Maxime Chattam kimdir? Maxime Chattam kitapları ve sözleri
Fransız Roman Yazarı Maxime Chattam hayatı araştırılıyor. Peki Maxime Chattam kimdir? Maxime Chattam aslen nerelidir? Maxime Chattam ne zaman, nerede doğdu? Maxime Chattam hayatta mı? İşte Maxime Chattam hayatı...

Doğum Tarihi: 19 Şubat 1976
Doğum Yeri: Herblay, Fransa
Maxime Chattam kimdir?
Maxime Chattam (d. 19 Şubat 1976, Fransa) Fransız roman yazarı. Fransa'nın Herblay kentinde doğdu. Çocukluğunu Amerika Birleşik Devletleri'nde geçirdi, 1987 yılında geri geldiğinde ilk romanının fikirleri kafasında oluşmuştu. Gençlik döneminde bir aktör olmak istediği için komedi dersleri aldı. Polisiye ile ilgilendiği dönemde bir yıl kriminoloji dersleri gördü. İlk romanı Kötü Ruhu 2002 yılında yayımladı. 2003 yılında bir önceki romanın hikâyesi ve kişilerinden oluşan yeni kitabını yayınladı. Her iki kitabı da Türkiye'de yayımlandı.
Lise yıllarında tiyatro dersleri almaya başladı. Üniversite yılları küçük rollerle geçti, ancak bu arada öykü ve roman denemeleri yazmaya başlamıştı. Daha sonra polisiye tutkusunu gerçekleştirmek için bir yıl kriminoloji eğitimi aldı. Adlî tıp, suçlu psikolojisi ve kriminal polislik konularında da kendini geliştirdi. Ve ilk romanı “L’ame du Mal” (Kötü Ruh) 2002 yılında yayımlandı. Onu aynı kahramanın hikâyelerini anlatan iki roman izledi: “In Tenebris / Karanlığın Soluğu” (2003) ve “Malefices / Kara Büyü” (2004). Yazarın Türkiye'de Doğan Kitap tarafından çıkarılan öteki yapıtları şunlardır: "Le sang du temps / Zamanın Kanı" (Mart 2008), "Les Arcanes du Chaos / Kaosun Sırları" (Temmuz 2008), Le theorie Gaia / Gaia Teorisi" (Ağustos 2009.)
Maxime Chattam Kitapları - Eserleri
- Kötü Ruh
- Kara Büyü
- Karanlığın Soluğu
- Zamanın Kanı
- Kaosun Sırları
- Gaia Teorisi
- Leş
- Zamanın Efendisi
- Başka Bir Dünya
- Tarikat
- Başka Bir Dünya - Kraliçe
- Autre-Monde: Ambre
Maxime Chattam Alıntıları - Sözleri
- Sen kendine yardım etmezsen, kimse gelip kapını çalmaz, hayat filmlerdeki gibi değil, her şey mutlu sonla bitmez! (Kötü Ruh)
- "Abraham Lincoln 1846 yılında kongreye seçildi. John F. Kennedy ise 1946 yılında kongre üyesi oldu. Abraham Lincoln 1860 yılında ABD Başkanı oldu.John F. Kennedy 1960 yılında ABD Başkanı seçildi. Lincoln ve Kennedy isimlerinin ikisi de 7 harften oluşuyor. İkisi de Beyaz Saray'da yaşarken birer evlatlarını kaybettiler. İki başkan da bir cuma günü suikasta kurban gitti. İki başkan da kafasından vurularak öldü. Lincoln Ford Tiyatrosu'nda,Kennedy Ford tarafından üretilen bir Lincoln marka otomobilde öldürülmüş. Lincoln'ün sekreterinin adı Kennedy'ydi. Kennedy'nin sekreterinin adı ise Lincoln'dü. İkisi de birer güneyli tarafından vuruldular. İkisinin ölümünden sonra da yerlerine bir güneyli başkan atandı. Her ikisinden sonra başkan atanan kişinin adı Johnson'du. Lincoln'den sonra başkan olan Andrew Johnson 1808 doğumluydu. Kennedy'den sonra başkan olan Lyndon Johnson 1908 tarihinde doğmuştu. Lincoln'ü vuran John Wilkes Booth 1839 yılında doğmuştu. Kennedy'yi vuran Lee Harvey Oswald ise 1939 yılnda dünyaya gelmişti. Her iki katilin de üç isimden oluşan adı vardı. Her ikisinin isminde de toplam 15 harf var. Suikasttan sonra Booth, tiyatro salonundan kaçmış ve bir depoda yakalanmıştı. Oswald ise depodan kaçmış ve bir sinema salonunda yakalanmıştı. Hem Booth hem de Oswald mahkemelerinden önce konuşamadan vuruldular. Vurulmadan bir hafta önce Lincoln'ün Maryland'de Monroe Kasabası'nın içinde olduğu tespit edildi. Kennedy'nin ise vurulmadan bir hafta önce Marilyn Monroe'nun içinde olduğu kesin olarak tespit edildi. (Kaosun Sırları)
