Mardin’de Gezilecek En İyi Yerler

Medeniyetler beşiği olarak anılan Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en gözde şehirlerinden Mardin, çok farklı kültürlere de ev sahipliği yapıyor. Ara tatil ve Ramazan Bayramı’nın yaklaştığı günlerde Mardin seyahati planlıyorsanız işte size gezilebilecek en iyi Mardin rotaları…

15.03.2024 22:48

Medeniyetler beşiği olarak anılan Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en gözde şehirlerinden Mardin, çok farklı kültürlere de ev sahipliği yapıyor. Geçmişte, Mezopotamya'nın efesi olarak adlandırılan Dara Antik Harabelerine de ev sahipliği yapmış olan Mardin'in müzeleri, cami ve manastırlarını dolaşırken geçmişe yolculuk yapacaksınız. İçinde barındırdığı farklı kültürel özellikler sayesinde, zengin yemek kültürü ve samimi insanlarıyla Mardin gezilmeye değer bir şehirdir. Mardin’de gezilecek en iyi yerler elbette saymakla bitmez. Biz size en sık ziyaret edilenleri sıralayacağız.

Mardin’de Gezilecek En İyi Yerler

Hoşgörü şehri olarak ta bilinen Mardin'de, Mardin Kalesi, Mardin Ulu Cami, Zinciriye Medresesi, Kasımiye Medresesi, Mardin Müzesi, Darülzaferan Manastırı, Dara Antik Kenti ve Eski Mardin muhakkak gezilmesi, görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Image description

MARDİN ULU CAMİ

Artuklu Dönemi mimarisinin temel özelliklerini yansıtan, minaresi ve dilimli kubbesiyle Mardin Ulu Cami, Mardin'in simgesi olarak biliniyor. Mardin camilerinin en eskisi olan Ulu Cami, bugün mevcut olan tek minaresinin kaidesindeki yazıtta, yapım yılı 1176 olarak görülmektedir. Ama bugünkü minare, 1888-1889 yıllarında elektik ve yeni ve bir üslupla inşa edilmiştir. Mardin'in tam göbeğinde yapılmış olan Ulu Cami'den, Mardin'i kuş bakışı seyretme fırsatı bulabilir ve yakında bulunan kafelerde çay eşliğinde bu manzaranın tadını çıkartabilirsiniz.

MARDİN MÜZESİ

Cumhuriyet Meydanı'nın kuzey atarfında yer alan ve bir grup Süryani evlerinin arasında bulunan Müze, doğu tarafından Meryem Ana Kilisesine bitişik ve Mardin Merkez Şar Mahallesi’nde bulunuyor. Müzede bulunan kitabeye göre, 1895 yılında Antakya Patriği olan İgnatios Behnam Banni tarafından Süryani Katolik Patrikhanesi olarak inşa ettirilmiştir. Uzun süre dini amaçla hizmet veren yapı, daha sonra çeşitli siyasi partilerin merkezi, askeri garnizon, sağlık ocağı, kooperatif binası ve polis karakolu olarak kullanılmıştır. Kültür Bakanlığı’nın Süryani Katolik Vakfından satın aldığı binanın restorasyonu yapılmış ve 2000 yılında Mardin Müzesi'ni Zinciriye Medresesi'nden alarak bu binaya taşınmıştır. Müzede birçok medeniyete ait silindir, tablet, altın ve gümüş gibi taihi eserler bulunmaktadır. Mardin Müzesinde kolye, bilezik, eski giysiler gibi etnografik eserler de sergilenmektedir. Kütüphane ve Sanat galerisini de içerisinde barındıran Mardin Müzesinde, Arkeolojik Kazılar Salonu, Ticaret Salonu, İnanç Salonu, Sahte Eserler Salonunu ve Yaşam Salonunu mutlaka görmelisiniz. Mardin'in tarihsel yapıtlarını görmek, tarihi havasını içinize çekmek isterseniz Mardin Müzesine mutlaka gitmelisiniz.

