diorex
life

M. Cüneyt Kaya kimdir? M. Cüneyt Kaya kitapları ve sözleri

Akademisyen,yazar M. Cüneyt Kaya hayatı araştırılıyor. Peki M. Cüneyt Kaya kimdir? M. Cüneyt Kaya aslen nerelidir? M. Cüneyt Kaya ne zaman, nerede doğdu? M. Cüneyt Kaya hayatta mı? İşte M. Cüneyt Kaya hayatı...

  • 01.04.2022 12:00
M. Cüneyt Kaya kimdir? M. Cüneyt Kaya kitapları ve sözleri
Akademisyen,yazar M. Cüneyt Kaya edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında M. Cüneyt Kaya hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. M. Cüneyt Kaya hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte M. Cüneyt Kaya hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi:

Doğum Yeri:

M. Cüneyt Kaya kimdir?

2000 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. İbn Sînâ Felsefesinde Âlemin Mükemmelliği Düşüncesi başlıklı tezle 2002 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı’nda yüksek lisansını tamamladı. 2005-2006 yıllarında Yale Üniversitesi (ABD) Yakın Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Bölümü’nde araştırmacı olarak çalışmalarını sürdürdü. 2008 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı’nda tamamladığı İslam Felsefesinde Metafizik Bir Problem Olarak İmkan başlıklı tezle doktor unvanı aldı. Hâlenİstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü Türk-İslam Düşünce Tarihi Anabilim Dalı’nda yardımcı doçent olarak görev yapmaktadır.

M. Cüneyt Kaya Kitapları - Eserleri

  • İslam Felsefesi Tarih ve Problemler
  • Gazzali Konuşmaları
  • Varlık ve İmkan
  • Bir ve Çok

