tatlidede

Mehmet Akif - Nurettin Topçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bazı şahsiyetler Nurettin Topçu'nun hayatını derinden etkilemiştir. Mevlana, Yunus Emre gibi tasavvufçuların yanı sıra milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy da mütefekkir Nurettin Topçu'nun hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Lise yıllarından beri Akif'in eserlerini ve düşünce dünyasını inceleyen Topçu, eserlerinde Mehmet Akif'e sık sık atıfta bulunmakta ve onun düşüncelerine yer vermektedir. Nurettin Topçu 'Mehmet Akif' isimli eserinde de milli şairimizi anlatmakta ve onun fikirlerini okuyucusuna aktarmaktadır. Nurettin Topçu'nun Mehmet Akif kitabının detayları yazımızın detayında...
  • 05.05.2023 15:48
Mehmet Akif - Nurettin Topçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nurettin Topçu

Yayın Evi: Dergah Yayınları

İSBN: 9789759952655

Sayfa Sayısı: 110

Mehmet Akif Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Büyük adam, eseriyle hayatını birleştiren adamdır. Biz onda şu vasıfları arıyoruz: Önce ömründe ayni kanaatin, ayni imanın sahibi olan adamdır. Devirlere, zaruretlere, cemiyetlere göre değişmez, muhitine uymaz; muhiti kendine uydurur, uydurmazsa çarpışır. Cemiyetten daha kuvvetlidir; cemiyeti sürükleyicidir. Bu karaktere sahip insanların, yani değer yaratıcısı olanların bir kısmı zekasıyla, bir kısmı kalbi ve hisleriyle, bir kısmı da iradesiyle başka insanlara ve cemiyete üstündür, yaratıcıdır, sahiptir veya velidir. Bu üstün insanlar arasında ise bazıları her bakımdan, hem zeka, hem duygu, hem de irade kuvveleriyle cemiyetin insanlarına üstün durumdadırlar. Böylelerine muvazeneli karakter sahipleri denir. Filhakika zeka, duygu ve irade fonksiyonlarından yalnız bir kısmında üstünlüğe sahip olanlarda, alelade olan ruh sahasına doğru açılmış bir yara halinde anormallikler, ruh ve karakter sarsıntıları göze çarpmaktadır. Ancak muvazeneli karakter sahipleri, bu sarsıntılardan korunmuş sağlam ruhlu insanlardır. Bu üç türlü fonksiyonların da ayni seviyede yüksek ve keskin oluşu, insanoğlunu hilkatin harikulade bir eseri yapabiliyor. İşte Akif yaradılışın bu lutfuna uğramıştı. Ancak onu, iradesinin ateşli tazyikiyle diğer sahalarda muvazenesizlikten koruyan pek mühim bir sebebin var olduğu da unutulmamalıdır: Bu sebep, demirden bir iradeyi ahenkdar bir ray üzerinde yürüten İslam terbiyesi ve Allah'a imanıydı. Büyük adamların başka bir vasfı da münzevi oluşlarıdır. Onlar kalabalığın içinde yalnız yaşarlar. Üçüncü bir vasıf olarak, büyük adamların devlet ve ikbal mevkilerinden uzak durduklarını görüyoruz.

Mehmet Akif Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlık kadar eski olduğu halde, insanların pek azına nasip olan bu nesne aşktır...
  • Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizârım!
  • Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim...
  • Yumuşak başlı isem, kim demiş uysal koyunum?
  • Uçurumla zirveyi görmüyoruz... Sade bir düzlükte yürüdüğümüzün farkındayız...
  • İnsanlardaki samimiyetsizlik, hayattan usandırır.
  • Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil matem...!
  • Aşığın şükrü feryattır...
  • Kıyametler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin?
  • Kıyametler koparmak neydi, ey bülbül, nedir derdin...?
  • Milliyet, en kısa ifadesiyle tarih ve toprak şuûrudur.
  • Ciğerim yansa da söndürmek için azmederim...
  • Aşk alınmaz, verilmez, feda edilmez, tahsili yoktur. Herkes ondan bahseder, ama onu yaşayandan başkası bilmez.
  • Bazıları hayata koşuyorlar, bazıları hayattan kaçıyorlar.
  • Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bizarım...

