matesis
dedas

Tahrir; devrim sembolü olmaktan darbe sembollüğüne

Tahrir; devrim sembolü olmaktan darbe sembollüğüne

Gezi parkındaki eylemlerden istedikleri sonucu alamayan çevreler eminim bugünlerde “şimdi Mısır’da olmak vardı” diye için için hüzünleniyorlardır. 

Yaklaşık bir ay boyunca yapmaya çalıştıkları şey tam da buydu aslında; seçilmiş meşru hükümeti sokak gösterileri yoluyla ve belki de bir noktadan sonra askeri bir müdahalenin de yardımıyla alaşağı etmek. 

Ama hesaba katmadıkları şeyler de vardı; birincisi Türkiye’deki iktidar Mısırdakinin aksine arkasından 10 yıldan fazla bir devlet yönetme tecrübesiyle devleti ve mekanizmaları iyi tanımıştı. 

Bu mekanizmalar içindeki oligarşik yapılar bu süreç içinde büyük oranda tasfiye edilmişti ki buna askeri bürokrasi de dâhildir. 

28 Şubat sürecinden ders alan hükümet, işi bu kez sağlam tutmuş, devlet içindeki karanlık ve antidemokratik yapılanmaları gerileterek Mısır benzeri müdahalelerin önü kapatılmıştır. 

Bu yüzden de Türkiye’deki gösteriler beklenen etkiyi yapmamıştır. 

Ve işte bu yüzdendir ki, bizdeki bu “Gezici” çevrelerin büyük bir bölümü, Mısır’da geçtiğimiz yıl yüzde ellinin üzerinde oyla seçilen ve anayasa sırasında oy oranı yüzde yetmişlere dayanan meşru cumhurbaşkanı Mursi’ye yönelik bu açık ve aleni askeri darbeye bakıp bakıp iç geçirmektedir. 

İngiliz sömürgesi olmaktan kurtulduktan sonra her zaman otoriter yönetimlerce yönetilen ve özellikle de son 30-40 yıl boyunca dikta rejimi ile yönetilen bu ülkede derin yapının meşru lidere sadece 1 yıl tahammül ettikleri görülmüştür. 

Bu durumda ortaya çıkan gerçek de şudur ki, bu derin ve kökleşmiş yapı varlığını sürdürebilmek için diktatör Hüsnü Mubarek’i gözden çıkarmış ve bulduğu ilk fırsatta da meşru hükümeti alaşağı etmiştir. 

Darbe karşısında bizdeki müzmin darbe severlerin tavrı her zamanki gibi; en demokratı “darbe kötü ama” diye başlayan uzun cümleler kurarak darbecileri aklamaya çalışıyorlar. 

Bir de Mısır’daki darbeyi örnek gösterip hükümete “ayağını denk al” diyenler var ki darbe şakşakçılığında yeni bir çığır açmış durumdalar. 

Asıl ibretlik olan ise Arap ülkeleri ile AB ve ABD’nin tutumu. 

Darbeye darbe dememek için şekilden şekle giren AB ve ABD’li sözcüleri ve darbecilere mali yardım için sıraya giren Arap ülkelerini görünce, Mısır’ın üyeliğini darbe olur olmaz askıya alan Afrika Birliği, çölde bir vaha gibi geliyor artık. 

İnsanlığın bu kara kıtadan öğreneceği çok şey var daha. 

Batı dünyası aslında İslam dünyasına hepimizin bildiği çok kötü bir mesaj da vermiş oldu aslında: 

“Biz sadece bizim çıkarlarımıza hizmet ederse demokrasiye destek veririz; eğer çıkarlarımıza uygunsa darbeyi de destekleriz, diktatörlüğü de”. 

1991’de Cezayir’de, 1996’da Türkiye’de, 2006’da Filistin’de meşru seçimlerle işbaşına gelen hükümetler darbelerle alaşağı edilirken veya Batı kamuoyunda tanınmazken hep bunu yaşamıştık. 

Aslında yıllardır bildiğimiz bir yaklaşımı bu kez Mısır darbesi vesilesiyle resmi ağızlardan duymuş olduk sadece. 

Sonuç olarak Mısır’da bir darbe oldu ve herkes kaybetti. 

Devrimin sembolü olan Tahrir Meydanı artık bu özelliğiyle değil darbenin kutlandığı meydan olmasıyla yani bir darbe meydanı olmasıyla hatırlanacak. 

Bir zamanlar “İslamcılar, Müslümanlar” demokrasiye ne kadar hazır diye sorulurken artık bu soru tarih oldu; şimdi soru şu: 

İslamcıların demokrasiyle bir sorununun olmadığını 10 yıldır Türkiye’de son 2 yıldır da Tunus ve Mısır’da gördük. 

Asıl seküler kesim demokrasiye ne kadar hazır ve darbelere ne derece karşı? 


Hayırlı Ramazanlar 

Allah’a şükürler olsun ki bir Ramazan’a daha kavuştuk. 

Ama bir Ramazan’a daha yine buruk giriyoruz. 

Her sene mazlum milletlerin sayısına bir veya birkaç ülke daha ekliyoruz. 

Geçtiğimiz yıllarda Filistin’i, Çeçenistan’ı, Afganistan’ı yazardık hep dua listesinin başına. 

Son iki yıldır Suriye var bu listede; geçtiğimiz yıldan beridir de Arakan. 

Bu yıl bu listeye iki ülke daha ekledik; Çin zulmü altındaki Doğu Türkistan ve darbe mağduru Mısır. 

Dua edelim de bu liste artık tersine işlesin ve hiçbir kardeşimiz zulme uğramasın. 

Ramazan ayı, huzur, barış, rahmet ve bereket getirsin, hayır kapıları açılmasına vesile olsun.

Yorum Yaz