diorex

Mardin’in Zarif Mirası: Telkâri El Sanatı

İnce gümüş tel­le­rin sa­bır­la iş­le­ne­rek or­ta­ya çı­kar­dı­ğı bu zarif sanat, Mar­din’in ru­hu­nu yan­sı­tan en özel el iş­çi­lik­le­rin­den biri ola­rak dik­kat çe­ki­yor.

  • 05.07.2025 12:48
Mardin’in Zarif Mirası: Telkâri El Sanatı

Mar­din, tarih bo­yun­ca me­de­ni­yet­le­rin ke­siş­me nok­ta­sı olmuş, taş so­kak­la­rı ve mi­ma­ri­siy­le bü­yü­le­yen bir şehir. Bu kadim ken­tin kül­tü­rel ha­zi­ne­le­rin­den biri de tel­kâ­ri sa­na­tı. İnce gümüş tel­le­rin sa­bır­la iş­le­ne­rek or­ta­ya çı­kar­dı­ğı bu zarif sanat, Mar­din’in ru­hu­nu yan­sı­tan en özel el iş­çi­lik­le­rin­den biri ola­rak dik­kat çe­ki­yor.

Telkâri, gümüş veya altın gibi de­ğer­li me­tal­le­rin ince tel­le­re dö­nüş­tü­rü­le­rek, us­ta­la­rın ma­ha­ret­li el­le­rin­de mo­tif­le­re ve süs­le­me­le­re hayat ver­me­siy­le or­ta­ya çı­kı­yor. Adını Türk­çe “tel” ve “kâr” (iş­çi­lik) ke­li­me­le­rin­den alan bu sanat, özel­lik­le Mar­din’de yüz­yıl­lar­dır ya­şa­tı­lı­yor. Tel­kâ­ri, yal­nız­ca bir za­na­at değil, aynı za­man­da bir sabır ve es­te­tik yol­cu­lu­ğu.

Usta, ince tel­le­ri bü­ke­rek, kı­vı­ra­rak ve öre­rek kol­ye­ler­den yü­zük­le­re, kü­pe­ler­den broş­la­ra kadar geniş bir yel­pa­ze­de eser­ler üre­ti­yor. Her bir parça, adeta bir hi­kâ­ye an­la­tı­yor; Mar­din’in ta­ri­hi­ne, kül­tü­rü­ne ve çok kim­lik­li ya­pı­sı­na dokunuyor.Mardin, tel­kâ­ri sa­na­tı­nın Ana­do­lu’daki en önem­li mer­kez­le­rin­den biri. Şeh­rin dar so­kak­la­rın­da, çar­şı­la­rın­da yan­kı­la­nan çekiç ses­le­ri, tel­kâ­ri us­ta­la­rı­nın atöl­ye­le­rin­den yük­se­li­yor.

Bu sanat, Sür­ya­ni us­ta­lar ta­ra­fın­dan ku­şak­tan ku­şa­ğa ak­ta­rıl­mış ve Mar­din’in çok kül­tür­lü do­ku­su­na iş­len­miş. Tel­kâ­ri­de kul­la­nı­lan mo­tif­ler, ge­nel­lik­le do­ğa­dan ve yerel kül­tür­den ilham alı­yor: nar ta­ne­le­ri, üzüm sal­kım­la­rı, lale fi­gür­le­ri ya da Me­zo­po­tam­ya’nın kadim sem­bol­le­ri. Her bir motif, us­ta­nın elin­de bir sanat ese­ri­ne dö­nü­şür­ken, Mar­din’in ta­ri­hi­ne de selam gön­de­ri­yor.

Mar­din’in tel­kâ­ri sa­na­tı, sa­de­ce es­te­tik bir değer ta­şı­mı­yor; aynı za­man­da eko­no­mik ve sos­yal bir anlam da ba­rın­dı­rı­yor. Çar­şı­da­ki küçük atöl­ye­ler, yerel halk için önem­li bir geçim kay­na­ğı. Tu­rist­le­rin il­gi­siy­le de bu sanat, Mar­din’in ta­nı­tı­mın­da önem­li bir rol oy­nu­yor. Ancak, mo­dern­leş­me ve seri üre­tim ça­ğın­da, tel­kâ­ri gibi el sa­nat­la­rı­nın ya­şa­tıl­ma­sı için çaba ge­re­ki­yor. Mar­din’deki us­ta­lar, genç ne­sil­le­re bu sa­na­tı öğ­ret­mek için çırak ye­tiş­ti­ri­yor, atöl­ye­ler­de kurs­lar dü­zen­le­ni­yor.

Bu çaba, tel­kâ­ri­yi ge­le­ce­ğe ta­şı­ma az­mi­nin bir gös­ter­ge­si.Bir tel­kâ­ri eseri eli­ni­ze al­dı­ğı­nız­da, sa­de­ce bir takı değil, Mar­din’in ru­hu­nu, us­ta­sı­nın eme­ği­ni ve asır­lık bir ge­le­ne­ği tu­tar­sı­nız. Şehir, taş ev­le­riy­le, ma­nas­tır­la­rıy­la, ca­mi­le­riy­le nasıl bir mo­za­ik­se, tel­kâ­ri de bu mo­za­ik­te ince ince iş­len­miş bir detay. Mar­din’e yo­lu­nuz dü­şer­se, çar­şı­da bir tel­kâ­ri atöl­ye­si­ne uğ­ra­yın; bir us­ta­nın elin­den çıkan bu zarif sa­na­tın hi­kâ­ye­si­ne kulak verin. Belki de bir tel­kâ­ri kolye, bu kadim şeh­rin ha­tı­ra­sı­nı boy­nu­nuz­da ta­şı­ma­nı­zı sağ­lar.

Editör: Beşir Şavur

Yorum Yaz