tatlidede

Zeytinyağı Suçlu

Zeytinyağı Suçlu

Hem suçlu hem güçlü…

Zeytinyağı gibi hep üste çıkıyor…

Camia ile işbirliği yapınca da güçlü, köprüleri atınca da.

Bunların öyle olduklarını bilmiyorlarmış. Meğer çok saflarmış. Aldanmışlar. Ne isteseler vermişler yine de yaranamamışlar.  Camia başka başka işlerle uğraşıyormuş. Yahudi uşağıymışlar. Onlar da vatan hainimiymiş.

“Bir yerde hata” yapmışlarmış. İyi bir ilerleme, Erdoğan ilk defa hata itirafında bulundu. Kul olduğunu hatırladı. Zaten Referandumu sırf yargı için yapmamış mıydınız? Her şey güme mi gitti yani?  Buna itiraz edenlere “darbeci zihniyet” diyordunuz, şimdi siz ne oldunuz?  Ne diyordunuz, o zaman:  “Bunlar benim Hakkâri’de görev yapan savcı ve hâkim kardeşimin başındakileri seçmesini istemiyorlar.”.  Aynı isteksizlik şimdi sizde mi? Hani sandık her şeydi?

“Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü” diyordunuz. Hukukun üstünlüğü ağır mı gelir size?

“Islak imza…” “Terörist Genelkurmay Başkanı…”  “Dava savcılığı…” “Hak ettiği yeri buldu…” “İyi ki bu orduyla savaşa girmemişiz…” “Hoca efendi her zaman ki doğru söylüyor…” “Yeter artık bitsin bu vatan hasreti…”

“Genelkurmay Başkanını terörist ilan edersen yanlış yaparsın…” “Donanmanın başında komutan kalmadı, biraz ölçülü olunmalı…” Bütün bunlar sizden duyduklarımız. Baştakileri söylediğinizde gelen eleştirilere karşı savunma yaptığınızda mağdur görünümlü gaddardınız, bu gün bunlar size hatırlatıldığı zaman yine öylesiniz. İki zıt şey söylüyorsunuz yine haklısınız, yine haklısınız(!) Oysa bir defa haklı olmanız için birini inkâr etmelisiniz. Hangisini inkâr ediyorsunuz?

Camia ile kol kola iken halk bu birlikteliği alkışlıyordu. Ayrıldınız, yine alkışlıyor. Camianın insafsız bir kadrolaşmaya girdiğini, en mütedeyyin ve masum insanları bile gözünü kırpmadan saf dışı ettiğini söylediğimizde Çelik aynen şunu söylüyordu: “Böyle bir iddiaya kargalar bile güler.” Bugün Çelik tutuklamaların 3. Köprü ve havalimanı ile alakalı olduğunu, söylemiş.  O gün dediğinizi müsaadenizle bu gün biz size söylüyoruz. İnşallah, Camianın ne olduğunu gören halk sizin “Neo-1940’lar” olduğunuzu da görecektir.

12. yılınızdasınız ve muhalefetin öfke kustuğunuz birçok söylemini peyderpey tekrar ettiniz hatta uyguladınız. Neden birbirinizi dinlemeyi bile unuttunuz? Yazık değil mi kaybedilen zamana ve efora?

Geçenlerde ’91 seçimlerindeki bir açıkoturum videosunu seyrettim. Rahmetli Erbakan ve Ecevit’in de aralarında olduğu bütün liderler nazik, seviyeli ve efendi bir şekilde savunmalarını da yapıyorlar, mücadelelerini de veriyorlar. Maalesef Erdoğan ile birlikte böyle bire bir ekran tartışmalarını göremez olduk. Kavga üsluplu miting savunmaları ve laf atmalarla tanıştırıldık. 80 öncesi gibi, tartışmalar sokağa inmeye başladı, birbirine sert bakışlar başladı. Tedirgin eden bir durum…

Mağduriyetizm akımının kurucusu suçlu olamaz hiçbir zaman. Suçlu mu zeytinyağının ta kendisi…

Yorum Yaz