Türkiye’de çirkinleşen ve ideolojisiz siyaset-4
Türkiye’de çirkinleşen ve ideolojisiz siyaset-4
Değerli okurlarım. Çirkinleşen siyaset sadece siyasetçilerin değil, toplumun da ruh halini olumsuz etkiler. Güveni, adaleti ve saygıyı zedeler. Oysa sağlıklı bir siyaset; eleştirinin, farklı görüşlerin ve tartışmanın seviyeli bir zeminde yapıldığı, çözüm odaklı bir anlayışla yürütülmelidir. Fikirler yerine kişiler tartışılır, siyasal etik geriye düşer, halkın gerçek sorunları gündemin gerisine itilir.
Siyasetin son gündem maddesi parti değiştiren milletvekilleri. CHP’den Memleket Partisi’ne geçen, daha sonra bağımsız milletvekili olarak görev yapan Mehmet Ali Çelebi, Ak Parti’ye katıldı.
2009 seçimlerinde bağımsız bir şekilde Şanlıurfa Belediye başkanı seçilen, daha sonra Tarım Bakanlığı da yapan Ahmet Eşref Fakı baba AK Parti'den istifa etti. Fakı baba aynı zamanda milletvekilliğinden de istifa ederken İyi Partiye katıldı.
Özlem Çerçioğlu, 23 yıldır CHP’de siyaset yapıyordu, İki dönem CHP’den milletvekili seçildi ve dört dönem CHP Belediye Başkanı oldu. Aydın’ın ilk kadın belediye başkanı olduğu için yöre halkı tarafından “topuklu efe” unvanıyla onurlandırıldı.14 Ağustostaki kuruluş etkinliği töreninde AKP’ye katıldı.
Dört bölüm şeklinde değerlendirdiğim; “Türkiye’de çirkinleşen ve ideolojisiz siyaset” adlı makalelerimin dördüncü ve son bölümünü okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Bu politikacı ve siyasetçilerden anladığım izlenim şu; bu tarz siyasetçiler ve partiler için fikirlerin, ilkelerin ve siyasi duruşun pek bir önem arz etmediği görülmektedir. Tekrar tekrar kanıtlanan bir başka gerçek ise Türkiye’de siyaset mekanizmasının birçok sorunun temelinde yer aldığı ve sorun çözmenin aksine sorun üreten bir yapı olmaktan bir türlü kurtulamadığıdır.
En kötüsü de siyaset alanında böyle bir kurtuluş isteğinin zaten görünmüyor olmasıdır. Örneğin, özellikle güçlü partilerde adaylar genellikle belli bir sosyal statü ve maddi güce sahip olanlar arasından belirleniyor ve bu sınırlar içerisindeki isimlerin çürümüş olan bu yapıya yönelik tavır almaları mümkün olamıyor.
Günümüzde ideolojik temeller zaman zaman zayıflamış, popülist hareketler yükselişe geçmiş olsa da, Avrupa toplumlarında ilkeli siyasete duyulan ihtiyaç devam etmektedir. Özellikle iklim krizi, göç, insan hakları ve sosyal adalet konularında, net ideolojik duruşa sahip partiler topluma güven vermektedir.
Sonuç olarak Avrupa’da siyaset, ideolojilerin ve ilkelerin rehberliğinde gelişmekte; demokratik kurumlar ve anayasal düzen sayesinde tutarlılığını korumaktadır. Bu yönüyle Avrupa siyasetinin en önemli farkı, ilkelerin günübirlik çıkar hesaplarına kurban edilmemesidir.
Köşenin Sözü :”Doğu, Allah’ı buldu ama insanı kaybetti; Batı, insanı buldu ama Allah’ı unuttu. Müslüman, ikisini birlikte bulmak zorundadır.” (Aliya İzzetbegoviç)
Bitti…
Abdulbaki Akbal
Editör: Beşir Şavur