Mehmet Akif İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Akif bir duruş, bir şahsiyet, bir isyan ve bir nizamdır.: "Bütün büyükler gibi o da zaman ve asırlar geçtikçe daha iyi anlaşılacaktır." Mehmet Akif, İstiklal Marşı şaiirimiz ve safahat'ın şairi tamam da.. Akif'in dünyasından haberimiz var mı? Akif'in dünyası bizim şu mazi dediğimiz tam da 100 yıl evvelimiz.. Her şeyi yerine koymak lazımdır. Akif'in yerini anlama ve kıymetini bilme anlamında olduğu gibi bu güzel eser yeni Akiflerin yetişmesine imkan hazırlayacak yahut derdini sinelere bırakacaktır. (Furkan Yardım)

Mehmet Akif: Yılın ilk kitabı. Bu kadar az sayfada hem M.Âkif'i anlatmak hem de bir çok şeye değinmek...Nurettin Topçu M.Âkif'in büyüklüğnü anlatıyor biz kendi büyüklüğünü de görüyoruz yazılarında. Bakış açısı, yazış biçimi her okuduğum kitabında hayran bırakıyor beni. Normal bir biyografi zannetmeyin. M.Âkif'i anlamak gayesinde olanlar mutlaka okumalı. "Büyük adam, eseriyle hayatını birleştiren adamdır." diyor ve M.Âkif'i eserleriyle altı başlıkta inceliyor. Onun hayattaki içsel yolculuğunu 1.Safahat'tan başlayıp 7.Safahat'a kadar inceliyor ve çok güzel bir şekilde yorumluyor. Son olarak Âkifname'den bahsediyor ki onu da okuma listemize hemen ekleyelim. (Elif)

Kitabın Yazarı Nurettin Topçu Kimdir?

Nurettin Topçu, 1909 yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Osman Nuri Topçu’dur. Nurettin Topçu’nun babası Topçuzâde Ahmet Efendi Erzurumlu, annesi Fatma hanım ise Eğinlilidir. (Erzincan’ın Kemaliye ilçesinin eski adı) Topçu ailesi Topçuzâdeler diye tanınmaktadır. Dedesi Osman Efendi, Erzurum’un Ruslar tarafından işgali sırasında Türk ordusunda topçuluk yapmıştır, bu lâkap da oradan gelmektedir.

Eğitimi

Nurettin Topçu, öğrenim hayatına altı yaşında Bezmiâlem Velide Sultan Mektebi’nin ana kısmında başladı. İlkokulu Büyük Reşid Paşa Numûne Mektebi’nde okudu.İlkokuldan sonra Vefa İdadisi’nde öğrenimini sürdüren Nurettin Topçu, birinci sınıfta iken babasını kaybetmiştir. Lise tahsilini İstanbul Lisesi’nin Edebiyat Bölümü’nde pekiyi derece ile tamamlamıştır. (1927-28) Mehmet Akif’in medeniyet telakkisini kavramış ve ilmini almak için Akif’in oğlu Asım’ı niçin Batı’ya göndermiş olduğunu idrak etmiş olan Nurettin Topçu, daha iyi bir eğitim alabilmek için Avrupa’da tahsil görmek gerektiğinin farkında olarak liseyi bitirdikten sonra kendi imkanlarıyla Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu Avrupa imtihanlarına girmiş ve kazanmıştır. Fransa’nın Türkiye’deki liselerin denkliğini kabul etmemesinden dolayı Topçu buradaki eğitimine Paris’teki Bordeaux Lisesi’nde başlamıştır. İki sene sonra Strazbourg’a giden (1930) Topçu, burada üniversite tahsiline başlamış; psikoloji ve güzel sanatlar, genel felsefe ve mantık, çağdaş sanat tarihi, sosyoloji ve ahlak, ilk zaman sanat ve arkeolojisi dersleri almıştır. Strazbourg’da tamamladığı doktorasını 1934 yılında Sorbonne Ünivesitesi’nde vermiştir. Sorbonne Üniversitesi’nde okuyan ilk Türk öğrenci olmuştur. Çalışması Sorbone Üniversitesi Felsefe Jürisi tarafından yılın en başarılı doktora tezi seçilir. Üniversitenin geleneklerine göre birinci olan öğrenciler mutlaka ödüllendirilir. Bunun üzerine yetkili Profesör, Nurettin Topçu’nun yanına gelerek durumu anlatır ve ödül olarak neyi istediğini sorar:

- Efendim, bir altın saat mi? Amerika veya Kuzey Avrupa’ya bir mavi yolculuk mu?

Hangisini tercih edecekseniz onu alacaksınız veya o ülkeye ziyarete gideceksiniz!

Nurettin Topçu, kararlı ve gayet kendinden emin bir şekilde bu soruya şöyle cevap verir:

- Hiçbiri değil!

- O zaman ne istiyorsunuz?

- Sorbonne Üniversitesi’nin giriş ve çıkış kulelerinde yirmi dört saat ay-yıldızlı Türk bayrağının dalgalanmasını istiyorum!

