tatlidede

Lila - Robert M. Pirsig Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Lila kimin eseri? Lila kitabının yazarı kimdir? Lila konusu ve anafikri nedir? Lila kitabı ne anlatıyor? Lila PDF indirme linki var mı? Lila kitabının yazarı Robert M. Pirsig kimdir? İşte Lila kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 07.05.2022 02:00
Lila - Robert M. Pirsig Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Robert M. Pirsig

Çevirmen: Süha Sertabiboğlu

Orijinal Adı: Lile An İnquiry İnto Morals

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755391984

Sayfa Sayısı: 415

Lila Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İlk kitabı Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı´nda Robert Prisig, ovalar ve bataklıklardan başlayıp dağların doruklarından aşarak denize kadar uzanan motosiklet yolculuğunu aklın, akılcılık geleneğinin ve bu geleneğe bağlı değerlerin sorgulandığı bir felsefi şölene dönüştürmüştür. Lila´da ise şölen kaldığı yerden, denizden devam ediyor. Yazar, bir başına denize yelken açıp yeni kitabını yazmayı umarken zoraki bir yol arkadaşı katılıyor yanına: Lila. Ve en akıl almaz dörtlü olan deniz, felsefe, cinsellik ve delilik üzerine bir yolculuk başlıyor... Lila, yine bir yalnızlın, bir düşünce isyancısının kitabı; asırlık otoriterlerin kibrinden de, akademik gösterş ve sahtelikten de bıkmış, düşüncenin dernliklerine dalmayı seven, duyarlı, gözlemci bir ruhun yolculuk notları... Filozof-yazar Phaedrus, yelkenli teknesiyle Amerika kıyılarında ilerlerken Kızılderili ayinlerinden Hint felsefesine, Viktoryen ve Püriten ahlak anlayışına kadar uzanarak kaynağa doğru bir yolculuğa çıkar. Bu yolculukta, sözcükelrin, kavramların, değerlerin kaynağını, kaynak birliğini keşfederken, özne-nesne, Statik ve Dinamik Nitelik karşıtlarını ve birliklerini de sorgular ve Nitelik Metafiziğini birfelsefi sistem halinde oturtur. Öte yandan yol arkadaşı Lila, gçmişinden taşıdığı acının ve nefretin yüküyle, çaresizce bir çırpınışa dönüşmüş cinselliğiyle deliliğe doğru ilerleyen kendi yolculuğuyla yazarın yaşamını bir kasırganın eşiğine gitrecektir. Bu iki insanın ilişkisiyle yönlenen kavramlar dünyasına yelken açarak günümüz insanın temel meselerini irdeleyen, yaşamı, insanı ve özellikle ahlakı sorgulayan sarcısı bir felsefi arayışın öyküsüdür Lila. Daha önce Phaedrus, metafiziği, dağların doruklarına benzeterek "aklın yüce ülkesi" diye nitelemişti. Lila´da ise Nitelik Metafiziğini şu sözlerle açıklıyor. "Engin bir boşluk ve kutsal olan hiçbir şey yok." Asıl ürkütücü olanın dağların doruklarına tırmanmak değil, vadilere sıkışıp kalmak olduğunu bilenler, Pirsig´in önümüze açtığı bu enginliğe, kutsal olan bir şeyler bulma umuduna hiç yüz vermeden açılmaktan da keyif alacaklar...

