matesis
dedas

Veda Hutbesi; Ümmetle Vedalaşma

Veda Hutbesi; Ümmetle Vedalaşma

“Hamd, Allah’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım diler ve O’na tövbe ederiz. Nefsimizin şerrinden ve amellerimizin günahlarından Allah’a sığınırız. Allah’ın; doğru yola ilettiğini saptıracak, saptırdığını da doğru yola iletecek yoktur.” Resul-i Ekrem’in insanlığa, özellikle ümmetine sunduğu son mesaj olan ve Arafat dağında yaklaşık 100 bin küsur, imanları genç ama köklü mümin sahabeye hitabının ilk sözleriydi. Veda hutbesinin giriş hitabıydı. Resulullah bütün hitaplarında olduğu gibi Veda Hutbesinde de, hem insanların kalbine hem de aklına hitap etmiştir. Vahiy gücüyle karanlık ve cahili geleneklere son verdi. İnsanlık tarihine yeni ve beyaz bir sahife açtı. Rabbinden almış olduğu davayı arkadaşlarına teslim etti. Veda Hutbesi ile ilme’l yakinin yanında ayne’l ve lafze’l yakin olarak ashabını da şahit tuttu. Bu yazımda Veda Hutbesini tekrar tekrar yazma ihtiyacı duymadım. Kalemimin yazdığı kadar, İslam âleminin ve Müslümanların zor bir süreçten geçtiklerini ve bu hitaba ne kadar ihtiyacımızın olduğunu hatırlatmak babından yazıyorum.

Resulullah’ın davasını (Veda Hutbesini) hitap ettiği ve aynı şehir olan Mekke’de ilk duyurduğunda, etrafında kimseler yoktu. Ama aynı dava, aynı mekânda yirmi yıl sonra çok farklı noktadaydı. Zira İslam irşat ve tebliğ faaliyetlerini, tüm dava sahibi erleri ile kesintisiz devam etmişti. Ve İlahi adalet tecelli etti. Dün aynı yerde yoluna diken atanlar, Veda Hutbesinde yoluna güller serdiler, mallarını canlarını Allah Resulüne takdim ettiler. Zira Peygamber en büyük inkılâbı çok kısa sürede insanların kalplerinde ve akıllarında gerçekleştirdi. Bu inkılâbı; zor, şiddet ve zorbalık kullanarak değil, hakikati olduğu gibi kalplere sevgi saygı üzerine nakş ederek gerçekleştirdi. Aslında bu bir veda değildi, yeniden diriliş ve kıyamet gününe kadar sürecek olan bir inkılâbın başlangıcıydı. En büyük nimet olan İslam dininin artık tüm emir ve yasaklarıyla yaşama vaktiydi. Veda hutbesi ile de Peygamberin vasiyetini, ümmetine emanet ettiği en özel ve mükemmel vasiyetti.

Bu hutbenin en bariz mesajı, peygamberin tüm cahiliye adetlerini ayakları altına almasıdır. Şöyle buyurdu; “İnsanlar! Bu gününüz (Arafe günü), bu ayınız (Zilhicce), bu şehriniz (Mekke) nasıl kutsal ve saygın ise, Rabbinize kavuşana dek, canlarınız, mallarınız ve namuslarınız da öyle saygındır.” Bu sözleri ile karanlık bir devri kapatıp, aydınlık bir geleceğin kapısını açtı.

Veda hutbesi uzağa gidecek olan bir reisin bireylerine vasiyeti, insan haklarının açıkça deklare edildiği, İslam idaresinin ana hatlarının ilan edildiği bir miting idi.  Bu vesile ile dünya; insan haklarını, kadın haklarını, kölelikle mücadele gibi konuları ilk defa duyuyor ve öğreniyordu. Veda hutbesi seyyar bir kütüphaneydi. Bu hutbe ile artık sema ile yer arasındaki trafik son buluyordu. Bunu fark eden sahabelerden Ümmü Eymen öyle bir günde gözyaşlarını tutamadı. Nedenini soranlara cevap olarak; “Sema kapılarının vahye kapanmasına ağlıyorum, artık vahiy inmeyecektir” dedi.

“Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salavât getirirler. Ey müminler! Siz de ona salavât getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.” Diye buyurur kitabımız kerim olan Kur’an da. Rabbimizin Salât ve Selamı senin üzerine olsun ey Allah’ın Resulü! Allah huzurunda bizler şahidiz ki dini tebliğ ettin. Emanetini ehline verip, mesajını sundun. Bu mübarek mesajınla insanlığa hak, eşitlik ve adaleti takdim ettin. İnsanların can ve mal güvenliğini sağladın. Senin bizlere emanet ettiğin en son din İslam tüm kötülüklerden münezzehtir.

Huzurunda başımız eğik, davanı tam anlamıyla tebliğ edememenin üzüntü ve burukluğu içerisinde olsak da, nurlu eşsiz hayat modelin bizler için tek modeldir. Emirlerin bizler için talimat ve direktiftir. Senin rehberliğin ve önderliğin yegâne ölçümüz ve kaynağımızdır. Bize miras bıraktığın dini tebliğ etmek hayatımızın en büyük gayesidir. Allah’ın Salât ve Selamı sana, Ehl-i Beyit’ne, Ashabına ve yol yöntemini takip edenlerin üzerine olsun.

Yolun Yolumuz Ya Resülullah.

Şahit ol Ya Rab!

Şahit ol Ya Rab!

Şahit ol Ya Rab!

Yorum Yaz