Yönetim istifa!

Ve seçimler yapıldı, halk iradesini gösterdi.
Türkiye ve Mardin bazında seçim sonuçları üzerinde bir değerlendirme yapmaya çalışalım.
Önce genel bir Türkiye değerlendirmesi:
Beklenen oldu AK Parti üçüncü kez tek başına iktidar mührünü aldı.
Önce galipler.
AK Parti
Yüzde 45–48 arası oy alması beklenen AK Parti her iki kişiden birinin oyunu alarak yüzde 50 gibi bir oy oranı ile gücünü iyice kabul ettirdi.
Ancak bu oy oranına rağmen seçim sistemindeki garabetlerden dolayı geçen dönem kazandığı koltuk sayısının gerisinde kalarak, anayasa değişikliklerini referanduma bile götürme çoğunluğunun gerisinde kaldı.
Bu aslında halkın verdiği bir mesaj da olabilir.
Halk bir yandan AK Parti’ye güçlü bir iktidar imkânı verirken bir yandan da AK Parti kadrolarının bir kısmında görülen kibir ve gurur gibi kötü huylardan arınma fırsatı verecek şekilde anayasayı uzlaşma ile yapması yönünde bir tablonun doğmasına neden olmuştur.
Belki de hem AK Parti hem de Türkiye için hayırlı olan sonuç budur.
AK Parti, genellikle zayıf olduğu sahil şeritlerinde oy oranlarını artırarak bu bölgelerde önemli oranda oy oranına ulaşmıştır.
Seçmen AK Parti’nin icraatlarını benimsediğini, ekonomi, dış politika dâhil hükümetten memnun olduğunu göstermiştir.
AK Parti’nin önceliği yeni ve özgürlükçü bir anayasa ile AB sürecine odaklanmak olmalıdır.
Kürt sorunu konusunda seçim sürecinde kullanılan milliyetçi ve sert söylemler dileriz ki seçim sürecinde kalır, yeniden özgürlükçü bir dil kullanılarak ülkenin bu kanayan yarası bir an önce bir çözüme kavuşturulur.
Ancak bu noktada sadece iktidarın değil muhalefetin de katkısı çok gereklidir.
BDP
Seçimin tartışmasız iki galibinden birisidir çünkü 22 olan milletvekili sayısını yaklaşık yüzde 80 oranında artırarak 36’ya çıkarmıştır.
Daha önceki yazılarımda ifade ettiğim Kürt siyasi hareketinin farklı fraksiyonlarına mensup isimleri bünyesine toplayarak Kürt hareketinin çatı organizasyonu rolünü üstlenmesi hedefi seçmen nezdinde karşılık bulmuştur.
Bölge genelinde hemen tüm şehirlerde oylarını artırmış, desteklediği 43 adayın sadece 7’sini seçtirememiştir.
Bu günden itibaren başta Başbakan olmak üzere artık hiç kimse BDP gerçeğini yok sayamaz, saymamalıdır.
BDP de Kürt sorunu konusunda daha uzlaşmacı, daha reel politikalar izlemeli, şahin politikalardan ziyade barışçı bir söylem kullanmalıdır.
CHP
CHP için ne galiptir diyebiliriz ne de mağlup.
Geçen seçime göre oy oranı ve milletvekili sayısını artırmış olsa bile kamuoyunda oluşan beklentinin yani yüzde 30’un gerisinde kalarak beklentilerin gerisinde kalmıştır.
Medyadaki tüm şişirmelere, yine yurt içi ve dışından yapılan zorlama dayatmalara rağmen “Kılıçdaroğlu rüzgârı” beklenen etkiyi yapamamıştır.
Her ne kadar CHP’nin klasik seçim taktiği olan “laiklik elden gidiyor”, “şeriat gelecek” gibi kof söylemleri terk etmiş olsa bile, AK Parti’yi en güçlü olduğu ekonomi ve icraatlar alanında hedef alması beklenen sonucu vermedi.
Yine Ergenekoncuların meclise taşınması hamlesi de seçmen nezdinde CHP’nin asıl niyetini ortaya çıkardı.
Ve seçimin tek kaybedeni.
MHP
Baraj altında kalacağı düşünülse bile MHP barajı rahat bir şekilde aşmıştır.
Ancak hem oy oranı hem de milletvekilliği sayısı düşmüştür.
Bu durumda da seçimin tek mağlubu da MHP’dir demek yanlış olmayacaktır.
Ancak MHP sözcüleri sonuçtan memnun olmalı ki barajı geçmeleri olgusundan hareketle bunu bir başarı olarak göstermektedirler.
Ve Mardin.
Mardin’de seçimin tartışmasız galibi BDP destekli adaylar olmuştur.
