matesis
dedas

Siyonizm meselesi ve ideolojisi

29 Ağustos 1897’de İsviçre’nin Basel’inde toplanan ilk Siyonist Kongresi’ye Avrupa’nın her yerinden 200’ün üzerinde delege katıldı.
Siyonizm meselesi ve ideolojisi

Filistin’de bir Yahudi devleti kurulma ve oradaki Siyonistlerin yerleşimini koordine etmeye başlama çağrısında bulunulan kongrenin başkanı Theodor Herzl’e göre, bu girişim “Yahudi sorununa çözüm” oluşturacak ve Yahudi halkını zulümden kurtaracaktı.

Öncesinde Filistin’e yerleşmiş Hibbat Zion gibi başka Siyonist ve proto-Siyonist hareketler varken, kongre kolonizasyon çabalarını ilk defa merkezi ve etkili bir biçimde organize etti.Zaten Siyonistlerin Basel’de aldığı kararlar ile İsrail Devleti’nin kurulacağının ilk sinyalleri o kongrede verilip, devletin sınırları ise “Kuzey sınırlarımız Kapadokya (Orta Anadolu) dağlarına, Güney sınırlarımız ise Süveyş Kanalı’na dayanacaktır,” diye çizilmişti.Neresinden bakılırsa bakılsın Siyonizm, Filistin’de Yahudi çoğunluğa sahip bir ulus devleti hedefleyen yerleşimci-sömürgeci siyasi hareketti.

XIX. yüzyılın sonlarına doğru Nathan Birnbaum’un, “Yahudi Sorununun Çözümü İçin Araç Olarak Kendi Ülkesinde Yahudi Halkın Ulusal Yeniden Doğuşu” başlıklı makalesinde formüle edilip; Moses Hess (1812-1875), Leo Pinsker (1821-1891) ve Theodor Herzl (1860-1904)’in teorik geliştirilmesine önemli katkıları sundukları Siyonizm kelimesinin kökünü oluşturan “Sion”, Kudüs ile eş anlamlı olarak kullanıla gelmektedir. “Sion” Hz. Süleyman’ın kutsal mabedini inşa ettiği Kudüs’teki dağın adıdır.

Siyonizm, tanrının çocukları ülkesini kurma ideolojisidir. Bunun odak noktası Filistin’in olmasının nedeni de Filistin’de bulunan Sion Tepesi’nin Yahudiler için en kutsal mekan sayılmasıdır. Musevilerin kutsal kitabı Tevrat’ta İsrail oğullarına Sion Dağı çevresinde kıyametin kopmasına yakın kurulacak bir devlet vaat edilmişti.Yeri gelmişken özenle vurgulayalım: Siyonizm daha oluşumundan beri Filistinliler için bir Nakba’dır/ felakettir. Çünkü Siyonizm,”başından beri, yeni gelen Yahudilerin Filistinlilerle karışık yerleşimini değil, Filistinlileri dışlayan bir yerleşim planını” uygular.

Amaç, sadece ve sadece Yahudilerden oluşan bir Siyonist devlet kurmaktır. Siyonist örgütler Arap büyük toprak sahiplerinden toprak satın alırlar, bu topraklarda çalışan kiracılar, işçiler ve göçmeler göçe zorlanırlar. Siyonist terör örgütlerinin Filistinliler üzerindeki baskıları giderek artar ve 1948’de bir Filistin köyünde gerçekleştirdikleri kitlesel katliam göç dalgasına neden olur. 700 binden fazla Filistinli yurtlarını terk etmek zorunda kalır ve böylece Siyonizm hedefinin ilk amacına ulaşmış oluyordu. Filistin, zor kullanılarak Filistinli Araplardan temizlenmeye başlanır. Onlardan boşalan yerlere Yahudiler yerleştirilir. Filistinliler, ne kadar teslim olmaz direnmeye devam etseler de 1936-1939 arasındaki Filistin direnişi Siyonist teröristlerle işbirliği yapan İngiliz ordusu tarafından bastırılır.

Siyonizm, Filistinlilere yaşamın her alanında zulüm üzerine inşa edilmiş devlet ideolojisi olmanın yanında; “Büyük İsrail” demektir. Hem de İsrail’in kurucusu Ben Gurion’un, “Şimdiki Filistin haritası İngiliz mandacılığı tarafından çizilmiştir. İsrail halkının, gençliğimizin ve yetişkinlerimizin gerçekleşmesi için mücadele edeceği -Nil’den Fırat’a kadar uzanan- başka bir haritası bulunmaktadır.”

Siyonist ideoloji ise, “Arapları kovmak ve yerlerini almak zorundayız,” der (Ben Gurion, 1937) ve “Filistinlileri, iki ayağı üzerinde yürüyen vahşi hayvanlar” olarak tanımlar. (Menahem Begin, 1982).Yine Siyonist ideoloji, “Köle olarak yaşamaya razı değillerse bütün Filistinliler öldürülmelidir” (Shlomo Lahat, 1983) ve “Arap halkından kurtulmak için terör kullanmalıyız, öldürmeliyiz, sindirmeliyiz, topraklarına el koymalıyız...” der. (Israel Koenig).Ayrıca “Filistinliler, çekirgeler gibi ezilmeliler, kafaları kayalara ve duvarlara çarpılarak paramparça edilmelidir” (İzak Şamir, 1988). Bunun için de “Filistin köylerinin sadece kökünün kazınması değil, adlarının tarih kitaplarından da silinmesi” (Moşe Dayan) gereklidir.

Kıymetli okuyucularımız; böyle bir düşünce ve hedefe sahip bu ideolojiyle baş etmek veya bir arada yaşayabilmek normal şartlarda ne derece zor olduğunu tahmin edelim.Mümkün olmadığı her şekliyle açık ve ortada olmasına rağmen Filistinlilerin yıllarca neler çektiklerinin tahmini bile güçtür.Dolayısıyla Siyonizm ile mücadele kökten ve radikal bir şekilde olmalıdır.Olmalı ki,fasık düşüncelerinin sonucuna ulaşmaları engelleme başarısı sağlansın.Bu mücadeleyi kim yapacak sorusunun tek cevabı şudur: “Birlik olmuş ve aynı hedefi gözetleyecek İslam Ülkeleri ve Milletidir

Siyonistlere göre, “Yahudi kanı, Yahudi olmayanların kanıyla aynı değildir.” (Isaac Ginsburg, 1989) inancının ve bakış açısının derin anlamının farkına varılmadan nasıl bir mücadelenin bilinip başarılması pek mümkün olmayacaktır.

Sonuç itibariyle: Siyonizm, sosyal temeli bakımından küçük burjuva, antisemitizm ve Yahudi takibatı karşısındaki tavrıyla milliyetçi gerici bir akım olarak doğmuştur. Yani, her şeyden önce Siyonizm, emperyalizmin desteğiyle İsrail devletinin kurulmasına götüren milliyetçi ideoloji ve Yahudi burjuvazisi hareketidir. Kalın sağlıcakla….

Editör: Kadir Üründü

Yorum Yaz