matesis
dedas

Karabent Köyünde Sosyal Hayat! Karabent Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Karabent Köyü nereye bağlı?

Bir köy düşnün ki, bağlı olduğu ilçenin insanı tarafından bilinmesin! Belki ilçe sınırlarının en uç noktasında kalmışlığıyla ve belki de diyaloglarının büyük bir bölümünü, daha yakınında olan Ceylanpınar ile yapmasıyla pek bilinmeyen Karabent'in farkına, bizler bile elimizdeki haritaya bakarak varabildik.
  • 10.08.2021 16:15
Karabent Köyünde Sosyal Hayat! Karabent Köyü Nerede? Nasıl bir köy? Karabent Köyü nereye bağlı?

   Orda bir köy vardı uzakta ve o köy bizim köyümüzdü!..

   İlçe merkezine 50 kilometre kadar uzakta olsa bile, bizim olan bu köye elbetteki gidecektik ve öyle de yaptık.

   Tamamladığımız hazırlıklarımızın ardından, varlığını ancak harita üzerindeki ismiyle bildiğimiz Karabent'e gitmek için, yine haritada görünen istikamete göre yola koyulduk. Bozhöyük Köyü'nün hemen çıkışından sağa dönerek girdiğimiz şose yoldaki ilerleyişimiz, aracımızı sarsan çukurların eşliğinde devam etti. Cırcıp Deresi'nin oluşturduğu vadinin karşı kıyısında bulunan ve Ceylanpınar'a bağlı olan köyler, gitmek istediğimiz Karabent'ten daha önce göz ufkumuza girdiler. Cırcıp Deresi'nin oluşturduğu vadiye yaklaştıkça engebe ve taşlık bir yapıya dönüşen arazi, Kızıltepe Ovası'nın geride kaldığını söylüyordu bizlere. Üzerinde hareket ettiğimiz arazinin anlık değişimini şaşkınlıkla izlediğimiz bir anda, kendimizi vadiye hakim bir yükseltinin eteklerinde bulduk.

    Karabent Köyü, vadinin zemininde akan Cırcıp Deresi'nin tam kıyısındaydı. Gördüğümüz bu manzara karşısında dayanamayarak durduk. Coşkun bir şekilde akan Cırcıp Deresi'nin oluşturduğu taşlık vadiyi ve bu vadinin taşlığında kurulu olan Karabent'i, elimizdeki makinayla resimlemeye başladık.

     Kafi derecede çektiğimiz fotoğrafların ardından bindiğimiz ve aşağıya doğru saldığımız aracımızla girdiğimiz köyde, ne okul vardı ve ne de muhtarı bulabildik. Ama vesselam ki köy yerinde bulduğumuz 63 yaşındaki Hacı Abit Bilgi, bizler için bir şans oldu. Konuk olduğumuz evin yere serilen sofrasında bulduklarımızla karnımızı doyururken, Hacı Abit Bilgi'den dinledik Karabent Köyü'nü…

     Hemen dibinden akan Cırcıp Deresi'nin içindeki siyah taşlıkların oluşturduğu doğal bentten ismini alan köyü, bahar aylarının turistik mekanı olarak değerlendiriyordu Hacı amca!.. Hacı amcanın tebessüm eden dudaklarından bu laflar dökülürken, içinde bulunduğumuz bahar ayının turistleri de biz olmalıydık diye düşünmekten kendimizi alamadık. Kendince yaptığı bu esprinin ardından anlattığı konuların içinde ise, dile getirmediği kenarda unutulmuşluğun bir hüznü vardı.

    20 hanede barınan 150 kişilik nüfusuyla tarım ve hayvancılık yapan köylünün şiddetle arzuladığı konulardan biri yol diğeri ise okuldu. Köydeki okur yazarlık oranının düşük olması ise okulsuzluğun bir sonucuydu. Önce okul diyordu Hacı amca, sonra da yol…

    Köyün kuruluşunun, 1955 yılında Mazıdağı tarafından gelen Şeyhmus Dilek isimli şahıs tarafından gerçekleştirildiğini ve Arıklı'nın mezrası iken 1995 yılında muhtarlık statüsüne geçildiğini dinlememizin ardından, konuk olduğumuz evden ayrılarak köyün içinde gezinmeye başladık.

    Köyün dibinden geçen Cırcıp Deresi'nin üzerindeki siyah taşlarla oluşmuş olan ve köye ismini veren bentin üzerinde birkaç poz resim çekerken etrafımızı saran çocuklar, yüzükoyun uzanarak dereden su içiyor ve kendilerince bizlere poz veriyorlardı.

   Kırmadık onları…

   Dönüş zamanımız gelmişti. Hacı Abit Bilgi ile beraber bizlere eşlik eden köylülerle esinleşerek bindiğimiz aracımızla harekete geçtik.             Okulu olmayan köyün bu anlamda şanssız çocukları, köyün çıkışındaki tarlada oyun oynarlarken bu şanssızlıklarından haberdar değildiler.      

   Kızıltepe'nin bir köyü olmalarına rağmen, köylünün yaşam biçiminde edindiğimiz izlenimler, Ceylanpınar'ın izleriyle doluydu. Bunları konuşarak uzaklaştık Karabent'ten…

    Karabent ziyaretimizin ertesi günüydü.

    Halk Eğitim Merkezi'nde konuklarımız vardı!

    Bu konuklarımız Hacı Abit Bilgi ve yanındaki köylüden başkası değidi. Gereken ilgiyi gösterdik göstermesine ama, Karabentlilerin önceki günden kalan şaşkınlıklarını gideremedik.

   Ve anladık ki bu ziyaretin sebebi; onları ziyaret ederken söylediğimiz görevlerimize duydukları şüpheydi!..

   Ve anladık ki bu şüphenin nedeni; unutulmuşluklarıydı!..      

       

MEHMET BEDİ DEMİR / MARDİN LİFE

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz