tatlidede

Mardin'in Dostluğa açılan kapısı

Medeniyetlere başkentlik yapan ilimizde değerlerimizin yarına taşınmasında mütevazi bir katkı sunan Dost-Der Derneği Genel Sekreteri Muhammed Arasan ile Röportaj derneğin çalışmaları,yaptıkları ve yapacakları üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
  • 03.03.2016 17:26
Mardin'in Dostluğa açılan kapısı
Bölgemizde inanç tohumunu topraklarımıza serpip sulayan ve yeni yeni fidanların büyümesi için Mardin'de takdire şayan faaliyetlerde bulunan 2008 yılında Dost-Der adıyla kurulan, İnsani ve İslami bir anlayışla toplumsal sorumlulukları yerine getirme çabasında bir köprü görevi gören derneğin genel sekreteri olan Muhammed Arasan'a biz sorduk kendisi cevapladı.
Arasan, toplumunun içine düştüğü dejenerasyon, kargaşa, iç bunalım ve yenilgilerden kurtaracak olan tek yolun, medeniyet bakış açısına tekrardan geri dönülmesiyle mümkün olabileceğini dikkatimize çekiyor. Dost-Der Derneği; yaptığı seminerler, sempozyumlar, panel, konferanslar, kampanyalar, basın açıklamaları, geziler, kurslar ve projelerle Mardin'e, Mardin'liye ve medeniyet değerlerimizin yarına taşınmasında mütevazi bir katkı sunmaya çalışıyor.

-Kendinizi
tanıtır mısınız?



Bismillahirrahmanirrahim.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın Adıyla



Adım
Muhammed Arasan. Mardinliyim. Dost-Der sekreteriyim.



-Dost-Der Mardin’de
ne zaman ve niçin kuruldu?



Dost-Der’i
kurmadan önce de hayırlı çalışmalarımız zaten vardı. 2006 yılında Mustazaf-Der
Mardin temsilciliği adı altında faaliyet yürütüyorduk. Temsilciliklerin alanı
kısıtlı olduğundan dolayı merkezi Mardin’de olacak şekilde ve hayırlı
hizmetlerimizi daha aktif ve daha çok kitlelere ulaşma adına Dost-Der (Dostluk
Eğitim Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği)ni 2008 yılında kurduk. Sloganımızı da
mso-fareast-font-family:Gulim">Dostluğa açılan kapı olarak belirledik. Kuruluşumuzdan sonra
peyderpey Ortaköy, Yeşilli ve Ömerli’de temsilciliklerimizi açtık.



Niçin
kurulduğumuzu amacımız ve misyonumuzu şöyle açıklayabiliriz:



-Toplumda
sosyal adalet ve sorumluluk bilincini, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu
geliştirmek; toplumun sosyo-ekonomik, eğitim ve kültürel düzeyini yükseltmek, manevi
değerlerimizin korunması ve tanıtılmasına katkıda bulunmak, ahlaki ve kültürel
yozlaşmayla mücadele etmek ve önüne geçmek.                          



-Birçok
konuda mağdur ve mahrum bırakılmış halkımızın yeniden kalkınması ve inşası
yolunda; Cehalete karşı marifet silahıyla, hayatın tüm alanlarını kuşatıcı bir
eğitim metoduyla toplumun dini, kültürel ve bilimsel alanlarda eğitilmesi…



-Emr-i
bil ma’ruf-nehyi anil münker emri gereğince topluma iyiliği emredip, insanları
kötülüklerden sakındırmak…



-Fakirlikle
mücadele etmek…



Misyonumuz
ise;



-“Bir
iyiliğin yapılmasına sebep olan onu bizzat yapmış gibidir” ilkesinden yola
çıkarak ilk elden hayra ve hizmete vesile olmak…



-İnsanlardan
hiçbir maddi çıkar beklemeden hizmette öncü olmak, ırk renk, dil farkı gözetmeksizin
tüm toplumu kucaklamak…



-Günümüz
dünyasında dostluğun sadece maddi menfaatlere dayandığı; insanların “dost
ararsan cebine bak” düşüncesiyle hareket ettikleri bir zamanda; “DOST istersen
ALLAH yeter.” sözüyle kimseden hiçbir karşılık beklemeden insanlara dostluk
elini uzatmak… Şeklinde açıklayabiliriz.



-Dost-Der’i
diğer STK’lar’dan ayıran bir özelliği var mı, varsa nedir?



Bizleri
diğer STK’lardan ayıran özelliklerimizden değil de ilkelerimiz ve
prensiplerimiz üzerinden kendimizi anlatmamız daha doğru olur. Bizim ilkemiz
İslami ve İnsani alanda hizmet yapan, hiçbir STK, Cemaat, Parti arasında fark
gözetmeksizin kardeşlik çerçevesinde ötekileştirmeden, ayrıştırmadan
faaliyetlerde bulunmak ve yardımlaşma noktasında üzerimize düşeni yapmaktır.



-Diğer
camia ve STK’larla olan ilişkilerimizde; Üstad Hasan El Benna’nın dediği gibi;
“ittifak ettiğimiz noktalarda birbirimizi destekler ve yardımda bulunuruz.
İttifak etmediğimiz veya ayrı düşündüğümüz hususlarda da birbirimizi mazur
görür ve birbirimiz için dua ederiz” .



Bütün
İslam âlimlerinin düşünce, metot ve eserlerinden istifade etmek. 



-Düşünce
olarak; Akide, Uhuvvet ve İhlâs noktasında; Üstad Beddiüzzaman’ı, Davet, Tebliğ
ve Teşkilatlanma noktasında; İmam Hasan El Benna’yı, Zulme karşı başkaldırıda
da Şeyh Said’i örnek almakla beraber diğer asri âlimlerimizin düşüncelerinden
de istifade ederiz.



-Akılcılık,
mealcilik, tekfircilik, mezhep taassupçuluğu ve ırkçılık gibi ayrıştırıcı ve
ötekileştirici her türlü düşünceye de kesinlikle karşıyız.



-Bütün
çalışmalarımızda önceliğimiz ümmetin faydasına olan Müslümanların birliğini ve vahdetini
sağlayan söz, eylem ve davranışlarda bulunmak. Müslümanları ayrıştıracak,
bölecek ve birbirine düşürecek sonu gelmeyen ve hiçbir fayda sağlamayacak olan
söz, tartışma ve davranışlardan uzak olmak.



-Dost-Der’in
gençlere ve yeni nesil yetiştirme üzerindeki çalışmaları?



-Çocukların
ve gençlerin yetiştirilmesi konusunda ebeveynlerin büyük bir sorumluluğu
vardır. Fakat birçok ebeveyn bu konuda üzerlerine düşen sorumlulukları yerine
getirmediklerinden dolayı bilinçsiz bir nesil yetişmektedir.



-Özellikle
TV, internet ve sosyal medyanın da etkisiyle çocuklarımızın, gençlerimizin
manevi değerlerimizden koptuklarını bire bir şahit olmaktayız.



-Bu
nedenlerden dolayı ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerine yönelik
sohbet ve programlar yaparak gençliğimizin bilinçlenmesini sağlamaya
çalışıyoruz. Okullarımıza kitap bağışında bulunarak, kütüphaneler oluşturarak
bu şekilde öğrencilerimizi okumaya teşvik ediyoruz. Bununla beraber başta
siyer, meal, şiir ve makale yarışmaları olmak üzere farklı dallarda etkinlikler
yaparak gençlerimizi araştırmaya ve öğrenmeye teşvik ediyoruz.



Üniversite
bünyesinde faaliyet yürüten kulüplere elimizden geldiğince maddi manevi her
konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz.



-Bu
konudaki en büyük gayemiz Rabbi’ni tanıyan ve Rabbi’ne hakkıyla kulluk eden,
Peygamberinin izinden giden ve topluma yararlı olan bir nesil yetiştirmek…



-Bugüne kadar Dost-Der Mardin’de hangi
çalışmalara imza attı?
  