- Derhal bu isteğiniz yerine getirilecektir!

Nurettin Topçu kendine yapılan teklife verdiği cevabı duyan herkes hayret ve hayranlık içinde kalmıştır. Vatan ve bayrak sevgisinin gurbet illerde okuyan bir öğrencinin yüreğinde böylesine yüceldiği az görülmüştür. Ayrıca bu olay, onun düşünce yapısını, vatan ve millet sevgisi ile hayat felsefesini yansıtan önemli bir ayrıntıdır.

Öğretmenliği

Avrupa’dan döndükten sonra 1935 yılında Galatasaray Lisesi’nde felsefe öğretmenliğine başladı. Topçu İzmir’de öğretmenliğinin henüz daha dördüncü yılında, Türk düşünce tarihinde önemli bir yeri olan “Fikir ve Sanatta Hareket Dergisi”ni yayınlamaya başlar. (1939)

Denizli’den sonra İstanbul’a tayin edilen Topçu, Haydarpaşa Lisesi, Vefa Lisesi, Robert Koleji, İstanbul İmam Hatip Lisesi ve İstanbul Lisesi’nde öğretmen iken yaş haddinden emekli olmuştur. Nurettin Topçu, Bergson’dan hareketle hazırlamış olduğu Sezgiciliğin Değeri isimli çalışmasıyla İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde doçent ünvanı almıştır.

Milletimizin son dönemde yetiştirmiş olduğu önemli fikir ve aksiyon adamlarından biri olan Nurettin Topçu’nun hayatını, sık sık idealize ettiği mesuliyet duygusunun yoğun baskısı altında Anadolu’da Türk Milletinin yeniden dirilişinin ilham kaynaklarını arayacak, münevver bir zümre meydana getirmeye çalışmıştır. Bu münevver kadroyla aklın saltanatını yönetimde, eğitimde, sanatta ve bilimde hâkim kılacak bir “Türk Rönesansı”nı gerçekleştirme çabası içerisinde olmuştur. Hayatı, bunun mücadelesi ile geçmiştir. Ahlâk alanında doktora yapmış olan Topçu, imanlı, ahlâklı debdebeden ve gösterişten uzak hayatı, doğru bildiğini söylemekten ve yaşamaktan çekinmeyen tavizsiz karakteri ile örnek bir şahsiyettir. Ömrünü her an büyük mahkemenin huzurundaymış gibi hesap vermeye hazır, hiçbir otoritenin etkisinde kalmaksızın milletinin meseleleriyle ve ahlâk dersi vermekle geçmiştir. Sınıfta, öğretmenler odasında, sokakta, camide, evde, konferans salonunda, kısacası hayatın her alanında ve her aşamasında… Kendisine maddenin ve servetin fethini değil, ruhların fethini gaye ettiği gibi, insanlara da onu hedef olarak göstermiştir. Felsefeden sanata, dinden ekonomiye ve eğitime kadar pek çok sahada kendine has tahlilleri, bakış açıları ve önerileri olan Topçu, hem Batı’yı çok iyi tahlil eden, gözlemleyen ve Batı düşüncesini bilen hem de ailesi ve muhiti dolayısıyla geleneksel yapı ve değerleri tanıyan, bilen ender düşünürlerden biridir. Birçok kaynaktan etkilenmiş olan Topçu’nun eserlerinde bu etkilerin izlerini görmek mümkündür.

Nurettin Topçu Kitapları - Eserleri

  • Var Olmak
  • Ahlak Nizamı
  • İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf
  • İsyan Ahlakı
  • Taşralı
  • Ahlak
  • Amerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda
  • Bergson
  • Türkiye'nin Maarif Davası
  • Büyük Fetih
  • Mehmet Akif
  • Yarınki Türkiye
  • Kültür ve Medeniyet
  • Millet Mistikleri
  • Felsefe
  • Mantık
  • Psikoloji
  • Sosyoloji
  • Reha
  • İradenin Davası / Devlet ve Demokrasi
  • Varoluş Felsefesi - Hareket Felsefesi
  • Milliyetçiliğimizin Esasları
  • Garbın İlim Zihniyeti ve Ahlak Görüşü
  • Mevlana Ve Tasavvuf
  • Devlet ve Demokrasi

