmayacak bir oy sayısına ulaşan bu parti, bazı çevrelerde iddia edildiği gibi BDP’ye değil aslında AK Parti’ye rakip olmuş, AK Parti tabanından aldığı oylarla bölgede bazı ilçelerde AK Parti’nin seçimi kaybetmesine bile sebep olmuştur. 

Ancak HÜDA-PAR’ın açmazı, bölgedeki dindar-muhafazakar tabanın ve tarikatlar ile diğer İslami cemaatlerin, hem bu parti çizgisinin geçmişine mesafeli yaklaşmaları ve hem de tabanın ve cemaatlerin geleneksel olarak Milli Görüş-AK Parti çizgisine olan yakınlıkları sebebiyle kitleselleşemeyecek olması gerçeğidir. 

Netice olarak bölgede halk, barış sürecinin devamını istediğini bir kez daha göstermiş ama bunun için artık daha hızlı ve kurumsallaşmış adımlar atılmasını beklediğini de işaret etmiştir. 

Mardin’e gelirsek: 

Mardin’de beklendiği gibi büyükşehiri BDP destekli bağımsız aday Ahmet Türk kazanmıştır. 

Asıl merak edilen AK Parti’nin alacağı oy oranı ile ilçelerdeki durumun ne olacağıydı. 

2009’da % 45’le seçimi kazanan AK Parti bu kez % 37 oy alarak seçimi % 52 oy alan Ahmet Türk’e karşı kaybetmiştir (2009’da DTP’nin aldığı oy % 36). 

Ancak unutulmaması gereken 2009’da Mardin belediyesi için sadece Mardin merkezde yaşayanlar oy kullanabilmişti. 

Bu yüzden ölçü olarak 2009’daki il genel meclisi oylarını ve bu seçimdeki büyükşehir oylarını karşılaştırmak daha gerçekçi bir kıyaslama imkânı verebilir. 

2009’da AK Parti il genel meclisi seçiminde % 27 oy alırken, DTP ise % 44 almıştı. 

Yani bu oranı baz alırsak BDP oyları % 44’ten % 52’ye, AK Parti oyları da % 27’den % 37’ye yükselmiş durumda. 

Her iki parti de oylarını artırmasına rağmen, AK Parti’deki artış, kazanmak için yeterli olmadı. 

İlçelerde ise BDP büyük bir üstünlük sağlamış durumda. 

BDP, 10 ilçenin 8’ini, AK Parti ise sadece iki tanesini alabildi. 

Ancak dikkat çekici bir nokta şu; bazı büyük ilçelerdeki BDP oyları geçen seçime göre düşüş göstermiş durumda. 

Örneğin Kızıltepe’de, 2009’da % 78’le kazanan BDP bu seçimde % 61 oy almış. 

Burada düşüşün sebepleri olarak bu seçimde köylerin de ilçeler için oy kullanabilmesi, genel itibariyle BDP’li belediyelerin hizmetlerinden duyulan memnuniyetsizlik ve BDP tabanının özellikle belediye başkan adayları veya meclis listelerine duyduğu tepkiyi sayabiliriz. 

AK Parti’de ise seçmen ve tabanın genel olarak aday profilleri ile ilgili şikayetleri her platformda dile getirilen bir sorun olarak ortaya çıkarken, bazı ilçelerde Saadet Partisi’nin göstermiş olduğu güçlü adaylar, seçimin kaderini değiştirmiştir. 

Bu durumun en bariz örneği Artuklu ilçesidir. 

Netice itibariyle tüm bölgede olduğu gibi Mardin’de de iki kutuplu bir siyasi yapı söz konusu. 

Herhangi bir sürpriz olmadığı takdirde hem bölgede hem de Mardin’de bu yapı, oy oranlarındaki oynamalar haricinde değişmeyecek gibi görünüyor. 

Ancak burada belirleyeci olan, çözüm sürecinin akıbeti olacaktır. 

Eğer süreç kesintiye uğramadan ve gelişerek devam ederse, yukarıda bahsettiğimiz ikili yapı aynen devam edecektir. 

Aksi durumda, süreci bozan seçmen nezdinde cezalandırılma riski ile karşı karşıya kalacaktır.  

Sürecin kesintisiz ve sorunsuz devam etmesi sağlanırsa, Başbakan Erdoğan, hayalindeki Başkanlık sistemi yolunda tüm bölgenin desteğini elde etme şansını da yaklamış olacaktır. 

Nitekim BDP sözcüleri de geçtiğimiz günlerde bu yönde beyanlarda bulundular. 

Toz-duman içinde bu seçimi atlattık; artık önümüzde muhtemelen daha fazla fırtınalı geçmesi muhtemel bir cumhurbaşkanlığı seçimi var. 

Hem yerel seçimler hem de önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimleri bölgemize ve ülkemize hayırlı olsun. 

Yorum Yaz