Lila Alıntıları - Sözleri

  • Delilik her kültürde ortaya çıkar ama, neyin delilik olduğu konusunda her kültürün farklı bir ölçütü vardır.
  • Metafizik, size otuz bin sayfalık bir menü verilen, ama yemek verilmeyen bir lokantadır.
  • Duygusallık, deneyimin bilinen duygularla sınırlandırılmasıdır.
  • Bir şeyi iyi anladınız mı ondan kaçmanıza gerek kalmaz.
  • Akıl toplumsal baskı şişesinden bir kez çıktı mı onu tekrar içeri tıkmak hemen hemen olanaksızdır.
  • İçinde yaşadığımız kültür bize deneyimlerimizi yorumlayacağımız entelektüel gözlükler verir ve öznelerle nesnelerin öncelikliliği kavramı bu gözlüklerin yapısında vardır. Eğer birisi baktığı şeyleri biraz farklı bir gözlükle görür ya da maazallah gözlüklerini çıkarırsa, gözlüklerini takmaya devam edenlerin doğal eğilimi, o kişinin söylediklerini gerçekten delilik olmasa da garip diye nitelendirmektedir.
  • Bir fincan çayla ilgili eski bir benzetme vardır. Taze çay içmek istiyorsanız fincanınızdaki eski çaydan kurtulmanız gerekir, yoksa fincanınız taşar ve her şey sırılsıklam olur. Kafanız da o fincan gibidir. Kapasitesi sınırlıdır ve dünyayla ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsanız bunu alması için kafanızı boşaltmanız gerekir. Tüm yaşamınızı fincanınızdaki eski çayın şıpırtısıyla, bunun harika bir şey olduğunu düşünerek harcamak çok kolaydır; çünkü yeni bir şeyi gerçekte hiç denememişsinizdir, çünkü hiçbir zaman içeri almamışsınızdır, çünkü eskisi onun girişini önlemiştir, çünkü siz eskisinin çok iyi olduğundan eminsinizdir, çünkü siz yeni bir şeyi hiç denememişsinizdir... bu böylece sürüp gider sonsuz bir sarmal biçiminde.
  • Biyolojik suçların yalnızca düşünceyle sona erdirilebileceği, yani suçu ölmeye ikna edebileceğiniz düşüncesi gerçekdışıdır. Entelektüel biçimler biyolojik biçimleri doğrudan denetim altına alamaz. Biyolojik biçimleri ancak sosyal biçimler denetim altına alabilir ve toplumla biyoloji arasındaki konuşmanın aracı, sözcükler değildir. Toplumla biyoloji arasındaki konuşmanın aracı daima polis yahut asker ve onların silahı olmuştur. Tarihteki tüm yasalar, tüm kanıtlar, tüm anayasalar ve insan hakları bildirgeleri ve bağımsızlık bildirgeleri orduya ve polise verilen talimatlardan başka bir şey değildir. Eğer ordu ve polis bu talimatlara gerektiğince uyamazsa ya da uymazsa, bunlar hiç yazılmasa da olur.
  • Bedava ahlak. Kendilerine hiçbir maliyeti olmadan başkalarını düzeltmek için harika yöntemlerle dolu. Ego da var içinde. Bu kişiler ahlakı, bir başkasını alçaltıp böylece kendilerini daha iyi göstermek için kullanırlar. Hangi ahlak kuralı olursa olsun farketmez, dinsel ahlak, politik ahlak, ırkçı ahlak, kapitalist ahlak, feminist ahlak, hippi ahlakı hepsi aynıdır. Ahlak kuralları değişir ama kötülük ve egoizim aynı kalır.
  • Yanılgıdan bir kişi acı çekiyorsa, buna delilik denir. Yanılgıdan birçok insan acı çektiğinde ise buna Din denir.
  • "Güzellik, başka bir şey gibi görünmeye çalışan şeyler değildir. Güzellik,neyse o olan şeylerdir."
  • "Karşılaştığımız her insan farklı bir aynadır. Sen de onlar gibi bambaşka bir insan olduğundan, belki sen de başka bir aynasındır ve senin kendine gösterdiğin kendi görüntünün de başka bir çarpıtma olup olmadığını bilmenin yolu yoktur. Belki de gördüğün her şey aynadaki yansımalardan ibarettir. Belki de elinde aynalardan başka bir şey yoktur. Önce ana-babanın aynaları, sonra arkadaşlarının ve öğretmenlerinin, sonra patronlarının ve subaylarının, rahiplerin aynaları ve belki yazarların ve ressamların da aynaları. Onların işi budur; ayna tutmak."
  • Değer düşünceyi akla getiren gerçektir...Değeri olmayan bir şey başka şeylerden ayırt edilmez.Değeri olmayan bir şey var olamaz. Nesne değeri yaratmış değildir. Değer nesneyi yaratmıştır...
  • Bir insan, eğer onunla aynı şeye inanan bir sürü insan varsa deli sayılmaz. Delilik bulaşıcı bir hastalık olarak görülmez. Başka bir kişi ya da iki yahut üç kişi o adama inanmaya başlarsa o zaman bu bir dindir. .. Yetişkin insanlar sokaklarda İsa'nın heykellerini taşırsa bu anlamlı bir dinsel etkinliktir, çünkü onlardan çok vardır. Lila gittiği her yere bir bebeğin plastik heykelini taşırsa bu bir deli yanılgısıdır, çünkü onun bir tek kendisi vardır.

Lila İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yazarın yarattığı tarzı sevenler için mükemmel bir devam kitabıydı. Lila karakterinin işlenişi ana karakterimizle ilişkisi, delilik mevzusuna yapılan vurgu ve tüm bunların içinde yine bir ton felsefik çıkarımla sosyolojik analizler. Kendi çapında bir tür yarattı yazar ve bunda çok başarılı bir çizgisi var. http://kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/03/lila-sana-gul-bahcesi-vadetmedim.html (Hüseyin Düver)

adam yazmış abi: Lila aslında bir devam kitabıdır. Yazarın zen ve motorsiklet bakım sanatı adlı eserini okumadan Lila’ya başlamanızı önermem. Evladını kaybeden bir babanın adalete topluma küsmesine ve kendi iç buhranlarından felsefe yapmasına konu olan eser okunmaya değerdir. (Berkeley)

Felsefik bir denemenin romanlaştırılmış halidir Lila, tıpkı yazarın bir önceki romanı Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı gibi. Ancak bu kez yolculuk denizde geçiyor. Oldukça yorucu ve aynı zamanda zihin açıcı bir okuma deneyimi sunuyor kitap. Bazı satırları beş altı kez okuduğumu söyleyebilirim. Kesinlikle sessizlik gerekiyor okurken. Felsefeye ilginiz varsa beğeneceğinize inanıyorum. (Hüseyin Zorlu)

Lila PDF indirme linki var mı?

Robert M. Pirsig - Lila kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Lila PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Robert M. Pirsig Kimdir?

1928’de Minneapolis’te doğan Robert Maynard Pirsig Minnesota Üniversitesi’nde felsefe, kimya ve gazetecilik öğrenimi gördü. Hindistan’daki Benares Hindu Üniversitesi’nde Doğu felsefesi üzerine çalıştı. 1959 ile 1962 yılları arasında Montana ve Illinois’daki çeşitli üniversitelerde kompozisyon ve retorik dersleri verdi. Bu dönemin sonunda ağır bir sinir krizi geçirdi ve elektrik şoku terapisi gördü. Pirsig, 1963 ile 1967 arasında Minneapolis’te teknik yazar olarak çalıştı.

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı-Değerlerin Sorgulanması’nı (Çev. Süha Sertabiboğlu, Ayrıntı Yayınları, 1995) başlangıçta kısa, hafif bir felsefi deneme olarak yazmayı tasarlamıştı, ama 1968’de motosikletle ülkeyi baştan başa geçerek yaptığı bir geziden sonra anlatı çatısını bu gezi üzerine oturttu. Pirsig sonradan yazdığı sonsözde şöyle diyor: “Kitap tam 121 yayımcı tarafından reddedildikten sonra bir yayımcı kitap için standart avans olan 3000 doları ödemeyi kabul etti. Yayımcı kitabın kendisini niçin yayımcılık yaptığını düşünmeye zorladığını anlatıp kitabı basacağını, ama bu 3000 doların büyük olasılıkla bundan alacağım son para olacağını, bu yüzden de cesaretimin kırılmaması gerektiğini söyledi. Böyle bir kitapta amaç para değildi.” Oysa 1974’te basılan Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı kısa zamanda olağanüstü satarak bir best-seller haline geldi. Hem okurlardan hem de eleştirmenlerden çok olumlu tepkiler alan bu hayli çetrefil düşünce metni, tam bir “kült kitap” oldu.

Tam olarak belli bir türün içine sokulamadığı için çeşitli eleştirmenlerin roman, otobiyografi ve felsefi deneme olarak sınıflandırdıkları bu metinde, adı belirtilmeyen bir anlatıcının, oğlu ve iki arkadaşıyla birlikte Minnesota’dan California’ya yaptığı on yedi günlük bir motosiklet yolculuğunun ayrıntıları, aklın ve deliliğin doğasından motosiklet onarımına birçok konuya ilişkin felsefi tartışmalarla iç içe anlatılır. Hem bir motosiklet yolculuğunun hem de bir düşünce yolculuğunun hikâyesi olan Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, Batı kültürünün temel felsefi problemlerine ve insanlığın teknolojiyle ilişkisine dair derin bir araştırmanın ürünü olarak görülüp övülmüştür.

Bir deniz yolculuğu üzerine kurulu olan Lila-Ahlâkın Sorgulanması (Çev. Süha Serbabiboğlu, Ayrıntı Yayınları, 1998) ise bir “yalnızın” bir “düşünce isyancısının” kitabı ve ilk kitabın devamı niteliğindedir.

