matesis
dedas

Tarikat ve Şeyh

Tarikat ve Şeyh

Tarikat; bir şeyh ve onun çevresinde halkalanan müritlerin oluşturduğu bir toplumdur.

Bu tıpkı Hz. Peygamber ve onun çevresinde bir halka meydana getiren sahabenin yaşama tarzına benzer.

Organize olmuş bir toplumun adıdır.

Gerek şeyh ve müritleri arasında gerekse müritlerin kendi arasında uymaları gereken bir takım kuralları var. Buna tarikatın adap ve erkanı denir.

Sıkı bir disiplin vardır, hakiki tarikatlarda. Tarikata bağlı kişilerin toplandığı yere ise tekke denir.

İslam, tasavvuf, tarikat ve tekke iç içe geçmiş olan müesseselerdir ve bu nedenden dolayı bunların tahlili birbirinden bağımsız değildir.

Dini hayatı, İslami hayatı yaşamak için tarikata girme zorunluluğu yoktur. Herkes tarikata giremez.

Şeyh hakiki bir şeyh ise, tarikata girmek isteyen kişi bir hazırlık döneminden geçer, eğer bunu yaşamaya müsait değilse, ona şeyh der ki, “evladım sen bu işe göre değilsin, sen kendi hayatına göre yaşa İslamiyet’i. Namazını kıl, orucunu tut, ibadetini yap, ahlak kaidelerine uy, bize göre değilsin” Şeyh uygun bir dille bunu söylemeli ve tarikata almamalıdır.

Bunun dışında tarikata girmeyi mahsurlu kılan birtakım sebepler de vardır. Yani hanım girecekse iznine bağlıdır.

Baba evlat arasındaki bir takım ilişkiler, gözetilmesi gereken bu hassasiyet son dönemlerde gösterilmediğinden dolayı tarikatlarda yozlaşma fazlasıyla yaşanabilmektedir.

Girilen tarikatta şeyhin gerçek şeyh olup olmadığını anlamak zor değildir.

Şeyh veya mürşid ki ikisi aynı anlamdadır “İnsanı Allah’a sevdiren, Allah’ı insana sevdiren kişidir.

Bir kişi eğer Allah’ı insanlara sevdiriyorsa, insanları da Allah’a sevdiriyorsa, Allah’ın sevgili kulu haline getiriyorsa o kişi hakiki mürşiddir. O kişi hakiki şeyhtir.”

“Şeyhler; şeyh-i sohbeti, şeyh-i talim ve şeyh-i terbiye olarak üç ana kısma ayrılabilirler.

Şeyh-i sohbet; devamlı olarak sohbetine gidilen şeyhtir. Şeyh-i talim; çevresinde toplanan insanlara tasavvufi bilgiler verir. Tasavvufun zahirinden, şeyhlerden, şeyhlerin hayatından menkıbelerinden bahseder. Şeyh-i Terbiye; tarikatta müridini terbiye eden şeyhtir. Babanın çocuğunu, annenin çocuğunu terbiye eder gibi terbiye eder müridini.

Müridin manası zaten iradesi olmayan kişidir. Zaten tarikata giren kişi de bu şartlarla tarikata girmiştir. Bunlar dışında dördüncü şeyh olarak; müteşayıh denilen, sahte, taklitçi şeyhtir. Bunlar her dönemde fazlasıyla varlar.”

“Şeyh Arapça’da iki anlamda kullanılır. Yaşlı insanlara ve aşiret reislerine şeyh denir.

Kürtler için “şeyhlik”, kutsal, uzak yakın olup biten her şeyi bilen, insanların yüreklerini ve beyinlerini okuyan, günah işleyen ya da işleme eğiliminde olan bir şahıstan haberdar olan erişilmez bir mevkidir.

Kürtler arasında “şeyh” iki anlamda kullanılır; “birincisi tarikat kökenli ailelerde kullanılır ( Şeyh Said, Şeyh Ahmed Barzani, Şeyh Ubeydullah…)

İkinci olarak, eskiden bugünkü manada üniversite, kolej ve diğer yüksek okullar olmadığından dolayı tüm Kürt ileri gelenleri teoloji okumuş, bir nevi yüksek okul olan medreselerden mezun olmuşlardır. Onun için bu sıfatı almışlardır.”

Halk içindeki inanca göre şeyh, insanların kafalarından geçen iyi-kötü her şeyi anında bilirdi.

Şeyhler “şeyhi olmayan rehbersizdir, sırat köprüsünü geçmeleri mümkün değildir” düşüncesini yayarak insanları kendilerine bağlarlardı. Onlara göre şeyh köprünün başındadır ve müritlerini tek tek alıp karşıya geçirir.”

Muhammed Emin el-Kürdi, “Tenvirii’l-Kulub” adlı eserinde bir Nakşi şeyhinin uymak zorunda olduğu 24 şartı sayarken bu protokolün on beşinci ve on altıncı maddelerinde şunları kaydetmektedir; “Şeyh, yalnızca kendine özel bir makam odası tahsis edecek ve emrindeki özel hizmetçiden başka hiç bir kimsenin bu makama girmesine asla izin vermeyecektir! Ayrıca müritleriyle buluşacağı başka bir yer daha belirleyecektir. Keza, müritlerinden hiç birine özel hayatındaki davranış biçimlerini ve sırlarını öğrenme fırsatını vermeyecek, hatta ve hatta ne uykusu, ne yemesi ve içmesi, ne de yaşantısındaki başka bir durumunu öğrenmelerine imkân vermeyecektir. Çünkü mürid onun özel hayatına ilişkin bilgilere sahip olursa şeyh, müridinin gözünden düşecektir.”

Yorum Yaz