matesis
dedas

Ya Sonra?

Ya Sonra?

            TSK'ya ait jetin düşürülmesinin ardından iki haftayı geride bıraktık. İki hafta boyunca Barrack Obama'dan Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'ya kadar herkes görüşünü bildirdi, komplo teorisini kurdu ve bir kenara çekildi. Hollywood'u andıran senaryoların ardından, gündem, Esed'in halkına yönelik katliamlarıyla, batının tepkisizliği ve ya sözde tepkisiyle 'jet krizi' öncesi duruma döndü.

            Hükümetin, Suriye tarafından yapılacak herhangi bir sınır ihlalinde, uyarı yapmadan ateş açılacağını bildirmesiyle ve NATO'nun olayı kınamasıyla şimdilik 'jet krizi' aşılmış gibi görünüyor, tabi diplomatik seviyede. Peki toplum olarak jetimizin düşürülmesini sindirebildik mi?

            Belki de her Türk asker doğduğu için (!), kimi bir kıvılcım bekliyordu, kimi ise tamamen kapitalist duygularla olayın üstüne gidiyordu. Tüm bunlar yaşanırken, muhalefet kanadında kanımızı donduracak cinsten açıklamalar da tartışmaların içinde yerini alıyordu.

            Ulusal bir gazetemizin yazarları, komplo teorisyenlerini ve savaş çığırtkanlarını sert bir dille eleştirirken, gazetenin kendisi 'Rakamlarla Türkiye-Suriye Ordusu' başlıklı haberler yapıyor, gençlerin, okudukları bu haber karşısında havalara girmelerine neden oluyor ve kendi kapitalist dürtülerini de ortaya çıkarıyordu. Bir başka ulusal gazete ise, tarihte bir ilk olacak ki, 'jet krizi' ve ardından sınıra yapılan askeri yığınak haberleri mankenlerin frikik görüntülerinden ve spor kulüplerinin transfer haberlerinden önce geliyordu. Hiç şüphe yok ki, olaya biri kapitalist diğeri ideolojik yaklaşan her iki gazete de çözüm odaklı yayınlar yapmıyordu.

            Ya siyasetçilerimiz... MHP'nin teorisyenlerinden olan ve aynı zamanda düşünce kuruluşlarına başkanlık eden parlamenterler, jetin vurulduğunun anlaşıldığı an füze saldırısıyla karşılık verilmesi gerektiğini öne sürdü. Ana muhalefet partisi lideri, iki hafta boyunca meydanlarda, milliyetçi duyguları en içtenlikle sömürebilecek popülist sloganlar attı.

            Sonuç... Çok başarılı iki pilotumuzu kaybettik. Ulusal bir travma yaşadık. Suriye ile ikili ilişkilerde, mevcut rejimin devam etmesi durumunda hiç iyileşmeyecek yaralar açıldı.

            Peki Esed karşıtı ayaklanmalar ne olacak? Esed, muhalifleri kararlılıkla öldürmeye devam ediyor. İnsan haklarını (!) dilinden düşürmeyen batı, Suriye konusunda çözümsüzlüğü bir politika olarak uygulamada şu ana kadar çok başarılı oldu. Festival havasında geçen ABD başkanlık seçimleri ABD'nin bu konudaki işini kolaylaştırırken, AB de ekonomik krizlerle boğuşuyor. İşte bu yüzden Suriye'deki insanlık dramı kendileri için önem sıralamasında en üstte yer almıyor, tabi Hillary Clinton'un hergün yaptığı şovmen çıkışları saymaz isek (!).

            Esed, duyduğu endişeden olacak ki, her geçen gün düşürülen jetle ve şehit olan pilotlarımızla ilgili üzüntüsünü dile getiriyor, Türkiye medyasına demeçler veriyor. Ya katlettiği binlerce insan... Onların hakkını kim gözetecek? Şimdilik hiç kimse...

Yorumlar

Image
HACI MUAMMER
15.07.2012 / 19:05

ALLAH SABIR VE GÜÇ VERSİN...

Yorum Yaz