matesis
dedas

Siyasetçi Profilleri

Siyasetçi Profilleri

Bir dönem Kürt hareketi içinde en bilgili olanlar, en donanımlı olanlar, en yürekli olan siyasetçiler hep önemli görevlerde bulunurlardı. Bu “en”leri Tarzan ve Süpermen babında kullanmıyorum. “En”ler daha çok genel kültürü olan, zamanı iyi takip eden, ideolojik ve pratik bilgileri olan, çağdaş sorunları kendi sorunları gibi etüt eden, davayı kendi çıkarlarından üstün tutan, düzgün konuşmasını bilen, değişik platformlarda presentabel olan insanlar Kürtleri değişik düzeylerde temsil etmek için bir yarış içine girmişlerdi. Herkes kendi açısından ortak davayı sırtlamak istiyordu. Çünkü bu dava hayati bir davaydı ve hepimizi derinden ilgilendiriyordu.

Genel bir planda bireysel çıkarlar hiçbir zaman temel bir ilke olmadı söz konusu dönemler için. Çünkü Kürt hareketine katılmak, onun bir elemanı olmak beraberinde riskler de getiriyordu ve bunun fazla bir getirisi de zaten yoktu.

Ama bu durum şimdi epey değişmiştir ve şu bir gerçektir: Son yıllarda legal demokratik siyasetle birlikte, siyasi mevkiler de önemli bir rant aracı olma haline gelmişlerdir. Bu siyasi görevler, mevki ve şöhret kazanmaya yönelik olduğu için, mevkiler beraberinde net olarak farklı maddi ve manevi olanaklar da üretiyorlar. Buna paralel olarak kariyer yapma tutkusu ile harmanlanmış olan insanlar bu siyasi mevkileri kendi özel çıkarları için kullanma alanı olarak değerlendirmeye başlamışlar. Söz konusu imtiyazlarla birlikte Kürtler arasındaki siyasi duruşlarda ve görüşlerde münafık olan bir siyasi kast türemiştir artık. Yani söz ve özü bir olmayan siyasetçiler ortalıkta dolaşıyor. 

Ve bu olgularla birlikte Sezar’ın hakkı da Sezar’dan alınmıştır… 

Söz konusu maddi ve manevi bireysel çıkarlar için şarlatanlık yapanlar, ip cambazlığı yapanlar, münafıklık yapanlar her alanda karşımıza çıkıyorlar. Aynı bir şeker tanesi etrafında dolaşan sinekler gibi, koku aldılar mı hemen harekete geçiyorlar. Yüzleri kızarmadan her türlü göreve talip olduklarını fısıltı gazeteleriyle ve tiyatrovari yöntemlerle etrafa yayıyorlar…

Ya da onları bilinçli olarak bu görevlere getiren çıkar odaklar da var. Bu da doğrudur. Çünkü bu siyasi çıkar odaklarının zayıf ve zaaflı olan kişiliklere ihtiyacı vardır. O nedenle de birilerine siyasi gebe olmak bu çevrelerde olağan bir davranış olarak algılanıyor. Sen benim sırtımı kaşı ben de senin sırtını kaşırım anlayışı egemen olmuştur. 

Bu arada ortak dava için önemli olan şu hayatı sorulara hiç yer verilmiyor: Bu bay ve bayanlar söz konusu olan görevleri hakkı ile yapabilecekler mi? Yeterli donanımları ve bilgileri var mı? Ortak değerleri ne kadar temsil edebiliyorlar? Halka güven veriyorlar mı? Temsil yetenekleri var mı? Vs…

Olaya yakından baktığınız zaman; sanki bu hayati ve siyasi sorunlar tali sorunlarmış gibi hareket ediliyor. Böylesi bir ortamda olanlar da, zaten her yönüyle halka ve davaya zarar veriyorlar değil mi? Mesela Belediye Başkanı ve Meclis Üyeleri hırsız ve rüşvetçi ise bunlardan kimler zarar görüyorlar? Mesela İl Genel Meclisi Üyeleri Valilik yetkilileri önünde iki kelimeyi bir araya getiremiyorsa, bu temel konularda bilgisi ve beceri yok ise, zarar yine halka oluyor. Peki, neden bu beceriksiz insanlar böylesi görevlere talip oluyorlar ki? Bu kesimler hakkı ile halka iyi hizmet veremiyor ise bu politikasızlıktan zararlı çıkan kimlerdir?

Mesela milletvekilleri ilkesiz ve yeteneksiz ise bundan milletin ne yararı olabilir ki? Milletvekilleri parlamenter sistemi düzgün işletemiyorsa, gününü sloganlar ve işgüzarlıklarla geçiriyor ise, bundan kimler zarar görüyor? Bu soruların cevapları herkes için net değil midir? Asıl görevler yerine şov yapmakla meşgul olan ciddiyetsiz ve samimiyetsiz milletvekillerine ve belediye başkanlarına millet ne yapsın ki? Mesela parti başkanları ve yöneticileri temel siyaset alanları konusunda bilgisiz iseler, yetersiz iseler, düşüncesiz iseler, bundan zarar gören ortak dava değil midir?

