matesis
dedas

Erikli (Alimşmış) Köyünde Sosyal Hayat! Erikli Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Erikli Köyü nereye bağlı?

Ziyaret ettiğim köylerin bir çoğunda yanımda yer alarak, değerli dostum olmanın ötesine sarkan duygularla beni yalnız bırakmayan Sait Tunç'la beraberdik yine. Bu seferki güzergahımızda ise Erikli Köyü vardı.
  • 09.08.2021 16:53
Erikli (Alimşmış) Köyünde Sosyal Hayat! Erikli Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Erikli Köyü nereye bağlı?

    İlçe merkezinden Mardin'e doğru 6 kilometrelik bir yolu gerimizde bıraktığımız noktadan sola uzanan bozuk bir asfalta girdik. İki kilometrelik bu bozuk asfaltın sonunda karşılaştığımız manzara, bir ova köyü için fazlasıyla güzel ve gözlerimizi okşar nitelikteydi. Kum ocağı olarak da kullanılan dere yatağının içinde ummadığımız kadar mavi ve bir o kadar berrak duran Zergan Suyu'nun sahip olduğu bu güzellik, hem çevresine ve hem de bu çevrede bulunan insanların yüreklerine akıyor gibiydi. Bulunduğu yatakta tatlı bir sükunetle akan bu suyun üzerine kurulmuş olan köprüyü geçerek köye girdik. Derenin yanıbaşında bulunan höyüğün eteklerinde bulunan köy yerinde, okula uğradık ilk olarak.

    Öğle arasını hesaba katmamış, konuşmamız gereken öğretmeni de bulamamıştık.  Okul bahçesinden etrafı süzerken fark ettiğimiz yaşlı köylünün bulunduğu noktaya yöneldik. Selam vererek yanına sokulduğumuz 63 yaşındaki Abdulkadir Vural, sıcak bir yürekle karşıladı bizleri. Evin önüne çekilen sandalyelere oturduğumuz anda birkaç köylü daha katıldı bizlere. Kendimizi tanıtmamızın ardından köyle ilgili meraklarımızı sorduk Abdulkadir Vural'a. Sorduk sormasına ama hiç ummadığımız başka bir konuyla karşı karşıya kaldık. Bu konu, yol  arkadaşım Sait Tunç için bir sürpriz olmuştu. Abdulkadir Amca, Sait'in babasını yakından tanıma bir yana, düğününü ve bu düğünde yaşanan bir anıyı bile hatırlıyordu. Sait'in de bilmediği bu anı için oluşan merakımız yapmamız gereken işin önüne geçivermişti. İşte, yıkılmış durumdaki tarihi değirmenleri ve kurumuş durumdaki eski kuyuları olan Erikli Köyü'nden önce bu anıyı dinledik Abdulkadir Amca'dan.

     Eroğlu Köyü'nden Ömerli'ye gelin (Sait'in annesi) almak için hareket eden düğün alayı Mardin'den geçerken, vali ve eşi tarafından fark edilir. Yöre düğünlerini merak eden vali ve eşi, bu alayı vali konağına getirtir. Abdulkadir Amca'nın da içinde bulunduğu düğün alayı, vali konağında halay çekmeye başlar. O sıralar yörenin davulcusu olan Haynder, halaya katılan valinin önünde oturarak 'Şabaş vali onbaşı şabaş, şabaş vali onbaşı şabaş!' diye bağırarak validen bahşiş bekler. Ancak vali, onbaşı söylemine kızar ve bu kızgınlığını Türkçe bilmeyen Haynder'e, bir tercuman aracılığı ile ileterek vali paşa demesi gerektiğini hatırlatır. Valinin kızdığını anlayan Haynder, tercumana dönerek; 'Askerlikte iken beni sadece onbaşılar dövmüştü' der!

    Verilen bu cevap, valiyle beraber herkesi güldürür. Tıpkı şu an bizleri güldürdüğü gibi!..

     İşte bu anıdan sonra köyü anlatmaya başladı Abdulkadir Amca. Çevreye verdiği göçü saymazsak eğer, halen 30 hanesi ve 150 kadar nüfusu olan köyde geçim, tarım ve hayvancılıkla sağlanıyor. Geçmişten gelen göreneklere bağlı olan köylünün ticaretle uğraşanı yok denecek kadar az.

     Köyün kuruluşu ise yaklaşık olarak 300 yıl öncesine dayanıyor. Köyün ilk kurucuları Süryaniler. Köyün kuruluşundan bir süre sonra ve Mazıdağı ilçesine bağlı Cevizli Köyü'nden gelen Abdo Vural adlı şahıs, köyün bir kısmını Süryanilerden satın alarak köye yerleşir. Şu anki köy halkı da bu şahsın torunları. Topraklarının geri kalan kısmını da Mardinli Tuğmaner ailesine satan Süryaniler, köyden ayrılarak Suriye tarafına yerleşir.

    Bu dinlediklerimizin ve bizlerle oturan köylülerle beraber çektirdiğimiz resmin ardından Damlalı'ya doğru harekete geçtik. Erikliden uzaklaşmaya başladığımız anlarda sohbet konumuz, Sait'in babasının düğünü ve o zamanın valisi ile Haynder'in sözleriydi.           

MEHMET BEDİ DEMİR / MARDİN LİFE

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz