tatlidede

Yaşanmakta Zorluk Çekilen Din: Bağnazlık

Yaşanmakta Zorluk Çekilen Din: Bağnazlık

Hayatını Kuran’a göre değilde, Kuran’dan olduğunu iddia edip, uydurma bir takım hadislerle (sahih hadisleri tenzih ederim) devam ettiren kimselere bağnaz denir. Bu kimseler çıkardıkları hükümlere o derece bağlıdırlar ki Kuran’daki din ile kendilerine öğüt verildiğinde dinlemez, atalarından öğrendikleri öğretilerden asla vazgeçmezler. Bu yüzden peygamberler kendi dönemlerinde sadece ateistlere değil, Kuran’da müşrik olarak belirtilen bağnaz kimselere karşı da mücadele vermişlerdir. Rabbimiz bir ayetinde bu kimselerin kendilerine helaller ve haramlar türettiklerini şöyle haber vermiştir:

Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler. (Nahl Suresi, 116)

Rabbimiz Kuran’da insanlara hellaleri ve haramları anlaşılır bir şekilde haber vermiştir. Bağnazların savunduğunun aksine İslam dinini Allah insanların rahat edeceği şekilde çok kolay yaratmıştır. Haramların sayısı da bağnazların söylediğinin aksine oldukça azdır. Bağnazlar insanları İslam’dan soğutacak öyle hükümler uydurmuşlardır ki, dini adeta yaşanması zor hale getirmişlerdir. Din ne kadar zor olursa o kadar makbul olacağına inanmışlardır. Dini İslam’daki şekliyle kolaylaştıranları ise kafir olarak görmüşlerdir. Rabbimiz İslam’ın hükümlerini kolay yarattığını şöyle haber vermiştir:

“... Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez ...” (Bakara Suresi, 185)

Bağnaz kimseler din adına o kadar çok hüküm çıkarmışlardır ki buna kendileri daha uymakta zorlanmaktta, hatta kendi çıkardıkları hükümlere uymamaktadırlar. Örneğin gülmenin, şakalaşmanın, eğlenmenin haram olduğunu söylemekte, ancak bunu başaramayıp kendi aralarında şakalaşmakta, düğünlerde eğlenmektedirler. Bu konuyla ilgili türetilmiş bir hadis şu şekildedir:

Kahkaha şeytandır.” (İman ve Küfür Kitabı / Usul-u Kafi kitabı / El-Kuleyni, S.1068)

Oysa Rabbimiz Kuran’da müşriklerin dünyadaki cezalarının az gülmek olduğunu şöyle haber vermiştir:

Öyleyse kazandıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar. (Tevbe Suresi, 82)

Yine bu kimseler kadınla erkeğin bir arada bulunmasına ve sohbet etmesine haram gözüyle bakar, ancak türettikleri bu hükme de uyamadıkları için gittikleri ortamlarda, toplu taşıma araçlarında kadınlarla yan yana dururlar, sosyal alemde sohbet ederler. Bu konuyla ilgili türettikleri bir hadis şu şekildedir:

"Bir erkekle (yabancı) bir kadın baş başa kalmasın ki onların üçüncüsü şeytan olmasın." (Tirmizî rivâyet etmiş, Elbânî de "Sahîhu'l-Câmi'; hadis no: 2165)

Oysa Kuran’da böyle bir hüküm yoktur. Resullah (sav) döneminde kadınlar ve erkekler beraber mücadele etmiş, Hz. Muhammed (sav) herkese tebliğ yapmıştır. Günümüzde de kadınlar ve erkekler Hac’da beraber ibadet etmektedirler. Kuran’da haram kılınan kadın ve erkeğin evlilik dışı ilişkiye girmesidir. Bu konuya peygamberlerimizden örnek verirsek;

Hz. Musa kıssasında; Hz. Musa hayvanlarını sulamakta zorlanan iki kadına yardım etmiş, kadınlar da Hz. Musa’yı beğenmiş ve güvenilir bulmuşlardır. Bu durumu babalarına iletmiş, Hz. Musa’nın yardımcı olarak yanlarında bulunabileceğini söylemişlerdir. Yani Hz. Musa kadınlarla yan yana gelmiş, onlara yardım etmiştir. Kadınlar da Hz. Musa’yı beğenmiş, kuvvetli olduğuna dair yorumda bulunmuşlardır.

Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki: "Bu durumunuz ne?" "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır." dediler.

Hemencecik onların sürülerini suladı, sonra yine gölgeye çekilerek dedi ki: "Rabbim, doğrusu bana indirdiğin her hayra muhtacım."

Çok geçmeden, o iki (kadın)dan biri, (utana utana) yürüyerek ona geldi. "Babam, bizim için sürüleri sulamana karşılık sana mükafaat vermek üzere seni davet etmektedir." dedi. Bunun üzerine ona gelip de olup bitenleri anlatınca o: "Korkma" dedi. "Zalimler topluluğundan kurtulmuş oldun."

O (kadın)lardan biri dedi ki: "Ey babacığım, onu ücretli olarak tut; çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı gerçekten o kuvvetli, güvenilir (biri)dir." (Kasas Suresi, 23-26)

Hz. Süleyman kıssasında; Hz. Süleyman Sebe Melikesine tebliğ yapmış, onu evine davet etmiştir.

Ona: "Köşke gir" denildi. Onu görünce derin bir su sandı ve (eteğini çekerek) ayaklarını açtı. (Süleyman:) Dedi ki: "Gerçekte bu, saydam camdan olma düzeltilmiş bir köşk-zemindir." Dedi ki: "Rabbim, gerçekten ben kendime zulmettim; (artık) ben Süleyman'la birlikte alemlerin Rabbi olan Allah'a teslim oldum." (Neml Suresi, 44)

Bağnaz kimselerin türettikleri hükümleri saymakla bitiremeyiz. Bu yüzden de türettikleri hükümlere kendileri de uyamamakta, samimiyetsiz bir din yaşamaktadırlar. Bundan dolayı ezilmekte, basiretleri kapandığı için Allah’ın helal kıldığı neşe, sevinç, müzik, eğlence gibi nimetlerden uzak kalmaktadırlar. Bu kimseler dünyada bu nimetlerden uzak kaldıkları gibi, ahirette de bu nimetlere hasret kalacaklardır. Böyle bir din anlayışından kurtulmanın tek yolu ise samimi olmak ve Kuran’ın hükümlerini kabul etmektir.

 

 

 

 

 

 

 

Yorum Yaz