BDP destekli bağımsız adayların aldığı toplam oy oranı yüzde 51’i bulmuştur (bu konuda uyarıda bulunan okurlara teşekkürler).
Buna mukabil AK Parti ise yüzde 33 civarında oy almıştır.
2007’deki seçimlerde BDP adayları yüzde 38, AK Parti ise yüzde 44 oy almıştı.
2007’de iki adayla seçime giren BDP toplamda 80 bin oy almıştı; bu kez üç adayla 160 binin üzerinde oy aldılar; yani dördüncü bir aday olsaydı o da çıkabilecekti.
2007’de 105 bin oy alan AK Parti ise bu dönem, seçmen sayısı artmış olmasına rağmen 103 bin oy almıştır; 4 olan vekil sayısı da 3’e düşmüştür.
Yani AK Parti hem oy oranı hem de milletvekili sayısında düşüş yaşamıştır.
Aday listesinin halkın beklediği gibi olmadığı her yerde dile getirildi.
Bu önemli bir etken olabilir.
Ancak bu başarısızlığı sadece aday listesine bağlamak da doğru değildir.
Bunun altında yatan başka sebepler de vardır; değerli dostum Nezir Güneş yazısında bunların bir kısmını dile getirmiş zaten.
Ama sebep ne olursa olsun ortada açık bir başarısızlık vardır.
Yazının başlığında kastettiğimi şimdi dile getiriyorum.
Sorumluluk sahibi bir yönetimden beklenen bunun gereğini yapmaları yani başarısızlığın faturasını ödemeleridir.
Ancak bu ülkede pek geçerli olmayan başarısızlık durumunda istifa yöntemi bu kez Mardin’de gösterilecek midir bekleyip göreceğiz.
Seçim sonuçlarının tüm ülke için hayırlı olmasını diliyorum.
ahmet kılıç
17.06.2011 / 22:58Seçimin değerlendirmesini birde tersten yapalım.2011 seçimlerinde halkın yarısı Ak parti iktidarına,politikalarına hayır dedi.Ama bunun yanında gücünü halktan alan bağımsız vekiller hem oy oranlarını hemde milletvekili sayılarını tavana vurdular.Bence bu seçimin tek galibi bağımsızlardır.Mardin halkı dışarıdan ithal vekillerle seçim politikasına prim vermediğini oylarıyla göstermiştir,il yöneticilerinin bütün gayretlerine,özverili çalışmalarına rağmen sonuç bence muhteşemdir,istifa etmesi gereken daha üst teşkilatta olan yöneticilerdir diye düşünüyorum.
bölünmezin oyları
17.06.2011 / 12:20Bölünmezin oyları nereye mi gitti bakın da görün<br><br>http://www.facebook.com/pages/ak-gen%C3%A7lik/236920392989946
Rıdvan Demir
17.06.2011 / 11:15bölünmezden bahsedin dediğimize kızanlar, şu vekil olanlar içinde, gülseren yıldırım ile abdurrahim akdağı bilmem ama, muammer güler valilik yaptı, gizli ödenekleri biliriz. gönül hanım eczacı idi, eskiden nasıl zengin olurdu, biliriz. ahmet türk zaten bir ağa, nasıl maraba sırtından geçinirler, biliriz. erol dora avukat, avukatlar da nasıl para kazanır, biliriz. yani içini ferah tut. emin ol ki bölünmez bunlar içinde ehven-i şer kalıyor :)
neo
16.06.2011 / 16:19bölünmezden niye bahsetmiyorsun diyenler; haram yoldan zengin olanlar, haram-helal kavramını bilmeyenler ne zamandan beridir baştacı edilir oldu bu memlekette? haram parayla işlenen hayır da hayır değildir.<br>bunun dışında yazara bende katılıyorum, akparti teşkilatı istifa etmelidir çünkü başarısız olmuştur.
