matesis
dedas

Türk Sorunu Artarak Devam Ediyor

Türk Sorunu Artarak Devam Ediyor

Dönüp dolaşıp aynı kör döngü içinde kıvranıp duruyoruz. Kürt sorunun (Türk sorunu) çözümüne dair somut ne var elimiz diye bakıyorum. Hiç!

Türkler, bir gıdım yol almadı. Aynı kardeşlik edebiyatı, aynı ümmetçilik sevdasıyla Kürtleri öldürmeye devam ediyor. Bir hafta önce Mahir Çetin Kaş’ta sırf Kürtçe konuştu diye döve döve öldürüldü.  Hayatının baharında bir delikanlı, anasının sütü gibi helal olan dilini konuştu diye. Bu nasıl bir cellatlıktır anlamıyorum. Milliyetçilik gibi dar bir tanımlamaya mı koyalım şimdi bu canileri. Vatandaşın hassas uvuzları ayyuka kalkdığı için mi, öldürülenlere herhangi bir yasal işlem yapılmadı?  

O turistlik bölgelerde Türkten çok Alman, İngiliz var. O kadar ki, adamlar Fethiye’nin bir mahallesini üzerlerine tapulamış. Kendi evlerini, dükkanları, barlarını açmışlar. Tek kelime Türkçe yok. Ve daha da ilginci, 2007 yılına kadar tek bir Türkçe gazete, dergi, kitap sokmuyorlarmış. Türklüğüyle övünen şaklabanlar, bunu yapan İngiliz olunca, ezik psikolojisiyle ayaklarının altına yolluk oluyor işte.  Yanlış anlaşılmasın, niye İngilizleri dövmüyor hassas vatandaşlar demiyorum. Demek istediğim vatan millet sakarya diyerek erkeklendikleri kof kabadayıklarını anca  Kürtler söz konusu olunca şahlandırıyorlar.

Türk’ün müslümanı, solcusu hiç fark etmiyor, insanlıklarını görmek için ağzımdan Kürdistan kelimesini çıkarmam kafi. Faşistlikte birbiriyle yarışıyorlar mübarekler. Bir taraf atalarının açtıgı yolda ilerlerlerse Kürtlerin kurtulacağını savunurken, öteki taraf kendi ataları! RTE’nin açıp sürdüğü yolda ilerleyerek refaha ereceğini zikrediyor. Hele birde, sokaktaki vatandaş Kürt-Türk ayrımı yapmıyor canım, birbirlerinden tavuk alıp, yumurta satıyorlar saçmalığını dillendirmeleri yok mu! Ondan mı Kürt Mahirler dövülerek öldürülüyor…

Batman’da bir hemşire, “Türkçe öğrende gel” diyerek Kürtçe konuşan bir Kürt kadınını kovuyor. Hemşire hanımdaki şişme Türk egosuna bakarmısın! İnsanlıktan nasiplendirmeden, üstün ırk masallarıyla eğitilip yontulduğundan küf bağlamış vicdanını.

Kürt sorunu çözdük diyen akil insanlar, bu mu çözüm! Daha anadilde eğitimi hayata geçiremedi şakşakladığınız hükümet. Ağza bir parmak misali bir iki özel kurs ile oyaladılar hepsi bu.

Anadilde eğitim, Almanyadaki Türkler söz konusu olunca bu bizim hakkımız diye nidalar koparanlar, Kürtler anadilde eğitim isteyince, aaa sizde çok oldunuz şaklabanlığına bürünüyorlar. Ana dilde eğitim her insanın hakkıdır, isteyen Kürtçe, İsteyen Rumca, isteyen Ermenice alsın. 

Geçen gün Kürt bir arkadaş, ana dilde eğitim için; “ben atanın yüceliğini Kürt dilim ile öğrenmek istemiyorum, önce bu eğitim içeriği değişsin diyordu”.

Bu eğitim sisteminin değişiceğine dair benim umudum yok, sadece şekil değiştiriyor, daha bir din soslu kıvama getiriliyor o kadar. Arkadaşa bir yerde hak veriyorum, lakin olmayacak bir beklentiyle niye Kürt dilinde eğitimi Kürt çocuklarından esirgeyelim. Ben inanıyorum ki o Kürt çocukları, bir şekilde kendilerini TC nin saçma sapan sisteminden arındıracaktır.

Diyarbekir’de Kürtçe eğitim verecek Ferzag Kemanger ilkokulu polisler tarafından mühürlendi... Bırakın Kürt çocukları ana dillerinde eğitim alsın!

Ferzag Kemanger ismini araştırdıgımda, canımı yakan bir mektupla karşılaştım. Mektubun son satırında diyor ki Ferzag Kemanger ;

Hangi dili konuşuyor olursa olsun, kalbimin bir başkasının göğsünde atmasına izin verin. Tek istediğim, onun, nasırlı ellerinin kalınlığı eşitsizliklere karşı öfke kıvılcımlarını canlı tutacak bir işçinin çocuğu olmasıdır. Kalbimin, çok uzak olmayacak bir gelecekte, çocuklarının onu her sabah güzel gülümsemeleriyle selamlayacağı ve birlikte bütün neşe ve oyunları paylaşacakları bir köy öğretmeni olacak bir çocuğun göğsünde atmasına izin verin. 

O zaman, çocuklar yoksulluk ve açlık gibi kelimelerin anlamını bilmeyecektir; "hapishane", "işkence", "baskı" ve "eşitsizlik" terimleri, onların dünyasında bütün anlamlarından yoksun olabilecektir. Uçsuz bucaksız dünyanızın ufak bir köşesinde kalbimin atmasına izin verin. Sadece ona özenli olun, çünkü o, tarihi acı ve eziyet ile dolu ülkesinin insanlarının anlatılmamış hikayeleriyle dolu bir kişinin kalbidir. Kalbimin bir çocuğun göğsünde atmasına izin verin ki bir sabah yapabildiğim kadar yüksek sesle ve anadilimde –Kürtçe-, haykırabileyim: Bu uçsuz bucaksız dünyanın bütün köşelerine, bütün insanlığı sevme mesajını taşıyan bir rüzgar olmak istiyorum.”

Kürt çocuklarından korktuğunuz kadar var savaş sevicileri, zira dünyaya barışı onlar getirecek!

Yorum Yaz