Nurettin Topçu Alıntıları - Sözleri

  • "Kötülük bir bilgisizliktir, hiç kimse bilerek kötülük etmez." (İsyan Ahlakı)
  • Yorgundum; varlıktan sıyrılan bir sonsuzlukta sanki binlerce yıl dinlenmeye muhtacım. (Taşralı)
  • İnsanlık kadar eski olduğu halde, insanların pek azına nasip olan bu nesne aşktır... (Mehmet Akif)
  • Kendi tarihlerini tanımayan ve inkâr eden milletler için, yıkılıp yok olma tehlikesi vardır. (Ahlak)
  • Yumuşak başlı isem, kim demiş uysal koyunum? (Mehmet Akif)
  • Herkes bir medenî yaşayışa sahip olduğu halde, herkes kültürlü değildir. (Sosyoloji)
  • kendimden başkasına bağlanmak istemiyorum (Varoluş Felsefesi - Hareket Felsefesi)
  • Tarih kronolojiden ibaret değildir; olayları zaman sırasına koyarak nakletmekle yetinmez. Onları doğurmuş olan sebepleri araştırır; tenkit süzgecinden geçirilen olaylar arasında sebep-sonuç bağıntılarını meydana çıkarır. (Mantık)
  • Hamal eşyanızı eve getirdikten sonra çok yorulduğunu söyleyerek pazarlıktan fazlasını koparmak için kapınızda bağırıp çağırmaya koyulur. Ev sahibi hava parası dilenir, kiracı, kirayı ödememek için kırk dereden su getirir. Ve her yerde, her adım başında, meyhanede veya mabed kapısında o klâsik tavırlı, mel’un endamlı profesyonel dilenciler el açıp yalvarırlar: “Allah rizası için!” Allah'ın dilenciliği en çok levm ettiği bir dinin halkı ne kadar da dilencilere düşkün, bunlar ne kadar da hürmetsizce dileniyorlar! (Amerikan Mektupları / Düşünen Adam Aranızda)
  • Milliyet, en kısa ifadesiyle tarih ve toprak şuûrudur. (Mehmet Akif)
  • … Allah bir fikir değildir ki, ispat edilsin.” O kendisine bağlanılarak yaşanan bir varlıktır.” (Varoluş Felsefesi - Hareket Felsefesi)
  • “İnsan için bütün bir ömür kendini aramaktan başka bir şey değilse, acaba sonunda aradığımızı buluyor muyuz? (Millet Mistikleri)
  • Anadolu'nun kapısını Malazgirt'te açarak bu ülkeyi altıyüz sene bahtiyar Islâm beldesi yapan kuvvet, Alparslan'ın ruhundaki merhametten taşan âlicenâplik hamlesi idi. Asıl fetih bu kalp ve ruh hamlesinindir. Kılıç onda, şâirin elindeki kalemin yaptığından fazlasını yapmış değildir. Haçlı seferlerinde Kudüs'ü elde eden barbar Ingiliz kralı Arslan Yürekli Rişar'ın bu şehirde yediden yetmişe kadar bütün müslümanları kılıçtan geçirmesine karşılık, büyük İslâm mücahidi Selahaddin-i Eyyübi'nin ertesi sene şehri tekrar aldıktan sonra bir tek hıristiyanın burnunu kanatmayışı, bu olayın insanlık âlemine örnek verdiği merhametten fışkırarak haçlılan bu topraklarda perişan eden kuvvet olmuştur. Onlar yine bu kuvvetlerle perişan edileceklerdir. Büyük fethi ebedi yapan kuvvet kılıçla tankın değil, atomdan daha kuvvetli olan ulu ecdadın ruhundaki adalet kuvveti idi. (İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf)
  • Izdırap dostluğu ne teselli verici şeydir! (Reha)
  • Hocalık mesleği, şüphesiz ki kitap sayfalarındaki bilgileri gençlerin dimağına aktarmaktan ibaret değildir; hocanın şahsiyetinden körpe ruhlara aşı vermesini bilmektir. (Millet Mistikleri)
  • Ruh için en yüksek iyilik ve en büyük erdemlilik, Allah'ın bilinmesidir. (Ahlak)
  • Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim... (Mehmet Akif)
  • “Ben bir insanım “ dediğim zaman bu ifadeye girmiş olan “ben…im” kelimesi varlığı ifade ettiği halde “insan” kelimesi öz ifade etmektedir. Yalnız Allah’ta varlıkla öz birleşmiş bulunur, birbirinden ayrılamaz. (Varoluş Felsefesi - Hareket Felsefesi)
  • Bu insanlar arasında kalbim, sık bir ormanda dolaşan kelebek gibi, ne tarafa uçsa ağaçlara çarpıyor. (Var Olmak)
  • İnsanın affedilmez şaşkınlığı, düşmanı kendi dışında aramasıdır. (Var Olmak)

Yorum Yaz