matesis
dedas

Seçimlerde Namuslu Oylar

Seçimlerde Namuslu Oylar
Seçimlerde sık sık şu sözleri duyarız; oylarımız namustur. Bunu herkes açık ya da kapalı bir şekilde dile getiriyor. Fakat bu görüş ilk elde doğru görünse bile bana göre siyaset ve demokratik haklar açısından problemli bir görüştür. Aslında bu görüşü dillendirenler kendi bilinçaltını dışa vurarak açık bir biçimde şunu demek istiyorlar; ‘bana’ verilen oylar namuslu oylardır! Dolayısıyla bana verilmeyen oylar da namuslu değildir demeye getiriyorlar… 
 
Hâlbuki demokratik ve hilesiz yapılan bir seçimde, farklı parti ve sınıfların olduğu bir seçimde, herkesin kendi iradesiyle oy kullandığı bir seçimde, oy kullanma hakkının niteliğini bu kadar basite indirgemek tutarlı ve gerçekçi bir görüş olamaz. Çünkü demokratik seçimlerde herkesin bir ‘bana’ sı var. Seçimlerde bilindiği gibi herkes kendisi için oy ister, dolayısıyla herkesin oyu kendisine göre namusludur, hiç kimse kendi oylarının namussuz oy olduğunu kabul etmez. Bunu böyle değerlendirmek, bir kere seçim mantığına aykırıdır…
 
Şimdi bu konuda doğruları söylemek gerekirse, bunu bir de tereddütsüz söylemek gerekirse, ben bu yaklaşımı çok problemli buluyorum. Nedir bu problem? Anlatayım: Namuslu kavramının anlam bakımından birçok eşanlamlı ve değerler açısından benzer kavramlar var. Genel anlamıyla soyut olan, çok boyutlu olan bir namus tanımı ancak bu kavram ve değerlerle netleşebilir. Mesela namusu tanımlarken sahte olmayan, rüşvet ve yolsuzluğu kabul etmeyen, tutarlı, dürüst, güvenilir, dik duran, hile hurdaya tevessül etmeyen, sözü ve özü bir olan, erdemli olan ve bunlara benzer daha nice namusla eş anlamlı olan kavramları saymak mümkündür…  

Mesela güvenmediğiniz bir partiye ya da bir adaya, hile hurda yoluyla seçimi götürenlere, rüşvet, yolsuzluk ve iltimasa yönelenlere, sahtekârlık yapanlara oy verdiğiniz zaman bunu namuslu oy kavramıyla açıklamak problemli değil midir?  Namuslu oylar eğer namuslu adayları çıkaracaksa, namuslu oylar eğer namuslu siyasetçiler çıkaracaksa, o zaman siyasi tercihler yerini bulmuş demektir. Hayır, eğer namuslu oylar sahtekârları, hırsızları, rüşvetçileri, rantçıları iktidara taşıyorsa, o zaman bu oylara namuslu demek problemlidir… 
 
Çünkü namus bir bakıma insanların somut etik değerlerinden oluşuyor ve bu da oy verenlerin sorumluluğuyla doğrudan bağlantılıdır. Ben oyumu verdim gerisine karışmam demek sorumluluktan kaçmaktır, dervişliktir ve kendi kendini aldatmaktır. Sen oylarınla birilerini iktidara taşıyacaksın ve bu iktidarın yaptıklarından muaf kalmayı tercih edeceksin! Böyle bir şey bir kere ahlaki değildir. Eğer oy namus ise tercih de bu esasa göre yapılmalıdır. Namuslu oylar her şeyden önce namuslu adayları öne çıkarmalıdır, bu nitelikteki adayları desteklemelidir!
 
Peki, parayla alınan oyların namusla ilgisi olabilir mi? Rüşvetle alınan oylar ne kadar namusludur? İhale vaatleriyle alınan oylar namuslu oylarla bir bağlantısı olabilir mi? Gerçekleşmesi mümkün olmayan vaatlere kapılarak verilen oyların namuslu oylarla ne alakası olabilir? Yalan dolanla toplanan oylar ne kadar namuslu oylar olabilir ki?
 
Bu konuda şunu vurgulamakta yarar görüyorum: Ben namusluyum diyen herkes namuslu olmaz! Namuslu aday ve partiler ancak namuslu oylara talip olabilirler. Hile hurda yapanlar, rüşvet ve yolsuzluk yapanlar, iktidar hırsızlığı yapanlar siyaset meydanında nasıl oluyor da namuslu birer siyasi aktör olabiliyorlar? İçeriğinden ve temel değerlerinde boşaltılmış bir namus anlayışı üzerine siyaseti bina etmek dürüstlük olamaz. Dürüst olmayan partilerin ya da adayların namuslu bir siyasi aktör olması mümkün müdür? Partileri ve adayları da namuslu yapan elbette bunların pratikleridir, kesinlikle bunların tutum ve davranışlarıdır, ahlaki değerleridir, kaçınılmaz olarak hafızalardaki sicilleridir…
 
O nedenle adayların ve partilerin önce ciddi olarak pratiklerini sorgulamak lazım. Söz konusu partilerin hizmet anlayışına, vatandaşın sorunlarına yaklaşımına, verdikleri sözleri ne kadar yerine getirdiklerine yakından bir bakmak lazım. Aday ya da parti var olan olanakları doğru ve toplumsal amacına göre mi kullanıyor? Olanaklar eş, dost ve yakınlara mı peşkeş çekiliyor yoksa bu bağlamda eşitlik ilkesi esas mı alınıyor? Mesela personel alınırken, ihale verirken neye dikkat ediliyor? Liyakate mi yoksa yalakacılığa mı? Yeteneğe mi yoksa emret başkanım diyenlere mi öncülük veriliyor…
 
Bu soruları ve tespitleri kendi vicdani muhasebesinden geçirdikten sonra aday ya da partilere oy vermek daha kolay olacak. Ahlaki muhasebe yapmadan verilen oylar doğru yere gidemez, bunlar namuslu oylar olamazlar. Bu yapılan vicdani muhasebenin sonucuna göre oy vermekte namustur oy vermemekte namustur. Çünkü herkesin siyasi tercihi dünya görüşüne göre, etik değerlerine ve toplumsal tasavvurlarına göre şekilleniyor! Özgürlük ve demokrasi de bunu gerektiriyor! Çoğulculukta bunu gerektiriyor! Seçme özgürlüğü de bunu gerektiriyor! 
 
Seçmen bu gerçeklere göre hareket ettikten sonra gerisi de ancak seçmenlerin bildiği bir iş olacak!

Yorum Yaz