matesis
dedas

Çıplak Köyünde Sosyal Hayat! Çıplak Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Çıplak Köyü nereye bağlı?

Kızıltepe'nin uzak köylerinden biriydi Çıplak! Ceylanpınar ile birlikte Çatalca Köyü'ne sınırı olan Çıplak'a gidebilmek için tamı tamına 45 kilometrelik bir yolu katetmemiz gerekiyordu.
  • 06.08.2021 16:41
Çıplak Köyünde Sosyal Hayat! Çıplak Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Çıplak Köyü nereye bağlı?

    Tosunlu Köyü'nün içinden sola kıvrılan şose yola girerek Çıplak'a doğru ilerlerken, gah yemyeşil tarlalara, gah taşlık ve bir o kadar engebeli topraklara ve gah kaynağını kestiremediğimiz minik dereciklerin oluşturduğu vadiciklere tanık oluyorduk. Kızıltepe'nin dümdüz ovasının bir parçası olan bu arazi parçası, ait olduğu coğrafyaya aykırı bir yapıdaydı. Bu gözlemle devam eden hareketimiz esnasında ulaştığımız bir yükseltiden, Cırcıp Deresi ile bu derenin kenarında otlanan koyun sürülerine takılıverdi gözlerimiz. Koyun sürüsünün bulunduğu noktanın hemen karşısındaki mağaraların üzerinde kurulmuş olan Çetinkaya Mezrası ile yaklaşık olarak iki kilometre uzağındaki Çıplak Köyü de göz ufkumuza girmişti.

    Köye girişimizde dikkatimizi çeken ilk şey, bulundukları araziye dağınık biçimde serpiştirilmiş olan köy evleri ile bu evlerin kimine uzak ve kimine yakın bir noktada bulunan kısa boylu su deposuydu. Ova köylerinde görmeye alışmadığımız dağınık yapılaşmanın içinde bulunan ve ilk kez tanık olduğumuz bir kısalıkta olan su deposunun  arkasından kıvrılarak köy okuluna uğradık.       

    Geçmişten gelen göreneklerini günümüzde de sürdüren ve % 65'i okur yazar olan köy halkının okur yazarlık oranını yükseltebilme adına yapmamız gereken işleri bitirmemizin ardından okuldan ayrılarak bindiğimiz aracımızla yeni istikametimiz, köy muhtarının eviydi.

     Muhtarın evinin yanıbaşındaki köy odasının önünde durduğumuz anda bizleri farkeden genç köylüler tarafından karşılandık. Köy odasına oturmamızdan kısa bir süre sonra yanımıza gelen köy muhtarı Naif Korhan'la tanışma ve hal hatır faslının ardından gelen sohbet konumuz, köy ve köylüydü.

     Berdel usulü evlilik sistemini yaşatan ya da yaşatmak zorunda kalan,

     Acı kahve ikramını sürdüren,

     85 haneye yayılan 700 kişilik nüfusuyla tarım, hayvancılık ve nakliyecilikle geçinen Çıplak'ı dinledik ilk olarak.

     1954 yılında yapılan toprak reformundan sonra, Halkalı Köyü'nden gelerek Çıplak'ta ilk evi yapan kişi, Hamo Yılmaz adındaki bir şahıstı. Konuştuğumuz muhtar Naif Korhan ise Hamo Yılmaz'dan sonra köye gelen ikinci kişiydi. Kendisinden sonralarda ise, köy ve köye bağlı mezralara Ömerli ilçesinden bile gelip yerleşenler olduğunu dinlediğimizde, yöre konukseverliği ile öğle sofrası kurulmuştu.         

   Sofraya oturduğumuz sıra, hiçbir tarihi yapısı olmayan köyün bulunduğu arazi üzerindeki Cırcıp dolaylarında yaşandığı sanılan Dede Kargın ( Koçhisar ) savaşını dile getirdik.

   Safevi Kara Han ile Erzincan Beylerbeyi olan Bıyıklı Mehmet Paşa arasında yaşanan bu savaşı Bıyıklı Mehmet Paşa'nın kazandığını, bu savaş neticesinde de bölgenin Osmanlı egemenliğine girdiğini ve acaba bu savaşla ilgili bir iz ya da bir bilgi olup olmadığını sorduk köy muhtarına.

    Sorduk sormasına ama nafile!

    Bölgeyi Osmanlı egemenliğine sokan bu savaşın yaşandığı mevki ile ilgili olarak, muhtarın hiçbir bilgisi ve hiçbir duyumu yoktu.  Ancak bu sorumuzu, bir köylünün rüyasıyla ilişkilendiriyordu muhtar.

   Köyde bulunan bir mezarın, köylü için ziyaret edilen bir mekan haline nasıl dönüştürüldüğü ile ilgili olan bu ilişkiden notlarımıza yansıyanlar aynen şöyle;  

      Köy mezarlığı, köylünün ziyaret ettiği bir mekan olarak değerlendirilen bir mezarın etrafında kurulmuş. Bu mezarın, ziyaret edilen bir mekan haline dönüştürülmesi ise, bir köylünün rüyasından kaynaklanıyor.

    Bu mezarda yatan şahıs, bir köylünün rüyasına girerek; bu topraklarda şehit düştüğünü ve yattığı yerin çevrilerek koruma altına alınmasını ister. Ancak bu işin, rüyasına girdiği köylünün değil de ismini verdiği bir başka köylünün tarafından yapılmasını talep eder. Bu rüya üzerine köylüler, tarif edilen mezarı çevirerek koruma altına alır. Ve işte o günden sonra da, bu mezarın bulunduğu yeri köy mezarlığı olarak kullanmaya başladıklarını anlatan muhtar,

   ''Bu mezarda yatan kişi, belki de o savaşta şehit olan bir askerdi.'' diyerek sözlerini bitirdiği sıra, bizler de karnımızı doyurduğumuz sofradan kalkmıştık.

  Merak ettiğimiz bu savaşla ilgili olan konuya, ummadığımız bir ilişki kurarak cevap veren köy muhtarıyla esinleşerek köy odasından ayrıldık.

   Bulunduğu mevkide dağınık duran köyü, tek bir karede resimleyemeden koyulduğumuz dönüş yolunda, muhtarın anlattıklarını düşünüyorduk.

MEHMET BEDİ DEMİR / MARDİN LİFE

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz