diorex
sampiyon

Yüksekliği Kendinizde Arayın

Yüksekliği Kendinizde Arayın

Hayatta gerçek anlamda yükselmek, unvanlardan veya mevkilerden çok daha önce kişisel özelliklerinizi geliştirmekle başlar. Çünkü bir dağın zirvesine çıkmak istiyorsanız, bu zirveyi taşıyabilecek kadar sağlam bir temele ihtiyaç duyarsınız. Augustus’un şu sözleri bize yol göstermeye devam ediyor: “Büyük bir insan olmak, büyük bir prens olmaktan daha değerlidir.” Yani gerçek liderlik ve başarı, yalnızca alınan unvanlarla değil, karakterin yüksekliğiyle ölçülür.

Hayatınızda ne kadar yükselirseniz, etki alanınız ve sorumluluklarınız da aynı ölçüde artar. Ancak dar görüşlü insanlar, bu yükseklikte tutunamaz. Çünkü zihin kapasiteleri ve kişilik temelleri bu ağırlığı kaldırmakta zorlanır. Bir pozisyonu kaybettiklerinde, o pozisyonla birlikte kendilerini de kaybederler. Bunun tam aksine, nitelikli insanlar mevkiilerini değil, kendilerini büyütür.

Bir an düşünün; eğer bir yöneticiyseniz, ekibinizden daha çok sabır, daha geniş bir vizyon ve sağlam bir özgüven göstermeniz gerektiğini biliyorsunuzdur. Çünkü bir insan yükseldikçe, onu ayakta tutan şey mevkisi değil, kişisel özellikleridir.

Bazı insanlar başarıyı yalnızca sahip oldukları statüyle eşitler. Oysa statü; tıpkı bir sabun köpüğü gibi, bugün vardır yarın kaybolabilir. Böyle bireyler, bir koltuğu kaybettiklerinde, o koltukla birlikte tüm kimliklerini de kaybeder. Augustus’un aksini savunan sözleri burada daha bir anlam kazanıyor: “Prens olmak mı, insan olmak mı?” Gerçekte, mevki yalnızca bireyin nitelikleri kadar yükselebilir. Tıpkı kökü derin olmayan bir ağacın kısa bir rüzgârla devrilmesi gibi. Yaşım gereği birçok insan gördüm. Mevkiisi gidince sönmüş balon gibi pörsüyor. Ama makamı kendinde özdeşleştirmeyenler ölünceye kadar hatta öldükten sonra balon, balon kalmaya devam ediyor.

Kibir ve gurur çoğu zaman karıştırılır. Oysa gurur, insanın kendi değerine duyduğu inancın doğal bir yansımasıdır. Nitelikli kişiler, bu özgüvenleri sayesinde bulundukları her ortamda kendilerine uygun bir yer yaratmayı başarır. Steve Jobs’ın bir garajda başlayan Apple'ın temel taşlarını attığı hikâyesini hatırlayın. Eğer kendi yeteneklerine inanmamış olsaydı, bugün adını teknoloji dünyasına altın harflerle yazdırabilir miydi? Hayır. Çünkü o, fırsatların gelmesini beklemek yerine, kendi fırsatlarını yaratmayı seçti. Gerçek başarı, dışsal değil, içsel güçten doğar.

Kendinizi İnşa Edin, Mevki Sizi Takip Etsin

  • Başka hayatlarla kıyaslamayı bırakın. Her bireyin potansiyeli kendine özgüdür. Başkalarının başarılarından ilham alın, ama kendi yolunuzu çizin.

  • Köklerinizi sağlamlaştırın. Bilgi, erdem ve özgüvenle beslenen bir temel, sizi hiçbir zorluğun deviremeyeceği kadar güçlü kılar.

  • Fırsat beklemek yerine fırsat yaratın. Bulunduğunuz çevrede kendinizi gösterebileceğiniz bir alan yoksa, o alanı siz kurun.

Son Söz

Unutmayın, unvanlar gelip geçicidir; ama insanın öz nitelikleri ömür boyu kalıcıdır. Büyük Augustus’un şu nasihatini hatırlayın: “İnsan olarak yücelmediğiniz sürece, hiçbir mevki sizi yüceltmez.” Bu yüzden yüksekliği dışarıda değil, kendi içinizde arayın. Kendinizi geliştirdiğinizde, mevkiler sizi bulacak; çünkü gerçekten güçlü temeller, sonsuza kadar ayakta kalır.

 

Yorum Yaz