matesis
dedas

Siyasette 'Kapı Dışarı' Kavramı Üzerine

Siyasette 'Kapı Dışarı' Kavramı Üzerine

26 Haziran öncesi siyaset arenasında kurulan seçim ittifaklarına HDP'nin alınmaması ve devamında kendilerine 'Kürdistani partiler' diyen bazı partilerin HDP ile görüşmeleri sonucunda bu partilerin HDP ile politik bir zeminde buluşması noktasında bu partinin kapısını kapatması üzerine kamuyounda 'Kapı Dışarı' kavramının tartışılmasına neden oldu. Biz de bu yazımızda Kapı Dışarı kavramını bir nebze olsa da tartışmak istiyoruz.

Bir süre önce Hüdapar adına yetkilendirilmiş bir komisyon seçimde olası bir ittifak üzerine HDP'nin kapısını çalmış ve HDP bu partiyle tabanının 'nazik' bir yaklaşımı olur kaygısıyla kapısını kapatmıştı. Fakat adı geçen 'Kürdistani Partiler' ile ise görüşmeler sürmüş ve duyduğumuz kadarıyla kendilerince 'olumlu' bir noktaya gelmişti taraflar. Fakat daha sonra yapılan açıklamalar ittifak adı altında hiç bir oluşumun olamadığı taraflarca kamuoyuna deklare edildi.

Kapı Dışarı kavramı ya da Kapı önüne koymayı en iyi HDP ve öncüllerinin bildiğini düşünüyoruz. zira bu parti adına siyaset yapan bütün aktörler v e yetkilileri her defasında yüzde 10 seçim barajının kendileri için getirildiğini hatta Kürtleri tabiri caizse kapı dışarı etme amacını taşıdığını açıklamışlardı. bu nedenle bu psikolojiyi gerçekten kendileri defalarca yaşadıkları için en iyi kendileri bilmektedir.

Kapı Dışarı kavramının Kürtler için cumhuriyetin kuruluşuna kadar götürebilme gibi bir tarihi vardır. Kurtuluş Savaşı sırasında Kürtleri yeni kurulacak olan devletin aslî Unsuru olduğu şeklinde yapılan açıklamaların belgeleri mevcuttur. Fakat savaş başarıya ulaşınca, ki bu başarıda Kürtlerin büyük bir payı vardır, bu kez dönemin aktörleri ağız değiştirerek tabiri caizse kapıları kapattı ve Kürtler kapı dışarı edildiler ilk defa. Tabi bu İLK, modern cumhuriyetin döneminde yaşandı.

Yaşanan bu İLK nedeniyle Kürtler, aslında sistem içerisinde ama hak sahibi olarak yer almak istedi, bir dizi isyana başladı. Bu anlamda Kürtlerin isyan sahısı devletin resmi kayıtlarında 28 olarak geçmektedir. Kürtler, Kapı Dışarı psikolojisiyle hep hak-hukunu aradı ama bir türlü cumhuriyet sisteminin unsuru olmayı hala başarabilmiş değil.

Cumhuriyetin Seküler devlet anlayışının iktidar olduğu yaklaşık 90 yıl gibi bir süreçte, siyasette kapılar kapalı kaldı Kürtlere. Bu süreçte ağır bedeller ödedi Kürtler ve liderlerinin neredeyse tamamı şu veya bu şekilde tasfiye edildi. Son olarak Abdullah Öcalan da seküler devlet aklının iktidar olduğu bir dönemde yakalanarak kontrol altına alındı.

Fakat 2000'lerden sonra devlette iktidar aklı değişmeye başladı. Muhafazakar demokratlar olduklarını yöyleyen bir kesim partileşerek seçime girdi. Seçimlerde her defasında daha da güçlenerek çıkan bu kesimin kurmuş olduğu parti AK Partiydi. Bu partiyi kuran ekip hakkında çok şeyler söylendi; komplo teorileri ortaya atıldı. ama gerçek olan bir şey vardır ki, bu parti Türk devlet yapısında giderek değişikliklerin yaşanmasına öncülük etti.

Kuşkusuz yaşanan bu değişikliklerin başında devletin Kürt sorunu konusundaki ezberini bozmuş olması. Kürt sorununa barışçıl çözüm sürecini başlattı ve PKK Lideri Abdullah Öcalan ile İmralı'da görüşmeler yaptığını Türk kamuoyuna açıkladı. Bu sürecin lideri olan Recep Tayyıp Erdoğan elini taşın altına koyarak siyasi cesaret gösterdi. Bu süreç kapsamında Kürt sorunu konusunda devlet Kürtçe yayın, üniversitelerde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinin açılmasını sağladı; ırkıçılık kokan andımız kaldırıldı vs...

Fakat en önemlisi bir Türkiye Partisi olduğunu söyleyen HDP'nin yüzde 10'luk seçim barajının aşması için devlet kapılarını ardına kadar açtı. Fakat ne yazık ki bu sürecin sonunda elde edilen kazanımlar daha sonra uygulanan Hendek-Çukur siyasetinde heba oldu. HDP bununla bir kez daha devlet sisteminin dışında kaldı hem de kendi eliyle adeta Kapı Dışarı edildi.

Şimdi 26 Haziran'da yapılacak olan seçim öncesi bir süreç yaşıyoruz. HDP, Cumhur İttifakında yer almadı, kendi istemedi zaten. Ancak CHP'nin başını çektiği ittifakta da kendisine yer bulamadı. Bu ittifak onu istemedi. Aslına yer verilseydi, buna dünden razıydı. Yani HDP burada Kapı Dışarı edildi. Fakat bütün bunlara rağmen HDP adına açıklama yapan Mardin Milletvekili Mithat Sancar diyor ki" eğer iş ikinci tura kalsa biz Muharrem İnce'yi destekleyeceğiz". Bu akla şaşırmamak mümkün değildir! Dokunulmazlıların kaldırılmasında CHP, oy vermedi mi Sayın Sancar?

Kapı Dışarı psikolojisinde usta olan HDP, bu kez kendi kapılarını kapatarak "Kürdistani Partileri"  kapının önüne koydu. Ama kapılarını marjinal sola ardına kadar açık tutmaktadır. "Cumhuriyetimiz" diyen HDP siyasi aktörlerinin literatüründe Kürt değerleri sadece "malzeme" olarak vardır. Bu malzemeyi sermaye olarak kullanan bu zihniyet, muhtemeldir ki, daha bir süre bunun üzerinde politika yapacaktır, tabi Kürtler akıllanana kadar...

Saygıyla...

 

Yorum Yaz