Image description

KASIMİYE MEDRESESİ

Günümüze kadar muhteşem yapısıyla ayakta durabilen medresenin inşasına, Artuklu Dönemi'nde başlanmış ve Akkoyunlu Hükümdarı Cihangiroğlu Kasım Padişah döneminde tamamlanmıştır. Kubbeli, iki katlı, tek ve açık avlulu medresenin inşasında düzgün kesme taş kullanılmıştır. Medresenin avlusunda, büyükçe bir havuz ve bir çeşme bulunmaktadır. Güney tarafında ovaya açık bir cepheye sahip olan medrese, Mardin yapılarının en büyüklerinden birisidir.

ZİNCİRİYE MEDRESESİ

Zinciriye Medresesi, Mardin'de hüküm süren son Artuklu Sultanı, Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından yaptırılmıştır. Timur ve ordusu ile savaşmış olan Melik Necmeddin İsa bir süre bu medresede tutulmuştur. Sultan İsa adıyla da anılan geniş ve dikdörtgen bir alanı kaplayan bu medrese iki kat üzerinde cami, avlu, türbe ve çeşitli ek mekânlardan meydana gelmiştir. Mimarisinde kullanılan olağanüstü tekniklerle tarihin görkemine ışık tutan ve uzun merdivenler çıkarak gidebileceğiniz Zinciriye Medresesi, simetrik bir mimari ile inşa edilmiştir. Medrese içindeki ses sistemi sayesinde, bütün medrese içinde ve avlusunda duyulacak şekilde hoparlör olmadan ezan okunabilmektedir. Medreseye yerleştirilen uzun silindir şeklindeki deprem habercisi denilen taş, yapıda hasar olup olmadığını gösteriyor. Gelişmiş teknolojinin olmadığı fakat her şeyin de düşünülerek inşa edildiği bu medreseyi mutlaka görmelisiniz.

DEYRULZAFARAN MANASTIRI

Deyrulzafaran Manastırı, Mardin'in 4 kilometre doğusunda ve Mardin Ovasına hakim bir konumdadır. Üç kattan oluşan yapı, 5'inci yüzyıldan başlayarak farklı tarihlerde yapılan eklentilerle bugünkü haline kavuşmuştur. Manastır, MÖ Güneş Tapınağı, daha sonra ise Romalılar tarafından kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edilmiş. Romalılar bölgeden çekilince de Aziz Şleymun kimi azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirtmiştir. Bu nedenle Manastır, önceleri Mor Şleymun Manastırı olarak biliniyordu. Mardin ve Kefertüth Metropoliti Aziz Hananyo'nun 793 yılından başlayarak büyük bir restorasyon yapmasından sonra Manastır onun adıyla, Mor Hananyo Manastırı olarak anıldı. 15. yüzyıldan sonra da Manastır'ın etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisinden dolayı, Deyrulzafaran (Safran Manastırı) adı ile de anılmaya başlandı.
Manastır bugün de halen Süryani Kilisesi'nin önemli dini merkezlerinden biridir. Şimdilerde süryani din adamlarının yaşadığı Deyrulzafaran Manastırı, Süryaniler tarafından bereket ve dua almak için ziyaret edilir. Yine binlerce yabancı ve yerli turist de manastırı ziyaret etmektedirler. Süryaniler tarafından kullanılan manastırı Süryani din adamları eşliğinde mutlaka gezmelisiniz.

DARA ANTİK KENTİ

Dara Antik Kenti, Mardin'in 30 kilometre güneydoğusunda bulunan konumda Oğuz Köyü'nde yer almaktadır. M.Ö 300 yılında Persler tarafından kurulan bu şehir, Adını Pers İmparatoru olan Darius'dan almış. Birçok yolun kesiştiği bir noktada Kuzey Mezopotamya'nın sınır karakolu olmasının yansıra, asırlarca ticaret ve din merkezi olmuş bir ören yeridir.
Dara Antik Kenti, Mardin Nusaybin'e bağlı bir köy, ama köyün içinde paha biçilemez Mezopotamya kültürüne ait kadim bir kenttir. Şehrin batısında bulunan Nekropol ise şehrin adeta kalbi olarak kabul ediliyor. Üç farklı dinin (Türk Kümbetleri, Süryaniler ve Zerdüştler) ortak noktada buluştuğu devasa bir Nekropol'e sahip olmasından dolayı özellikle gezilmesi gereken bir kenttir.

Image description