diorex
Dedas

Teslimiyetin Gücü ve Bayramın Sosyal Ruhu

Teslimiyetin Gücü ve Bayramın Sosyal Ruhu

Mübarek günlerin içerisindeyiz. Bugün günlerden Kurban Bayramı. Hepinize hayırlı huzurlu sağlıklı mutlu bir bayram diliyorum.

Kalplerimiz heyecanla dolu. Bayramın sevinci çocukların gözlerinde, annelerin telaşında, babaların huzurlu tebessümünde... Rabbim nice bayramlara eriştirsin.

Kurban sadece bir hayvan kesmek değildir. Kurban, Rabbimize teslimiyetin, sadakatin, imanla dolu bir gönlün ifadesidir.

Bakın Yüce Allah ne buyuruyor:

 "Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır. Allah’a ulaşacak olan sizin takvanızdır."

(Hac, 22/37)

Yani mesele, sadece hayvan kesmek değil. Mesele, Allah’a yaklaşmak. Mesele gönlümüzü arındırmak, içini temizlemektir.

Kurban denilince aklımıza ilk gelen, Hz. İbrahim (a.s) ile oğlu İsmail’in kıssasıdır.

Bu kıssayı sadece bir hikâye gibi değil, bir ibret dersi gibi okumalı ve anlamalıyız.

 “(İbrahim) ‘Yavrum! Rüyamda seni boğazladığımı görüyorum, buna ne dersin?’ dedi. (İsmail) ‘Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.’ dedi.”

(Saffat, 37/102)

Ne baba isyan etti ne evlat! Ne tereddüt ettiler ne de pazarlık yaptılar. Çünkü iman varsa, teslimiyet vardır. Ve Allah, bu büyük teslimiyetin karşılığında gökten kurban indirdi. İşte kurbanın özü buradadır: Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmak.

Bugün bizden İsmail gibi bir evlat istenmiyor. Peki biz neyimizi kurban ediyoruz?

Nefsimize hâkim olabiliyor muyuz?

Harama giden gözümüzü, dilimizi kurban edebiliyor muyuz?

Kinimizi, gururumuzu, öfkemizi Allah için feda edebiliyor muyuz?

Bir kurban kesiyoruz ama esas kesmemiz gereken nefis içimizde duruyor. Bayram sadece sofralık et dağıtmak değil; gönlümüzü de ikram etmektir.

Peygamber Efedimiz "Ademoğlu Kurban Bayramı gününde Allah’a kurban kesmekten daha sevimli bir amel işlemiş değildir."

(Tirmizî, Edâhî, 1)

Bir başka hadisinde şöyle buyuruyor:

 "Kurbanlarınızı gönül hoşluğuyla kesin. Zira o kurbanlar, sizin kıyamet gününde bineğiniz olacaktır."

(İbn Mâce, Edâhî, 3)

Yani kurban, dünyada nimet, ahirette rahmettir. İhlâsla yapılan her ibadet gibi, kurban da bizi Allah’a yaklaştırır.

Bu topraklarda komşu komşuya muhtaçtır. Bayramlar da bu paylaşmanın vesilesidir.

Komşunun evinden duman çıkmıyorsa, halini hatırla.

Köyde yalnız kalmış yaşlı bir amca, yalnız bir teyze varsa unutma.

Kurban etinden çok, gönülden bir ziyaretin kıymetli olduğunu bil.

Kurban bize sadece Allah’a değil, insana da yaklaşmayı öğretir.

Bayram, dargınlıkların bittiği, küslerin barıştığı bir vakittir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurur:

 "Bir Müslümanın, din kardeşiyle üç günden fazla küs durması helâl değildir."

(Buhârî, Edeb, 57)

Kardeş kardeşe dargınsa, bu bayram barış bayramı olsun. Komşuyla soğukluk varsa, bir tatlı ziyaretiyle o gönül buzlarını eritelim.

Bu bayram, evlatlar anne-babasına, torunlar dedesine, nineye sarılsın. Kültürümüzü yaşatalım.

Bugün kurban, sadece bir gelenek değil, aynı zamanda bir uyanıştır. Reklamlar, alışverişler, tatiller içinde asıl anlamı unutmadan bu bayramı idrak edelim.

Kurbanın sadece etini değil, mesajını da paylaşalım.

Çocuklarımıza kurbanı bir ibadet, bir teslimiyet olarak anlatalım. 

Bayramdan bir kaç gün önce bir Okulu ziyarete gittim. Öğrencilere şeker dağıttık. Bayramlarını tebrik ettim. Kurban nedir diye sordum? Çoğunlukla inek kesmek, koyun kesmek, et yemek dediler. Bu konuda gençlerimize bilinç vermek lazımdır. Kurbanın sadece et yemek ve hayvan kesmek olmadığını öğretelim.

Birde evlerimizde televizyon, internet kadar sohbet de olsun,

Sofralarımızda et kadar duâ da bulunsun.

Biz burada bayramın sevincini yaşarken, dünyanın birçok köşesinde kardeşlerimiz gözyaşı, yokluk ve zulümle mücadele ediyor.

Bir düşünün:

Gazze’de çocuklar kurban etinin değil, bir yudum suyun hasretinde...

Doğu Türkistan’da, Arakan’da Müslümanlar sadece bayramı değil, özgürce ibadeti bile göremiyor...

Afrika’nın kurak beldelerinde bir çocuğun “Bayramda et yedim” demesi, bir yılın mucizesi gibi...

 “Müminler ancak kardeştir.”

(Hucurât, 49/10)

Bu kardeşlik, sadece mahalledekiyle değil; ümmetin her köşesiyle kurulan bir bağdır.

Unutma kardeşim:

Senin sofrandaki etin, onların duasına ulaşması da bir kurbandır.

Senin sadakan, yetim bir çocuğun yüzündeki tebessüm olabilir.

Ey Rabbimiz!

Gazze’de bombaların altında bayrama uyanan kardeşlerimize nusret eyle.

Arakan’da, Doğu Türkistan’da sesini duyuramayan mazlumlara ferahlık ver.

Afrika’da, Yemen’de açlıkla sınanan çocuklara rızık, ümmetimize birlik ihsan eyle.

 “Kim bir mümine dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.”

(Müslim, Birr, 59)

Mazlumları Unutmayalım 

Bayram, sadece kendi çocuklarımızın bayramı değil…

Mazlumun duasına ortak olabildiğimiz kadar bayramdır.

Geliniz bu bayramda bir lokmayı, bir duayı, bir selamı ümmetin derdiyle paylaşalım ki, bayramımız gerçek olsun.

Rabbim, Bu bayramda kestiğimiz kurbanları kabul eylesin.

Evlerimize bereket, gönüllerimize muhabbet, toplumumuza birlik nasip eylesin.

Editör: Beşir Şavur

Yorum Yaz