Dernek
bünyesinde birçok etkinlik yapmaktayız. Bunlardan bazılarını şöyle
sıralayabiliriz.



-Kutlu
Doğum Etkinlikleri



-
Nisan ayı gelince Peygamber Efendimizi anmak ve anlamak için çeşitli
etkinlikler yapmaktayız. Derneğimiz her yıl Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i anmak,
anlatmak ve sevdirmek amacıyla çeşitli etkinlikler yapmaktadır. Halkımızın yoğun
katılımı ve teveccühü gözlenmektedir. Kutlu doğum anısına binlerce Kur’an-ı
Kerim, Kitap ve CD ücretsiz olarak dağıtmaktayız.



-Umre Ödüllü
Siyer Sınavlarımız



-
Resulullah (sav) ile ilgili bilgi ve duyarlılığı arttırmak amacıyla her yıl
Peygamber Sevdalılarının düzenlediği Siyer Sınavı’nın Mardin’deki organizesini
yapıyoruz. Bu vesile ile Mardinli kardeşlerimizi siyer okumaya ve Peygamber
Efendimiz (s.a.v)’i tanımaya ve sünnetini öğrenip yaşamaya teşvik etmekteyiz.



- Kitap Bağış
Kampanyamız 



-Bölgenin
yangın yerine dönmesinin asıl sebebinin cehaletten başka bir şey olmadığı,
özellikle çocuklar ve öğrencilerin çok zor bir süreçten geçmesi sebebiyle
öğrencilerimizin bilinçlenmesi adına “Saklama Bağışla” sloganıyla kitap toplama
kampanyası başlattık. Kısa sürede topladığımız on binlerce kitabı okullarımıza
ve öğrencilerimize ulaştırdık. Topluma faydalı bireyler yetişmesi adına “oku”
ilahi emrinin gereği olarak imkânlar dâhilinde bu kampanyamızı devam ettirmek
niyetindeyiz…  



-Yardım
Faaliyetlerimiz



-Sosyal
hayatın düzenlenmesine katkısı olan “Mallarını gece ve gündüz, gizlice ve
açıkça infak edenler yok mu, işte onların Rableri katında ecir ve mükâfatları
vardır. Ve onlara herhangi bir korku yoktur, onlar hiçbir zaman mahzun da
olmazlar.”(Bakara 274 ) ayeti ve “Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir”
uyarısını içeren hadisi şerifin gereklerini yerine getirmek için infak vermeyi
yaygınlaştırma faaliyetlerinde bulunuyoruz.



Bu
kapsamda yardımsever, esnaf ve duyarlı Müslümanlardan gelen yardımları tespit
ettiğimiz muhtaç ailelere ulaştırdık. Zengin ve fakir arasında köprü olmaya bu
sayede hem toplumda sevgi ve dayanışmayı arttırmaya ve muhtaçların
ihtiyaçlarını imkânlarımız nispetinde karşılamaya devam edeceğiz. İmkân sahibi
herkesi bu hayır faaliyetlerine destek vermeye davet ediyoruz…



-Diğer
etkinliklerimiz;



-
Gençlerin camilerle buluşturulmaları ve cemaatle namazlara teşvik edilmeleri,
cemaat kültürünü yaşayıp öğrenmeleri amacıyla STK’lar ile beraber sabah namazı
buluşmalarına katılarak destek vermekteyiz…



--Ramazan ayı
iftar programları



Ramazan
aylarında iftar programları yaparak insanları birbirine kaynaştırma
amacındayız. Ramazan ayı dışında da bu tür etkinliklerimiz olmaktadır.



--Halka,
öğrencilere ve bayanlara yönelik seminerler.



-Derneğimizce
haftanın belirli günlerinde, konularında uzman olan arkadaşlarımız tarafından
sohbetler yapılmaktadır. Bu sohbetlerde; Peygamberimiz (s.a.v) ve diğer Peygamberlerin
hayatları, tefsir, risale, ibadet-inanç-ahlak vs. konular işlenmektedir.