Robert M. Pirsig Kitapları - Eserleri

  • Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı
  • Lila
  • Zen And The Art Of Motorcycle Maintenance

Robert M. Pirsig Alıntıları - Sözleri

  • Bir insan, eğer onunla aynı şeye inanan bir sürü insan varsa deli sayılmaz. Delilik bulaşıcı bir hastalık olarak görülmez. Başka bir kişi ya da iki yahut üç kişi o adama inanmaya başlarsa o zaman bu bir dindir. .. Yetişkin insanlar sokaklarda İsa'nın heykellerini taşırsa bu anlamlı bir dinsel etkinliktir, çünkü onlardan çok vardır. Lila gittiği her yere bir bebeğin plastik heykelini taşırsa bu bir deli yanılgısıdır, çünkü onun bir tek kendisi vardır. (Lila)
  • "Karşılaştığımız her insan farklı bir aynadır. Sen de onlar gibi bambaşka bir insan olduğundan, belki sen de başka bir aynasındır ve senin kendine gösterdiğin kendi görüntünün de başka bir çarpıtma olup olmadığını bilmenin yolu yoktur. Belki de gördüğün her şey aynadaki yansımalardan ibarettir. Belki de elinde aynalardan başka bir şey yoktur. Önce ana-babanın aynaları, sonra arkadaşlarının ve öğretmenlerinin, sonra patronlarının ve subaylarının, rahiplerin aynaları ve belki yazarların ve ressamların da aynaları. Onların işi budur; ayna tutmak." (Lila)
  • "İnsanlar ya yalnızca bir tarzda ya da öteki tarzda düşünmeye ve bunu yaparken öteki tarza ait olan her şeyi yanlış anlamaya ya da küçümsemeye eğilimlidirler." (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • "Güzellik, başka bir şey gibi görünmeye çalışan şeyler değildir. Güzellik,neyse o olan şeylerdir." (Lila)
  • Biyolojik suçların yalnızca düşünceyle sona erdirilebileceği, yani suçu ölmeye ikna edebileceğiniz düşüncesi gerçekdışıdır. Entelektüel biçimler biyolojik biçimleri doğrudan denetim altına alamaz. Biyolojik biçimleri ancak sosyal biçimler denetim altına alabilir ve toplumla biyoloji arasındaki konuşmanın aracı, sözcükler değildir. Toplumla biyoloji arasındaki konuşmanın aracı daima polis yahut asker ve onların silahı olmuştur. Tarihteki tüm yasalar, tüm kanıtlar, tüm anayasalar ve insan hakları bildirgeleri ve bağımsızlık bildirgeleri orduya ve polise verilen talimatlardan başka bir şey değildir. Eğer ordu ve polis bu talimatlara gerektiğince uyamazsa ya da uymazsa, bunlar hiç yazılmasa da olur. (Lila)
  • Yanılgıdan bir kişi acı çekiyorsa, buna delilik denir. Yanılgıdan birçok insan acı çektiğinde ise buna Din denir. (Lila)
  • İnsanlar ya yalnızca bir tarzda ya da öteki tarzda düşünmeye ve bunu yaparken öteki tarza ait olan her şeyi yanlış anlamaya ya da küçümsemeye eğilimlidirler. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Bir fincan çayla ilgili eski bir benzetme vardır. Taze çay içmek istiyorsanız fincanınızdaki eski çaydan kurtulmanız gerekir, yoksa fincanınız taşar ve her şey sırılsıklam olur. Kafanız da o fincan gibidir. Kapasitesi sınırlıdır ve dünyayla ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorsanız bunu alması için kafanızı boşaltmanız gerekir. Tüm yaşamınızı fincanınızdaki eski çayın şıpırtısıyla, bunun harika bir şey olduğunu düşünerek harcamak çok kolaydır; çünkü yeni bir şeyi gerçekte hiç denememişsinizdir, çünkü hiçbir zaman içeri almamışsınızdır, çünkü eskisi onun girişini önlemiştir, çünkü siz eskisinin çok iyi olduğundan eminsinizdir, çünkü siz yeni bir şeyi hiç denememişsinizdir... bu böylece sürüp gider sonsuz bir sarmal biçiminde. (Lila)
  • Duygusallık, deneyimin bilinen duygularla sınırlandırılmasıdır. (Lila)
  • Dünya insan düşüncesi dışında yoktur. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Ne kadar çok bakarsanız o denli çok görürsünüz. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Sonunda kendini yüceltmeyi amaç edinen her çaba felaketle sonlanmaya yazgılıdır. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • … bugün yaşamak güzel. Bu hafif hava yaptı bunu. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Gizli bir şeyden kaçıyorlar, ama asla kurtulamayacaklarını biliyorlar. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Kimse, nereye gittiğini bilmeyen kişi kadar yükseklere çıkamaz! (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Akıl toplumsal baskı şişesinden bir kez çıktı mı onu tekrar içeri tıkmak hemen hemen olanaksızdır. (Lila)
  • Yolculuk etmek ulaşmaktan iyidir. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • "Yaşayanlar arasında yerlerini almaya çalışan hayaletler..." (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)
  • Bir şeyi iyi anladınız mı ondan kaçmanıza gerek kalmaz. (Lila)
  • Başka insanların yaşamlarındaki küçük anıların içinden, görünmeden geçiyoruz. (Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı)

Yorum Yaz