matesis
dedas

Türkiye’de Sosyal Demokrasiye “İnce” Ayar

Türkiye’de Sosyal Demokrasiye “İnce” Ayar

Dünya genelinde sosyal ve ekonomik anlamda sürekli büyüyen bir daralma söz konusu. Hiç şüphesiz bunun nedeni insanların ve kaynakların iyi yönetilememesidir. Başka bir ifadeyle siyaset kurumunun üretkenlikten uzak bir konum sergilemesi ve bunun neticesinde siyasi aktörlerin krizleri aşmak için çareyi çatışma ve savaşlarda aramaları…

Evet dünya giderek büyüyen küresel ve bölgesel sosyo-politik krizlerle karşı karşıya. Bu, bir süreç ve sürdürülebilir bir özellik göstermektedir. Bu sürecin bir parçası da Türkiye’dir. Türkiye, her ne kadar bu süreçte yeniden üretilebilir bir güç olarak bir görünüm arzetse de ve krizleri “teğet” geçse de aslında sorunları giderek ağırlaşmaktadır.

2018 Haziran Seçimleri Seçenek Oldu

Dünyada ve Türkiye’de yaşanan kriz süreçleri için siyaset kurumunun aktörleri çözüm seçeneklerini ortaya koymak adına arayışlarını sürdürmektedir. Bu anlamda Türkiye’de 24 Haziran seçimleri bir anlamda bunun arayışı oldu. Yeni sistemin başkanlık adayları olan aktörler, Türkiye’de ya da Türkiye’nin parçası olduğu sosyo-ekonomik sorunlar yumağına çözüm gücü olabilme adına seçim sürecinde projelerini seçmenlerle dahası halkla paylaştılar. Projelerin her biri şüphesiz birbirinden daha değerli, sebebine gelince bunların bir emek ürünü olmasıydı.

Evet başkanlığa yüzde 52,6 ile seçilen Erdoğan seçildi ancak CHP’nin adayı Muharrem İnce dikkatleri çeken bir çıkış yaptı. Seçim boyunca iyi bir performans ortaya koyan İnce, seçmenden yüzde 30,6 oy oranı aldı. Partisinden daha çok oy oranına ulaşan İnce, bu noktada da siyasi otoritelerinin dikkatini çekti. Bu durum seçim sonrasında kamuoyunda bir dizi tartışmalara da yol açtı.

Bu tartışmalar hala devam etmektedir. İki boyutta devam eden tartışmalar, İnce’nin dışında siyasi yorumcuların yaptığı ve CHP içinde yapılan tartışmalar olmak üzere gruplandırılabilir. Kuşkusuz parti içi tartışmalar, Sayın ince’nin lehine olmasa gerek. Çünkü partide Kılıçdaroğlu ve ekibi İnce’nin bu kadar oy oranına ulaşmasından hoşnut değil. Ama İnce’nin kamuoyunda aydınlar, gazeteciler, akademisyenler vs tarafından tartışılması elbette lehte bir tartışma ve hakkı teslim eden cinstendir.

İnce, Tabanın Kabul Gördüğü Aday

Muharrem İnce, gerek CHP’li seçmenden gerekse de diğer seçmenlerden aldığı oylar, göstermektedir ki genel kabul görmüş bir lider olmuştur. Tabanın ortak adayı olabilmesi ve CHP’de aday kim olacak gibi kafa karıştırıcı bir süreçte cesaret göstererek aday olan İnce, öncelikle kendi tabanını birleştirmeyi başarmıştır. Türkiye’de tabanın arayışı doğrultusunda politika yapmak sonuç vermektedir ki, Sayın İnce bu seçimde bunun örneği oldu.

Ancak bizce en önemli nokta, dünyada ve Türkiye’de sosyal demokrasinin bunalım geçirdiği bir süreçte Muharrem İnce’nin sosyal demokrat kitlelerinin kabul gördüğü bir isim haline gelmesidir. Seçim süreci boyunca elbette bizce bazı yanlışlar da yaptı Sayın İnce. Örneğin generale “Apoletlerini sökerim” gibi zamansız söylemde bulunması ve “Hükümet FETÖ’yi uluslararası prosedürlere uygun olarak talep etmemiştir” açıklamasının sonradan asılsız çıkması hanesine eksiklikler olarak yazıldı. Bunun gibi başka yanlışları da oldu. Daha dikkatli olunsaydı belki oy oranı yüzde 35’lere dayanırdı. Olsun ama, sayın İnce, mevcut CHP yönetiminin sekiz seçimden yenilgiyle çıkmış olması ve iyi bir muhalefet partisi olamadığı bu süreçte sosyal demokrat seçmen için bir umut olmuştur. Eğer CHP delegeleri ve parti yöneticileri duygusal davranmayıp küçük çıkar hesaplarını bir kenara atmayı başarabilirse Muharrem İnce ile bir çıkış yakalanır, diye düşünmekteyiz. Bunu yaparlarsa hem Türkiye hem de CHP hayrına olacaktır elbette.

Ama görünen o ki, küçük hesaplar peşinde giden bir anlayış kendini dayatmaktadır. Bunu gören Muharrem İnce bütün Türkiye’yi dolaşarak halka gitme isteğindedir. Yapılan açıklamalara bakılırsa sayın İnce, 9 Eylül’de İzmir’den “Haydi Gençler Birlikte Türkiye’yi Yönetelim” atılımını başlatacaktır. Burada İnce’nin amacı gençler başta olmak üzere halkın desteğini almaktır.

Ne diyelim belki de sosyal demokratlar, ‘Sayın Kılıçdaroğlu ve ekibiyle buraya kadar’ diyecektir.

Saygıyla… 

Yorum Yaz