matesis
dedas

Suskun Tanıklar

Suskun Tanıklar

Gabriyel Akyüz tarafından Süryaniceden Türkçeye çevrilen "Yuhano Dolabani’nin Yaşam Öykü’sü ve Anıları” isimli kitap bir halkın karakterini yansıtmış gibi bir duygu bıraktı bende. Türkçe çevirisi yayımlanmamış olmasına rağmen Hori-Episkopos Gabriyel Akyüz’den izin alarak redaksiyonuna da yardımcı olduğum kitap üzerine bir şeyler yazmak istedim.

Dolabani, doğum yılı olan 1885’ten başlayarak 1968 yılına kadar kronolojik bir sıralamayla anılarını kaleme almış. Osmanlı devletinin yıkılışıyla başlayan süreci de kapsaması nedeniyle genel olarak dünyanın, özelde de Ortadoğu’nun şekillenmesi üzerine Süryanilerin düşüncelerine dair ipuçları yakalanabiliyor kitapta. Anadolu’da değişen dengelere karşı her zaman temkinli, her zaman sağduyulu olma ihtiyacı hissediyor cemaat. Katolik Roma imparatorluğu döneminde, Ortadoks olmalarından dolayı çektikleri sıkıntılar, yaşadıkları katliamlar, 1900’lü yılların başlarına gelindiğinde dünyada değişen dengelerle beraber, yanlış adım atmamalarının önünde büyük bir ders olmuş onlar için.

Dolabani, ömrünün tamamını Süryani cemaatine adamış, dolayısıyla Kilise hiyerarşisi içinde de en yüksek mertebe olan Patrikliğin bir alt rütbesi olan Metropolitliğe kadar da yükselmiş bir din adamı aynı zamanda. Süryaniler kendilerini etnik bir cemaatten çok dini bir cemaat olarak ifade etmesi, Dolabani’nin anılarında da çıkıyor karşımıza. Birinci dünya savaşından sonra Ortadoğu’da ve Anadolu’da değişen dengelerle birlikte temkini elden bırakmıyor Süryaniler. Cemaatin zarar görmemesi için sosyal alanın da liderleri olan ruhaniler, olaylara temkinli, kaygılı ve ölçülü yaklaşıyorlar. Ona rağmen bazı şer odaklarının kışkırtmalarıyla birçok münferit olayla karşı karşıya kalıyorlar. Devlet güçleri tarafından zapt edilen vakıf mallarını ya da at barınağı olarak kullanılan Kiliseleri kurtarmak için diyalog yolunu seçiyorlar. Diyalog ve her türlü olasılıkta sonucu kabullenme cemaatin en önemli karakteri gibi duruyor önümüzde. Ya da Midyat’ta çıkan olaylarda yaşamını yitiren birçok Süryani yurttaşın intikamını almaktan çok, bu tür olayların yaşanmaması için tedbirler alıyorlar. Öfke patlamasının yerine, suskun kalmayı tercih ediyorlar.

Dolabani yaşam öyküsünü ve seyahatlerini anlatırken yer yer Süryanilerin, Anadolu’da değişen dengelere bakış açısını da yakalıyoruz. Anıların yazıldığı tarih “Misak-ı Milli” sınırlarının hayal meyal çizildi çizilecek zamanlar aynı zamanda. Kâh Suriye’ye pasaportsuz geçişler, kâh Filistin’e Pasaportla geçişler. Filistin hükümeti tarafından Yahudi ajan sanılıp, öfkeyle satılacak topraklarının olmadığının söylenmesi. İngiliz, Fransız komutanların Kırklar Kilisesini ziyaret etmeleri; “hangi devletin egemenliğini istiyorsunuz?” demeleri. Buna karşın, suskun kalmayı tercih etmeleri. Süryanilerin Müslümanlardan dolayı çektikleri sıkıntılar. Bu kavgalarda yaşamını yitiren Süryaniler, mallarının yağmalanması… Midyat’ta Kiliselere sığınan Süryani cemaatinin açlıktan kırılmak üzere olması… Sonra “Tanrı’nın dirayeti ve olayların yatışması”… Tur Abidin bölgesinin geçit vermez dağlarında seve seve, aşkla, imanla inzivaya çekilen rahipler… Bunların hepsi Dolabani’nin anılarında dikkat çeken diğer hususlar.

Ortadoğu halkları arasında kadim bir geçmişe sahip Süryani cemaati, bölge itibariyle, yaşanan değişimlere karşılık bin yıldır suskun bir tanık gibi duruyorlar. Bunun yanında tüm toplumlara hoşgörülü ve dostlukla yaklaşmaları, Süryani toplumunun bir diğer önemli karakterlerini oluşturuyor. “Yuhano Dolabani’nin Yaşam Öyküsü ve Anıları” adlı kitabı, Süryani din adamlarının yazdığı dini içerikli kitapların yanında, Süryanilerin bölgede yaşadıkları sıkıntılar, zorluklar ve uğradıkları bir kısım haksızlıkları gün yüzüne çıkarma adına, faklı bir okuma sunuyor bize.

Yorumlar

Image
Merdo
15.02.2013 / 12:52

Olumsuz eleştiri yapanları anlıyamıyorum. Süryaniler gökten zembille inmedi arkadaşlar. 1000 yıldır bu topraklarda yaşıyorlar. Belki de bu olumsuz eleştirileri yapanlardan daha fazla Mardinliler. olumsuz eleştiri yapan arkdaşlar, belki de çarşıda yürürken, omuz omuz değiyorsunuz onlarla. yokse süryani olduklarını bilseniz kavga mı edeceksiniz onlarla

Image
mardinli
15.02.2013 / 01:04

çok merak ediyorum, acaba bu yazıların gerçek yazarı kim

Image
Deniz araç
14.02.2013 / 14:10

Değerli dostum mehmet Hocam sizin aracılığınızla süryanilerin çektiği zorluk ve sıkıntıları anlatmanız çok değerli buluyorum sizin gibi dürüst köşe yazarlarına bu halkın ihtiyacı vardır bu tür konularda devamını bekler saygı ve sevgiler<br> Deniz ARAÇ

Image
mühim mesele
14.02.2013 / 12:22

Bence Süryanilerin karakterini çok güzel dile getirmiş.

Image
serdar
14.02.2013 / 11:24

önce yezidiler şimdi süryaniler. müslümanlara pek muhabbetiniz yok galiba. tamam herkese düşman olmak doğru değil ama müslüman olmayan unsurlara böyle körü körüne hayranlığın sebebini merak ettim.

Image
firas
14.02.2013 / 09:23

zaman kaybı

Image
helin
14.02.2013 / 00:59

bu ne muhabbet ?

Yorum Yaz