tatlidede

Tire’nin Özgürlük Günü: 4 Eylül

Tire’nin Özgürlük Günü: 4 Eylül

Bundan 95 yıl önce yurdun birçok yeri gibi Tire de dış düşman kuvvetleri tarafından işgal edilmiş, Tire halkı esaret altına alınmıştı. Bir başka ifade ile Tireliler bu tarihlerde özgür değildi.

İşgal süreci Tirelilerin vatanseverliğine ve özgürlüklerine olan bağlılıklarına tersti. Nitekim çok geçmeden Tireliler bu sürece karşı direniş geliştirme bilinci ile ortaya çıktı ve bir araya gelerek, güç haline geldikten sonra savaşmaya karar verdi, nihayetinde düşman kuvvetlerini topraklarından kovdular.

Bu konuda A. Munis armağan’ı dinleyelim: “Ne var ki, Tire'yi işgâl  edenlerin, buradaki efe guruplarından hemen tepki görmesiyle, kentin kaderi değişmiştir. Bölgenin bu kahraman evlatlarının oluşturduğu milli direniş   örgütlerinin  başında, Gökçen Hüseyin Efe'de bulunmaktaydı. Gökçen Hüseyin Efe, bir çatışmada şehit düşünce, simgesel  hale gelmiş ve Tire Kurtuluş Cephesi’nin ve Mücadelesi’nin anısına Fota adlı Rum Köyünün adı, Gökçen olarak değiştirilerek, kalıcı hale getirilmiştir.”

İşte 4 Eylül 1922’den bu yana Tireliler, yaşadıkları coğrafyada toplumsal farklılıkları hoşgörü ile kabullenme ve bu kapsamda özgürce bir arada yaşama inancı ve bilinci ile davranmaktadırlar. Demek ki, Tire coğrafyasında iki kavram temellendirilmiş veya içselleştirilmiş durumda: Hoşgörü ve Özgürce yaşama kültürü

Tirelilerin hoşgörü ve özgürlüğe olan tutkularının kaynağını tarihin derinliklerinde aramak mümkündür. Bu anlamda Tire coğrafyası, tarihte önemli medeniyetlere kucak açmış veya farklı medeniyetlerle karşılaşmıştır. Bu tespit, Tire tarihi üzerine yapılan bilimsel çalışmalar sonucu belgelerle ortaya konmuştur; ancak hala Tire tarihinin aydınlanamamış sayfaları olduğu iddiaları yine tarihçilerce paylaşılan bir konu olarak orta yerde durmaktadır.

Tire isminin farklı biçimlerde söylendiği tarihçilerce ortaya konan bir gerçekliktir. Tirenin ismi çeşitli kaynaklarda Thira, Thyeira, Tyrha, Apeteira, Teira olarak geçer. Bu isim zenginliği bile şehrin eskiliğinin en somut delilidir.

Tire bundan 5000 yıl önce ön Asya’nın ilk yerleşik kavmi olan Pelasg-ların üç kabilesi tarafından kurul-muştur. Şehrin ismi tüm Hint-Avrupa dillerinde üç anlamına gelen ''three'' kelimesinden gelmektedir. Şehrin ''klan-atasasının'' ismi Tyrannos'dur.” Şeklindeki bilgiyi Endercan Kurşaklıoğlu yapmaktadır.

Tire tarihi, Milattan Önce, Aydınoğulları, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemleri olmak üzere yaklaşık 4 bin yılı kapsamaktadır. Bu dönemler, Tire halkının çeşitli uygarlıklardan süzülerek geldiğini ortaya koymaktadır. 1308 yılında Tire, Aydınoğulları Beyliğine bağlandı ve hızlı bir gelişim sürecine girdi. 1426 yılında ise Osmanlı devletine bağlandı ve Osmanlı devletinin büyüklüğüne büyüklük kattı sosyal, kültürel ve ekonomik anlamda.

Tire tarihi ile ilgili çalışmalar yapan A. Munis Armağan burada bir ilk yaşandığının altını çizmektedir:

“Tire'de 15. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar kullanılan bir darphane bulunmaktaydı. Burada mangır (bakir) ve akçe (gümüş) adi verilen paralar kesilmiştir. Özellikle, nakışlı, mangırları Osmanlı Dönemi bakir paraları içinde değerli kabul edilmektedir. Dünyanın saygın koleksiyonları içinde Tire'de kesilen Osmanlı Dönemi bakir paraları da yer almaktadır.” Bu bilgi, bize o dönem Tire’nin ticarette vardığı gelişmenin boyutunu bir bakıma göstermektedir.