- "Benim hayalimdeki aşk huzurluydu, doğallık içindeydi. Beni bekleyen aşk ise savaşkan ve kültürel." (Kaosun Sırları)
- "Ne olursa olsun her şeyin bir zamanı var." (Kaosun Sırları)
- seri katil dediklerimiz tam olarak şöyle tarif edilebilir: Diğer her şeyin önünde gelen zevklerini saplantı edinmiş kişi. (Gaia Teorisi)
- "Yaşam, insanı tüketen bir rezillik, öyle değil mi?" (Kara Büyü)
- Uzaklarda, müezzinler ezan okumaya başladı. Ve saatler saatleri kovaladı. (Zamanın Kanı)
- Saldırgan, ama ilahi güzelliğe sahip bir sahipsizlik. (Zamanın Kanı)
- Ölümün insanı en beklemediği anda vurmaktan hoşlanmak gibi bir huyu vardır... (Kötü Ruh)
- Düşünceler, eylem değildir (Kara Büyü)
- Bu öykü böyle bitiyor. (Zamanın Kanı)
- İşlemiş olduğu cinayetin her anının görüntüsü, duygularının her birinin üstüne gelip yapışıyordu. Çamurun tadını dudaklarında taşımaktaydı. Kanın kokusu burnunda. Ve o adamın dehşet içindeki yüzü odanın her tarafına yansıyordu. İşlediği günahın her aşaması, vicdanında bir yapboz gibi, parçalar halinde bir araya geliyordu. (Kaosun Sırları)
- Uyku belki de insanın sahip olduğu tek huzur sığınağı, diye düşündü... (Kötü Ruh)
- "Ölmeyi çok istersen, ruhunu yakman gerekir!" (Zamanın Efendisi)
- Fiziksel olarak değil , duygusal olarak da değil , yalnızca onun varlığı ve kendi acılarının yokluğuydu söz konusu olan.Bunlar onun kendisine benzemesini sağlayan şeylerdi. (Kara Büyü)
- "Edebiyat bir lüks, kurguysa ihtiyaçtır." (Karanlığın Soluğu)
- "İnsanların işte bu halini seviyorum!" diye düşündü. "Sadece burunlarının dibini görürlerken. Yürüdüğünüz zemine bakmaya devam edin. Çok daha yukarılardaki pisliği biz temizleriz." (Gaia Teorisi)
- Dünya her kafadan ayrı bir sesin çıktığı bir yer haline gelmişti... (Kara Büyü)
- Şeytanın bile aklına gelmeyecek baş döndürücü bir ticaretin –yaşamlarımızın değiş tokuşu– yapılacağı, bilinmeyen bir yere hareket işareti bekliyoruz. Kendi hayatımızı kurtarmak uğruna başkalarının hayatlarını yok etmek için. Bir özgürlük anlayışını hâkim kılmak için. Biz lanetlenmişiz sevgilim. Kendimize yaptığımız kötülük o kadar büyük ki, kendi kendime hep bu lanetin gelecek kuşaklarda ortaya çıkıp çıkmayacağını soruyorum. Geçen pazar günü, köydeki kantine yiyecek içecek götürme işine nezaret ederken iki çocuğa rastladım. Onları gördüğümde utandım. Kendimizden utandım. Onlara bellettiğimiz tarihten. Tüm bu medeniyet, tüm bu ilerleme, verilen sözler, sorunlarımızı katliamlarla çözmek için miydi? Adamlarımızdan birçoğunun savaşa girme nedenimizin farkında bile olmadıklarını biliyor musun? Karşı tarafta da durumun aynı olduğundan eminim. (Leş)
- Gerçek kusursuzca kurgulanmaz, planlanmaz; gerçek yanlışlarla, boşluklarla dolu, sonunda hepsinin cevabı verilmeyen soru işaretleriyle dolu bir anlatıdır. (Zamanın Kanı)