-Öğrencilerimize;
Matematik, Arapça ve diğer derslerde uzman olan kişiler tarafından ders
verilerek yardımcı olunmaktadır.



-Öğrencilere
yönelik kitap okuma, satranç, gezi ve piknik gibi aktiviteler de yapılmaktadır.



 -Yeni nesil ve gençliğin önündeki engeller
nelerdir?



-Yeni
nesil ve gençliğin önündeki en büyük engel baştan sona yanlış olan eğitim
sistemimiz ve müfredatımızdır. Halen Kur’an-ı Kerim ve Siyer seçmeli ders
olarak okutulmaktadır oysaki % 99’u Müslüman olan bir ülkede bu derslerin zaten
müfredatta olması hatta en çok okutulan dersler olması gerekmektedir.



-Gençliğin
önündeki bir diğer büyük engel ise karma eğitim sistemidir. Avrupa’da ve
Amerika’da bile karma eğitim sistemi yer yer kaldırılırken ülkemizde İlahiyat
ve İslam Bilimleri Fakültelerinde bile öğrenciler ve STK’lar karşı olmasına
rağmen ısrarla devam ettirilmektedir.



-Karma
eğitim sisteminin sonlandırılması öğrencilerin derslerine daha iyi
odaklanmasını ve daha verimli olmalarını sağlayacak ve böylece gerçek bir aydın
nesil oluşacaktır.



-Avrupai
yaşam tarzı ve özentilik konusunda Müslümanlar ve STK’lar ellerinden geleni
yaparak bunun önüne geçmeli ve örnek rol model konusunda gençliğe yol
göstermelidirler.



-Hükümet Cumhurbaşkanının
dindar nesil yetiştirme amacına uygun icraatlar yapıyor mu?



-Hükümetin
bu konuda iyi çalışmaları olmakla beraber bunlar yeterli değildir. 



-Yaklaşık
13 yıldır iktidarda olan Ak Parti Hükümetinin en çok patinaj ettiği husus Milli
Eğitim Bakanlığı’dır. 



-Sağlık
ve ulaşım konusunda büyük mesafeler kat eden hükümet Milli Eğitim konusunda ise
birçok konuda sınıfta bir kalmıştır.



-Bu konuda
STK’lara cemaatlere ne görevler düşüyor?



-Bu
konuda STK’lara büyük sorumluluklar düşmektedir. STK’lar Eğitim siteminin
açıklarını kapatarak okullarda çocuklarımıza ve gençlerimize öğretilmeyenleri veya
yanlış olarak öğretilen bilgileri doğru olanını öğreterek onları
aydınlatmalıdırlar. Eksik gördükleri konuları yeri geldiğinde Milli Eğitime
bildirerek ve gerekirse basın ve kamuoyuyla da paylaşarak bu eksikliklerin
ortadan kaldırılması için vazife yüklenmelidirler. 



-STK’lar
ve onlara bağlı yurtlar ve öğrenci evleri sadece barınma amaçlı değil, ihya,
ıslah ve inşa fonksiyonunu da yüklenmelidir.



-Geçenlerde
bir yurdun yetkilisi üzülerek bizlere şunları aktardı;”Yurtlarımız fiziki
olarak 5 yıldızlı otel gibi çok güzel ancak İslami düşünce babında öğrencilere
pek fazla bir şey veremiyoruz ve öğrencilere rol model olma noktasında da ciddi
sıkıntılar yaşıyoruz”



-Bizim
İslami Cemaatlerin yurt ve evleri bu haldeyken devlet yurtlarından bahsetmeye
bile gerek görmüyoruz. Fakat bunu genellemek de doğru değil.



-Valilik ve
yerel yönetimler üzerlerine düşen görevleri yerine getiriyor mu?



-Mevcut
yerel yönetimler eğitim konusunda yardımcı olmak yerine birçok konuda engel
çıkarmaktadırlar. Örneğin 600 öğrencisi olan pansiyonlu okulun günlerce susuz
kalması ve yolunun köy yollarından bile daha kötü halde olması.



