matesis
dedas

Éşşén Cınbézé Sat? 'Nasıl Alış-Veriş Ama?'

  • 06.03.2011 21:43
Éşşén Cınbézé Sat? 'Nasıl Alış-Veriş Ama?'

Etrafı duvarlarla, dükkânlarla çevrili, kuzeyden çeviren duvarın üstü Marangozlar Kahvehanesi, etrafı açık bir pazar, ne pazarı derseniz? Mardin’deki’’Sok-ul Devep’’ Tellallar Çarşısının (Sipahi Çarşısının) hemen bitişiğindeki 'Hayvan Pazarı'

Hani at, eşek ve katırların alınıp- satıldığı pazar vardı ya işte 'O' pazarın kendine göre kuralları, ihlale gelmez ilkeleri vardı. Pazar yerinde belediye çavuşu ve haftanın belirli günlerini birlikte bölüşen cınbêzin, (alıcı ve satıcıları uzlaştıran kişiler) alıcı-satıcılar bulunurdu.

Atını, eşeğini ya da katırını satmaya gelenler, pazardan bu tür hayvanlardan almak isteyen müşteriler, çocuklarıyla kendini bu pazarda bulan meraklı seyirciler, adeta bir hayvanat bahçesindeymiş gibi sevinçlerini çekinmeden etrafa yansıtırlardı.

Hele hele ana atın arkasından ayrılmayan taylar, günümüzün hiperaktif çocuklarının hareketlerini sergileyen, enerjileri tükenmeyen sıpalar, bu bahçenin ya da bu pazarın neşe kaynağıdırlar. Cınbêzin deyip geçmemek gerekir. Bu işin erbabı (uzmanı) demek az gelir.

Bir atın, eşeğin ya da katırın yaşını dişlerine bakarak saptar cınbéz. Atı yürütüp, az koşturup bunun rahvan mı yarı rahvan mı olduğunu anlarlardı. Bununla kalmaz hangi atın hangi cins olduğunu; sakatlıklarının olup olmadığı varsa ne tür baytar (veteriner) tedavisinin gerektirip-gerektirmediğinin bazı yaraların ilacı da tuzlu tereyağının derilerine birkaç kez sürmeyle tedavi yapılabileceğini kestirirdi cınbéz, hayvan pazarında zor geçen pazarlık sonrasında yeleğinin altındaki gömlek kol altlarını ıslatır; alnındaki terini de bohça kadar büyük çoban mendiliyle kuruturdu geçmişte kalan aracımız, cınbézimiz...

Bu yaraların çeşidi bile vardı.’’Imakrak’’veya ‘’Cadav’’gibi. Önemlisi alınıp-satılan hayvanların fiatlarıydı. Pazarlık hemen bitmez, zaman zaman kızışırdı. Cımbêzin devreye girerek, uzmanlıklarını etkinleştirmek için hayvanların analarını-babalarını, DNA’larını veya soylarını ya da ne kadar yaşayacaklarına sıra gelirdi.

İşte o zaman pazarlığın sonuna yaklaşılmış olurdu. İkisinin (alıcı-satıcı) de sağ elleri birbirlerine tutturulur arada cınbêz iki eliyle tutup aşağı-yukarı sallayarak, kabul edilebilir bir fiatta uzlaşmalarına çaba harcarlardı. Cımbêzlerden biri yorulduğunda bir diğeri devreye girerek pazarlığın sonunu getirirlerdi. Bu pazarda alım-satım gerçekleşmeyebilirdi. Bu pazarlıklardan bize yansıyan davranışlar, birbirimize ‘’İcneynit Ammo Ğelil’i’’(Halil Amcanın Bahçesi’ni)Teker Mahallesi’ndeki ‘’Saray Beyt-il Paşa’’(Ayvanlı Paşalar Evini) veya ‘’Birkit Ali Beg’’(Ali Beg’in Havuzunu) cınbézlerin eşliğinde oyunlarımızda alır-satardık.

Hoşnut olmadığımızda:

“Eşşen cınbéze sat?’’

(Nasıl alış-veriş?-'Nasıl uzlaşı ama?') der, UYANANA KADAR… Düşünürdük...

Abdulvahap Omuzlar

Benim de Kısa Yaşamım:

Mardin 1952 doğumlu, 1969-1970 Diyarbakır Erkek İlk öğretmen Okulu mezunu, 1988 Eskişehir Açık Öğretim Fakültesi Eğitim ön lisans mezunu olup;1990-1992 Mardin Eğit-Sen Kurucu Yönetim Kurulu Üyeliği,1993-1995 Mardin Eğitim-Sen Yönetim Kurulu Üyeliği;2000-2002 Mardin İHD Yönetim Kurulu Üyeliği sonrasında 1996'da emekli oldum.

Bu kısa yaşamım sonrasında demokrasi mücadelesinden emekli olunamayacağını anladım.

Sağlık ve kalıcı barışta kalın, saygılarımla...

Yorum Yaz