Tarihe bakıldığında Tire Ovasına, Pelagslar tanrıçalarının ismi olan “Asia” adını vermişlerdir. Asia çayırları ismi ile ünlü şair Homeros, İlyada’sında geçmektedir. Daha sonra Asya ismi kıta adı olmuştur. Yine ünlü seyyah Evliya Çelebi, Tire’de yetişen ürünlerin tatlarından söz etmektedir.

Ankara Savaşı’ından(1402) sonra Timur’un kışı Tire’de geçirmesi ilginç bir tarih sayfası olsa gerek. Fetret Devri’nin en ciddi olaylarından kabul edilen Şeyh Bedreddin Hareketi’nin plan merkezinin Tire olması, bir başka çarpıcı özellik oluşturmaktadır şehir için.

Tire’nin tarihine bakıldığında, gölgenin birçok zorlu savaşlara sahne olduğu gerçeği de görülmektedir. Şüphesiz yaşanan bu savaşlar beraberinde yıkım ve gözyaşı getirmiştir. En önemlisi bin bir emekle vücuda getirilen, uygarlıkların somut izlerini taşıyan yüzlerce eser yakılıp yıkılmıştır bu savaşlar sonucunda.

Direnişçi özellikleri ve esarete karşı dik duruşu ile Tire genç cumhuriyete de katkı yapmış, güç vermiştir. Belki de sonraki yıllarda Tire’nin bu özellikleri cumhuriyetin inşasında da önemli yapı taşları olmuştur.

Farklılıkları Kucaklayan Tire

Deyim yerindeyse Tire, tarihte düşe kalka ile günümüze varmıştır. Tire’nin verimli arazilere sahip olması ve Ege Denizi’nin yakın hinterlandı oluşturması sebebiyle tarihte önemli ticaret ve tarım merkezi olmuştur. Bu nedenle bölge hep dış istilalara açık olmuştur! Yaşanan bu durum şehri ve halkını önemli oranda olumsuz etkilemiş ancak karakterinde kalıcı değişiklik yapamamıştır. Daha açık bir anlatımla Tire hoşgörü ve farklılıkları kucaklayan özelliklerini muhafaza etmiştir.

Tire bugün de bu özelliklerini korumayı sürdürmektedir. 1990’lı yıllarda yoğunlaşan terör olayları doğu ve güneydoğu’da yaşayan Kürtler, göç etmek zorunda kaldı. Bu göçün yoğunca vardığı bölge Ege ve Ege’nin “ŞİRİN” şehri Tire oldu. Tire ve Tireliler, göç eden bu insanları yaşadıkları acıya rağmen, dışlamadı ve “öteki” diye bakmadı. O yıllarda Ege’de 6 yıl gazetecilik yapmış ve bu göçü haber yapmış bir insan olarak Tirelilerin bu olgunluklarına hayran kaldım. Tabii Torbalı, Ödemiş, Bayındır… aynı tutumu sergiledi. Tire ŞAİK Lisesi mezunu olan bir insan olarak Tirelilerin hoşgörü ve farklılıkları ülkenin birliği adına yaşanan zorlu süreci anlayışla geçirmeleri beni çok memnun etmiştir. Tirelilerin bunu yapacağını tahmin ediyordum zaten. Zira 1985 yılında ŞAİK’e kaydolurken gerek sınıf arkadaşlarım gerekse okul arkadaşlarım bir saniye dahi üzmediler, hep değer verdiler. Bunun adı sevgi ve saygı bağıydı. Bugün de bu bağımız güçlü bir şekilde devam etmektedir. Bu nedenle hem Kızıltepeliyim hem Tireliyim.

Bu ortak duygu ve düşüncelerle 6 TAB şahsında bütün ŞAİK’e, ŞAİK şahsında Tire’ye teşekkür ediyor, 4 Eylül Tire’nin Kurtuluş Günü’nü kutluyorum.

Deperli meslektaşlarım Büyük Tire çalışanlarına selam ve saygılarımı iletiyorum.

Yorum Yaz