-Valilik
bunları denetleme konunda daha hassas davranmalıdır.



-Peki, hükümetin
desteklediği veya Cumhurbaşkanının himayesinde kurulan dernek ve vakıflar
mesela TUGVA, TÜGEV ve YEŞİLAY’IN çalışmaları bu konuda yeterli mi?



-Bu
konuda Sayın Cumhurbaşkanının bu tür kurumlara destek vermesi ve teşvik etmesi önemlidir
ancak söylem ve pratiğin birbirini tutmadığını görmekteyiz. İmam hatip
okullarının sayılarının çoğalması sevindiricidir fakat okullardaki eski eğitim
ruhunun kalmadığını hatta Cumhurbaşkanının bile “zarf tamam ama mazrufta
sıkıntı var” demesi olayı özetlemektedir.



-Yeşilay’ın
ise uyuşturucuyla mücadelesini bilmekteyiz fakat uyuşturucu satanlar okulların
önünde cirit atmakta ve uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul seviyesine kadar
düşmüştür.



-Yerel
yönetimlerin özellikle de bölgemizdeki gençleri ve bunların içinde de özellikle
kızları sosyalleştirme adı altındaki faaliyetlerini nasıl buluyorsunuz?



-Yerel
yönetimlerin nesilleri ifsada yönelik bilinçli olarak çalışmalar yaptıklarını
biliyoruz. Mevcut yerel yönetimlerin özellikle kadınları ve genç kızları
açtıkları halk evleri, parklar ve kafeler aracılığıyla hayâdan edepten,
iffetten uzaklaştırdıklarını ve genç kızları kendi ideolojileri çerçevesinde
bir meta gibi görüp bu doğrultuda kullandıklarını ve özellikle Kürt kadınlarını
kendi dinlerinden ve kültürlerinden uzaklaştırmak için büyük bir çaba sarf
ettiklerini esefle görüyoruz.



-Mevcut
yerel yönetimler sosyalleştirme! (yozlaştırma-ahlaksızlaştırma) piknik adı
altında gençlerimizi kızlı – erkekli etkinliklere götürerek onları harama
teşvik etmekte ve birçoğunu kandırarak kendi ideolojileri ve amaçları
doğrultusunda istediği şekilde kullanmaktadırlar.



-Kürtler
için hayatlarından bile daha değerli olan namus kavramını “toplumsal kâbustur
namus” ve “biz kimsenin namusu değiliz, biz kimsenin emaneti değiliz” diyerek kadınların
ve genç kızların iffet ve hayâlarını değersizleştirmekte ve
aşındırmaktadırlar… 



-Allah’u
Teâlâ’nın koskoca bir kavmi helak etmesinin tek sebebi olan ve ne Kürt halkının
ne de Türkiye halklarının hiçbir şekilde kabul etmediği LGBT sapkınlığını
meşrulaştırmaları hangi amaca hizmet ettiklerinin göstergesidir…



-Günümüz gençliğine bir çağrınız veya
uyarınız var mı?



-Günümüz
gençliğine çağrımız sürekli okumaları, kendilerini geliştirmeleri ve
okuduklarını da hayatlarında tatbik etmeleridir. Özellikle kitapların anası
olan Kur’an-ı Kerim’i mealiyle beraber okumaları öğrenmeleri ve hayatlarında
tatbik ederek, yaşayarak öğrenmeleridir.



-Resulullah
(s.a.v)’in hayatını okuyup öğrenerek, anlayarak hayatlarında tatbik etmeleri ve
her konuda O’nu kendilerine rehber ve önder edinerek birer Mus’ap, Ammar,
Habbap, Bilal, Ali, Cafer gibi olmaları ve İslam’ın bayraktarlığını günümüzde
de taşımaları konusunda kendilerini en iyi şekilde yetiştirmeleridir. Zamane
gençliği gibi başıboş bir gençlik değil, Asrısaadet gençliği gibi işi vaktinden
çok olan birer genç olmaları lazımdır.



Bize
zaman ayırdığınız için teşekkür ediyoruz.

Yorum Yaz