zana
14.06.2011 / 18:58Türkiye siyasi tarihine, bir çok yönü ile geçecek bir seçim sürecini atlattık.<br>Bu seçimlere,seçim sürecinde partilerin aday belirlemeden tutun, seçmenlerin iknasına,partilerin oylarını artırmasına dönük,olağan ve olağandışı şeyler yaşandı.Bir siyasi oluşumun başarısı veya başarısızlığını seçimlerde aldığı oylar belirler.Eğer partiler,halkın isteklerine uygun kriterler taşıyan aday belirler,ülkenin sorunlarını çözümüne dönük programlar üretirler ve buna seçmen güven duyacak bir perspektif sunarlarsa,ödüllendirir ve temsil hakkını o partiye verirler.Eğer tersi bir durum sözkonusu olursada halk teveccüh göstermez,bir anlamda vermiyeceği oylarla cezalandırır ve bir dahaki seçime kadarda kendine çeki-düzen ver talimatı verir.<br>Bu durumdan hareketle,şunu rahatlıkla söylebilirzki halk iki partiyi ödüllendirmiştir.<br>1-2 dönem iktidar olan ve 3.dönem iktidarını aldığı oylarla pekiştiren AKP.<br>2-Bütün engelemelere,anti demokratik seçim barajına,geri alınmış olsa bile olsa YSK'nin ucube kararlarına, seçim sürecinde yapılan manipülasyonlara,dezenformasyona rağmen hem oy,hemde milletvekili sayısını artıran BDP.<br>Seçim sürecinde,olmaması gereken bir çok uygulama-söylemle karşılaştık.Bu konuda hiç bir parti sütten çıkmış akkaşık değildir.Bütün partilerin tasvip edilmeyen birçok uygulamasını gördük.<br>Örneğin;seçim çalışmasın sürecinde,bir yurda yapılan saldırı sebebi ne olursa olsun tasvip edilecek cinsten bir olay değildi.(Her ne kadar bunu bir siyasi oluşuma mal edemezsek bile.Bununla ilgili görüşlerim,Sayın yazarın bir önceki yazısında yazdığım yorumda mevcut.)<br>Örneğin;Siyaseten,altedemiyeceğiniz bir siyasi harekete karşı(yine sayın yazarın bir önceki yazısında yazdığım yorumda belirttiğim gibi,mağripli bedevi misalini vermiştim),bir olayı,evirip çevirip,gerçek mecrasından çıkarıp bundan oy devşirmeye çalışmak,ne demokrasi ile nede ahlakla bağdaşır bir durum değildir.<br>Yine;seçim meydanlarında,liderlerin bütün sinkafları içinde barındıran söylemlerle birbirlerine seçim çalışması adı altında saldırmaları.Bu konuda sicil en bozuklar Başbakan ve kılıçdaroğludur.<br>Ve yine,sayın başbakan'ın Türkiye'nin en büyük sorunu olduğunu kendisininde kabul ettiği,Kürt sorunu konusunda,uzlaşmadan uzak,iki halk arasında gerilimi tırmandıran,sadece milliyetçi oyları almakla açıklanmayacak,bir söylemi dillendirmesi.Bunun en son örneği;Abdullah öcalan'ın hukuki durum ile ilgili söyledikleridir.Kürt toplumunun azımsanmayacak bir kesimi tarafından oranda hassasiyet taşıdığı bir kimse hakkında(seversiniz-sevmezsiniz,yapılan son seçim bu hassasiyet için bir ölçüdür.)'idam ederim''demek arı kovanına çomak sokmaktır.Ve bu SÖYLEM ülke barışına hizmet edecek bir söylem değildir.<br>Herşeye rağmen;seçim süreci çok daha büyük tahribatlara yolaçmadan sona erdi.Bundan sonra yapılması gerekenler,yapması gerekenler tarafından,hiç zaman kaybetmeden,herkesin asgari müştereklerde uzlaşacağı şekilde ele alınmalı ve çözüme dönük planlamalar yapılmalıdır.Bu hayati konular,komplekse girmeyecek konulardır.
saklı kalsın
14.06.2011 / 15:56sevgili yazar öncelikle seçim hesaplarını yapmayı iyice öğten ondan sanra yorum yap.3 vekil % 61 almamışlardır. doğru hesap yap milleti yanıltmaya hiç kimsenin hakkı olmadığını yoktur.
Rıdvan Demir
14.06.2011 / 15:32sanırım iyi incelememişsiniz, bdp %52 aldı. %9 da bölünmez aldı. lakin bdp 4 aday gösterse, her biri 40bin oy alsaydı 4 tane çıkarıyordu. ama yapmadılar. ayrıca yazıda süleyman bölünmeze hiç değinmemeniz, nasıl ve ne kadar popülist olduğunuzu gösteriyor. en azından vefa namına veya gereklilik adına tek başına böyle yüksek bir oran alan bir bağımsız vekil adayı da seçim kritiğinde unutulmamalıydı. lakin renk belli olunca, gerisi teferruat dedirtiyorsunuz.
ahmet
14.06.2011 / 14:44mardinde bir takım isimler dışında hiç kimsenin sempatisini kazanmayan ve başarısızlığın sorumlusu olan il başkanı ve ekibi eğer istifa etmezlerse görevden alınmalıdır. aday adaylığı sürecinde ak parti ile hiç ilgisi olmayan bir şahıs için kulis yapmak üzere ankaraya neden gittiklerini açıklasınlar. lokman sinanoğlu hemen bugün istifa etmelidir.