M. Cüneyt Kaya Alıntıları - Sözleri

  • Nefsin işlevini gerçekleştirmesi, bir müzisyenin müziğini icra etmesine benzemektedir. Müzisyenin müzisyen olarak bulunması onun ilk yetkinliği, müziğini icra etmesi ise son yetkinliğidir. İbn Bâcce (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Eğer bir düşünceyi reddedecekseniz, önce o düşünceyi çok iyi anlamanız lazım. (Gazzali Konuşmaları)
  • Ebû Yûsuf Yaʻkūb el-Kindî, altın çağını yaşamakta olan Abbâsîler'in, bilim ve düşünce hareketlerinin en yoğun olarak devam ettiği bir dönemde İslâm toplumunda “filozof” olarak ortaya çıkan ilk isim olma özelliğini taşımaktadır. Yazdığı ve tercüme edilmesini sağladığı çok sayıdaki eserle o, hem müslümanların “felsefe"yle tanışmasını sağlamış hem de gününün ilmî ve fikrî tartışmalarına felsefenin ne kadar önemli ufuklar sağladığını göstermiştir. Fârâbî ve İbn Sînâ gibi sistem kurucu büyük isimler, Kindí'nin ismini gölgelemiş olsa da bugün kendisine “İslâm felsefesi” dediğimiz o zengin geleneğin başlatıcısının Kindî olduğu, tarihî bir gerçektir (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Felsefe insan ruhunun sûreti, din ise insan ruhunun sîretidir. (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Dil bir dış konuşma ise, mantıkta bir iç konuşmadır. Bir başka ifadeyle dilin lafızla olan ilişkisi neyse mantığın kavramlarla olan ilişkisi de odur. Ancak gramer bir milletin dili ile ilgili kuralları içerirken, mantık bütün insanlığın düşüncesine ait kanunları ifade etmektedir. (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Felsefe dinin aslî saflığını yeniden kazandıracak olan bir hizmetçidir. Salt bilme çabasından daha fazla bir şey olarak felsefe, insanı dini ve ahlaki niteliklerle donatan bir etkinliktir. İhvân-ı Safâ (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • "Şüpheler hakikate götürür. Bu sebeple, şüphe etmeyen kimse bakmaz. Bakmayan kimse görmez. Görmeyen kimse ise körlük ve dalalet içinde kalır." (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • “Kıyası ilk yapan şeytandı” diyorlardı. Sorunun cevabına gelirsek,Gazali de demek istiyordu ki, “Evet belki kıyası ilk yapan şeytandır ama yanlış yapmıştır.” … Yukarıdan beri değinmeye çalıştığımız gibi onun mantığa bakışı tam manasıyla filozoflarınki gibi değildi ve bu bir tür saflığa değil, Din ilimlerinin yeniden ihya ve inşa etmek isteyen bir entellektüel olarak bilinçli bir tercihe dayanmaktaydı. (Gazzali Konuşmaları)
  • Şu halde Tehafüt’ün yöntembilimsel açıdan gayesi tutarsızlığın tespiti, nihai gayesi ise filozofların ilmi otoritesinin tahrip edilmesi,yıkılmasıdır. (Gazzali Konuşmaları)
  • Hak bilirliğin gereği olarak bize düşen, hakiki ve ciddi konularda kendilerinden büyük ölçüde yararlandıklarımız şöyle dursun, basit ve küçük ölçüde yararlandıklarımızı dahi karalamaktadır. Her ne kadar bazı gerçekleri görememişlerse de bize intikal eden düşünce ürünleriyle onlar, bizim atamız ve ortağımız sayılırlar. (…) O hâlde bize gerçeği büyük ölçüde getirenler bir yana, onu azıcık olarak ulaştırmalara da şükür borcumuz büyük olmalı. (…) Nereden gelirse gelsin, isterse bize uzak ve karşıt milletlerden gelsin, gerçeğin güzelliğini benimsemekten ve ona sahip olmaktan utanmamalıyız. (…) (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Nefsin bedende var oluş şekli, gül suyunun gülde,zeytinyağının zeytinde veya ateşin kömürün içinde bulunması tarzıyla açıklanmaya çalışılmıştır. (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Filozoflar arşın eteklerini sarkıtmamakta ısrarcı oldular,Din mensupları da o eteklere tutunmakta… (Gazzali Konuşmaları)
  • Cisimsel mizacın en mutedil olduğu durumda, yani insanî nefsi almaya hazır hâle geldiğinde bu nefis, ay üstü âlemden sudûr eder. Eflâtuncu yaklaşımın aksine nefis, bedenden önce değil bedenle birlikte vücut bulur. (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • "İrade, idrak edilen şeye arzu ile yönelmedir." Farabi (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • İhvân-ı Safâ topluluğuna göre şeriat, bilgisizlikle boyanıp kirletilmiş ve bâtıl düşüncelerle karıştırılmıştır. Onu bu kirlerden arındıracak yol felsefedir. Çünkü felsefe, itikâdi hikmet ve maslahatı içermektedir. (Bu sebeple) yunan felsefesinin ve İslam şeriatının düzenlenmesi gerekmektedir. ( bu amaçla) felsefenin teorik ve pratik olmak üzere bütün yönlerini kuşaktan ve Resâilû İhvâni's -safâ ve hullâni'l - vefâ olarak adlandırdıkları elli kadar risaleden yazarlarını gizli tutarak adlarından söz etmediler (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Tanrı dışındaki varlıkların nitelikleri tersi düşünülebilen ve zıttı ile anlaşılabilen nitelikler iken Tanrı’nın hiçbir niteliği aksi düşünülerek anlaşılan nitelikler türünden değildir. Bu bağlamda Tanrı “ruhani” ve “cismani” olmakla nitelenmeye elverişli değildir. (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Filozofların fikirlerini anlamak için onların mantığını bilmek lazım. (Gazzali Konuşmaları)
  • “İbn Sîna, kendisinden önceki bütün eğilimlerin doruk noktasını temsil eden, kendisinden sonra gelen her şeyin kaynağı durumundaki bir filozoftur.” Dimitri Gutas (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)
  • Reddedilecek bir görüşe, en az o görüşü ileri süren kişi kadar vakıf olmak gerekir.. Gazzâli (İslam Felsefesi Tarih ve Problemler)

Yorum Yaz