matesis
dedas

Teşbihte Hata Olmaz

Teşbihte Hata Olmaz

Evin eşeği, küçük sevimli köpeği fena halde kıskanıyormuş. Köpek evin bütün odalarına girebilir, onlarla konuşup kucaklarına atlayabilir, yaramazlık yapabilir, bütün bunlara karşın en lezzetli yemeklerle beslenirmiş.

 Eşeğin ise eve girmesine, evdekilerle oynamasına izin verilmez, en ağır yükler altında ezilir ve bunun üstüne deve dikeni ile beslenirmiş.

 Buna dayanamayan eşek, bir gün köpeğe sormuş:

-Dostum seni neden bu kadar çok severler?

 Köpek düşünmüş ve cevap vermiş:

-Çünkü ben iki ayağımın üstüne kalkar, kuyruğunu sallar, onların ellerini yalarım. Benim bakışlarımdan, havlamamdan onlarla oynamak istediğimi görürler.

 

Benim onları sevdiğimi kavrarlar. Böylece onlar da beni severler.

 

Eşek, eşek kafasıyla düşünmüş, taşınmış ve bu yöntemi denemeye karar vermiş.

 

Ertesi gün evin hanımı mutfakta yemek yaparken kapıyı açık görüp eve girmiş. Sessizce mutfağa girerek iki ayağını üstüne kalkıp, kuyruğunu sallamaya başlamış. Bu arada da sevdiğini belirmek üzere anırmayı da ihmal etmemiş.

 

Ama eşekler köpekler gibi havlayamazlar ki. Mutfakta arkasından iki ayağı üzerinde kalkan bir eşeğin anırmasıyla aklı çıkan kadın, korkudan elindeki tabakları yere düşürerek kırmış. Korkusunu yenip durumun farkına varınca eline aldığı süpürgeyle öyle bir dayak atmış ki, eşek bir hafta kendisine gelememiş.

 

Eşek, dayağın etkisinde kaldığı o süre boyunca köpekle aynı şeyleri yaptığı halde, kendinin neden hor görüldüğünü düşünmüş durmuş. Lakin cevabını da bulamamış.

 

 Evet bazı hikayeler vardır ki ne güzel şeyler anlatır insana.

 

Sayfalarca yazıyı, onlarca tartışmayı ve birçok televizyon programının içeriğini alıp süpürüverir. Nihayetinde hikayedir, isteyen istediği şekilde yorumlar. Lakin anlayıp gören gözlerle bakabilmeyi becerenler açısından, hikaye olmanın ötesinde de anlam taşırlar.

 

Gerçi teşbihte hata olmaz lakin hikayeler de insanlar için değil midir?

 

Bizler de biz olmaktan çıkıp, başkası olabilme kaygılarımızla kendi özelliklerimizi göz ardı ederek öylesine davranmıyor muyuz?

 

Çıkarlarımız söz konusu olduğunda kendimize ait değerlerin farkındalığıyla hareket edebiliyor muyuz?

 

Başkalarına yakışan imtiyazları elde etme uğruna sevimli olma hayallerimizi sergileme çabamızın sevimsizliğini algılayabiliyor muyuz?

 

 Köpek gibi sırnaşıp, eşek gibi yüklerin altına girerken, tilki olma kurnazlığıyla başkalarının üstüne basmaya çalışmıyor muyuz?

 

Velhasıl insanız amma...

 

Hayvanlık durumlarını yaşamaktan pekte rahatsız olmuyoruz.

 

#FIRATENSARİ

Yorum Yaz