tatlidede

Köz ateşiyle gelen ölüm!

Köz ateşiyle gelen ölüm!

Mevsim kış, havalar çok soğuk!

'İklim değişti, eski kışlar kalmadı' dediğimiz bir evrede toprağımızı bereketlendiren kışımızı kış eden rabbimize ne kadar şükredersek azdır.

Havalar soğuyunca, heryeri buz kesince haliyle aklımıza ilk gelenlerde dışarda evsiz kalanlar ve elbetteki dilsiz hayvanlar olur. Varsa imkanımız, bir evsizi kıyafetlerimizle giyindirir, sıcak aşımızı ulaştırmaya çalışır, paylaşırız. Çocuklarımızı sarar sarmalarız, üzerlerine titrer, aman üşütmesinler diye sıkı giydirir, uyudukları odaları gecede bir kaç kez uğrar, bulduğumuz battaniyeleri üzerlerine ekleriz.

Öyle ya, çocuklar üşürse, onları sevenlerin yüreğinde kor ateşler yanar. Onun içindir ki ebeveynler her zaman çocukları için endişelenir, üzerlerine titrer dururlar.

Geçtiğimiz hafta Mardin il geneli bereketli kar yağışıyla beyaz örtüsünü giydi. Haliyle de son yılların en soğun günleri tam da bu zamana denk geldi. Kızıltepe'de bir anne ve baba, oturma odalarında yaktıkları sobanın etrafında çocuklarıyla buluşmuş, sobayı iyice kızdırdıktan sonra üzerine titredikleri çocuklarını üşümesinler diye sobanın bulunduğu odada uyutmuş kendileri ise evlerinin bir diğer odası olan yatak odasının yolunu tutmuşlardı. Her odaya soba kurma imkanı olmayan anne ve baba buz kesen odalarını ısıtmanın yolunu ise evdeki tek sobadan çıkardıkları közlerin bulunduğu kovayı da odalarının eksideki derecesinin önüne geçmeye çalışmışlar. 

Yataklarına geçen anne ve baba çok geçmeden uykuya dalarlar ve kovadaki közden tüten korbonmonoksit gazından zehirlenen anne ve baba daldıkları uykudan bir daha kalkmamak üzere uykularını tamamen derinleştirirler.

Sabah çocukları ve yakınları tarafından cansız halde bulunan anne ve babanın ölümü, elbetteki başta aileleri ve komşularını daha sonra da bütün Mardin'i adeta kahretti. Acı ölümü yapılan haberlerden öğrenen hemşehrilerimiz acı olayı yüreklerinde hissetmiş olacak ki, yapılan haberlere yorumlar ekleyerek yaşadıkları üzüntüyü tarif etmeye çalıştılar. Yapılan haberlere sosyal medya üzerinde yoğunlaşan tepkilerin odağında ise yine DEDAŞ vardı.

Vatandaşlar, sosyal devlet olgusuna vurgu yaparak, elektriğin özellikle dar gelirli ailelere azami ölçüde ucuza verilmesi gerektiğinin hususunu dile getirirken, Elektirikli ısıtıcıyı kullanacak imkanı olmayan ailenin köz ateşiyle ısınmaya çalıştığına işaret ediyordu.

Öyle ya, imkanı olmayan dar gelirli vatandaş imkanı olandan daha fazla kışın en soğuğunu hisseder. Sosyal devlet olgusu da; insanı merkeze koyan bir anlayıştan hareket eder ve insan yaşamının bütün maddi varlıkların üzerindeki bir yerde tutar.

Su gibi; elektrik gibi temel ihtiyaçlar israfa kaçmadan, çeşitli hilelere başvurulmasına mahal bırakmayacak şekilde vatandaşın kullanımına ve erişimine imkan sağlanmalıdır. Hiç bir madde insan yaşamından daha pahallı, daha değerli olamaz. Tıpkı o meşhur ifadelerde olduğu gibi insan yaşamı herşeyden önce gelir, gelmelidir de. Hiçbir insan, hiç bir anne ve baba "elektrik faturası çok gelecek, faturayı ödeyemeyeceğiz" korkusundan hareketle sobadaki közü çıkarıp, odasını ısıtmaya çalışırken ölmemeli. Bu gibi acıyla sonuçlanacak olaylarla karşı karşıya bırakılmamalı. Bunun için gerekli şartları ve imkanları oluşturmak, sorumluluk makamında olan herkes ve her kesime düştüğünü bir kez daha hatırlatır. Merhum çifte bir kez daha rahmet diliyorum. 

Editör: Kadir Üründü

Yorum Yaz