Burada ortak dava dediğimiz olay şudur; programsal olarak ilan edilen tüm değerlerin ifadesini bulduğu Kürt halkın meşru davası olabilir, aynı zamanda bir yerel yönetim ya da merkezi yönetimde görev alma çabası olabilir, sivil toplum örgütlerinde çalışma talebi olabilir, vakıf ve kurum yönetimleri olabilir, barış, demokrasi ve insan hakları isteklerini öne çıkaran platformlar olabilir, vs, vs… 

O halde ortak siyaseti tartışma yerine bu siyaseti temsil etmek isteyen siyasetçi profilini gündeme getirmek yeri ve zamanı değil midir? Zaten Kürtlerin temel değerlerini ifade eden ortak bir siyaset uzun bir zamandan beri mevcuttur. Dilsel haklar, demokratik haklar, siyasi haklar, kültürel haklar, kimlik hakları… Bu bağlamda önemli olan şudur; bu ortak siyaseti hakkı ile taşıyabilecek entelektüellere ve siyasetçilere acilen ihtiyaç var.

Bakınız şimdi; son dönemlerde Kürtler arasında belirgin olarak insanların siyasete katılma motiflerinde temel bir değişiklik meydana gelmiştir. O nedenle net olarak şunu söyleyebiliriz; birey çıkarları öne çıkmıştır ama ortak dava her ne hikmet ise gündemden düşmüştür. Bunu doğru algılamak için sihirbaz da olmaya hiç gerek yok. Her şey aleni olarak ortalıkta çıplak bir biçimde duruyor. Görünen köy kılavuz istemiyor değil mi?

Siyasi harekete katılanların temel motiflerinde manifest olarak şimdi bireysel hesaplar öne çıkıyor. Bu hesaplar açık olarak hep öndedir ve bu herkesçe algılanan görüntüler de siyasetçileri hemen ele veriyorlar. Hesaplar bellidir. Çünkü bireysel çıkarlar hiç yalan söylemezler. Açık olarak ortada duruyorlar. Bu arada pisliklerin üstünü örten karlar bir defa eriyince, pislikler ve siyasetçilerin sahte motifler de net olarak ortaya çıkacaklardır. Yani takke düşecek kel de görünecektir değil mi?

Söz konusu bireysel hesapları algılamak için müneccim olmaya da asla gerek yoktur. Artık böylesi siyasetçiler, ben Kürt hareketine ne vereceğim demiyor, ben Kürt hareketinden ne alacağım diyor! Beklentilerini açık olarak dile getiriyorlar. Ortak dava için ben hangi yetenekli ve ilkeli insanları sırtımda taşıyacağım demiyor, aksine yetenekli, ilkeli ve ahlaklı insanları emeği ile ben nasıl öne çıkacağım hesabı yapıyor! Ben ilkelerimle, çalışkanlığımla, dürüstlüğümle ortak davaya nasıl katkı yapabilirim demiyor, bireysel amacıma ulaşmak için ne kadar yağcılık, fırsatçılık ve manipulasyon yapmam gerekiyor, diye kara kara düşünüyorlar…

O halde Kürt hareketi önünde duran en tehlikeli gelişme günümüz siyasetindeki irili ufaklı farklılıklar değildir, aksine, en önemli engel bu bağlamda Kürt legal siyasetçi profilinin ilkeli bir duruş sergilememesidir, kendini ortak davanın önüne koymasıdır, inandırıcı bir güven ortamı yaratamamasıdır, halka hizmet konusunda da yeterince samimi olamamasıdır… 

Bu durumu aşmak için mutlaka makul ve ortak kriterler üretmemiz gerekiyor.

Çünkü bu kirlenmiş siyasi konjonktürde siyasetçi profilleri, birçok açıdan parti profillerinin önüne geçiyorlar. Bizler demokratik mekanizmayı ne kadar işlevsel kılarsak, siyasetçi profilleri konusundaki tartışmaların önünü de açmış oluruz.

O zaman haydi iş başına diyelim!

Yorumlar

Image
demirci
15.05.2011 / 12:26

Şerefxan bey bu kriterlerde kimse va rmı ki?<br>Bence bırakın Mardin'in bütün Türkiye2nin listesinden bile bu formata uygun biirlerini bulmak çok zor.<br>Ama Mardin'de kötünün en iyisi diyebileceğimiz iki aday var biri Ahmet Türk diğeri ise Abdurrahim Akdağ

Yorum Yaz