Mehmet Aydın kimdir? Mehmet Aydın kitapları ve sözleri
Şair, Yazar, Edebiyatçı, Eğitimci Mehmet Aydın hayatı araştırılıyor. Peki Mehmet Aydın kimdir? Mehmet Aydın aslen nerelidir? Mehmet Aydın ne zaman, nerede doğdu? Mehmet Aydın hayatta mı? İşte Mehmet Aydın hayatı... Mehmet Aydın yaşıyor mu? Mehmet Aydın ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 4 Mart 1923
Doğum Yeri: Bayat, Afyonkarahisar
Ölüm Tarihi: 31 Mart 2016
Ölüm Yeri: Ankara, Türkiye
Mehmet Aydın kimdir?
1923 yılında Afyonkarahisar ilinin Bayat Bucağı'nda doğdu. İlkokulu Bayat'ta, ortaokul ve liseyi Bayat'da okudu. 1948 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Askerliğini mot. topçu asteğmeni ve adli subay olarak yaptı.
Pazarören, Cılavuz, Pulur Köy Enstitüleri ve Çanakkale Öğretmen Okulu’yla; Bursa, Konya-Selçuk ve Ankara Gazi Eğitim Enstitüleri'nde öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. Bursa Eğitim Enstitüsü'nde bulunduğu sırada görgü ve bilgisini artırmak amacıyla bir yıl Paris'de kalıp, üç yıl da Türk Dili okutmanı olarak Belgrad Üniversitesi'nde görev yaptı.
Eğitim enstitüleri yönetmeliği ile öğretim izlenceleri ve Temel Eğitim Yasası taslağının düzenleme kurullarında delege olarak bulundu. MEB'in görevlendirmesi ile ortaöğretim Türkçe ve Edebiyat Öğretmenlerini Yetiştirme Kursları'nda öğretim görevlisi olarak çalıştı. Bir süre, eski Türk Dil Kurumu'nda Terim Kolu uzmanlığı yaptı. Türkçenin yazım ilkelerini saptama kurulunda üyelikte bulundu. 1980 yılında kendi isteği ile öğretmenlikten emekliye ayrıldı.
Bu çalışmalar süresinde Dil Derneği ve Ankara Edebiyatçılar Derneği'nin kurucuları arasında yer aldı. 1962'de Türkiye Öğretmenleri Milli Federasyonu Yönetim Kurulu'na seçildi. Türkiye Yazarlar Sendikası, Dil Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Sanat Kurumu, Dışişleri Türk Derneği, Türkiye Gaziler Vakfı, Sivil Emekliler Derneği, Kültür Bakanlığı Yayınlar Dairesi ve HAGEM üyelikleri görevlerini üstlendi. Öğretim görevlisi olarak uzun yıllar çalıştığı Bilkent Üniversitesi'nden sağlık nedeniyle 2008 yılında emekli olan Mehmet Aydın 31 Mart 2016 tarihinde Ankara'da vefat etti.
Eserleri
Şiirler:
Özgürlüğe Açılan Eller (1971-1994)
Halkın Soluğu (1978)
Işığın Kavgası (1979)
Yeryüzü Sancısı (1985)
Şiirsiz Kalmasın (1985)
Yürekte Yanan Dünya (1988)
Mavi Ter (1992)
Işıltılar (1995)
Derin Bir Aynadan (1999)
Bozkırı Aydınlatan Mavi (2004)
Şiir Ülkesinde Yalnız Dolaşmak (2006)
Şiirde Yaşamak (2007)
Aydınlığa Tutunmak (2008)
Güneşi Paylaşmak (Toplu Şiirler-2009)
İnceleme ve Araştırma Kitapları:
Bayat-Bayat Boyu ve Oğuzların Tarihi (1984)
Hasan Hüseyin Korkmazgil (Yaşamı, Sanatı, 1987 -2002)
Şairlerden İzler (1992)
Ne Yazıyor Bu Kadınlar (1995)
Türlü Yönleriyle Tekerlemeler (1998)
Edebiyatın Kıyılarında (1998)
Oğuz ve Türkmen Kültür Şöleni (2000)
Ankara'da Resim Sergilerinden Notlar (2001)
Ömrün Derin Sularında (2002)
17. Yüzyıl Divan Şairlerinden Vecdi Divanı (2003)
Bayat ve Afyonkarahisar Çevresi Söylenceleri (2005)
Çağdaş Yazınımızın Ustaları (2006)
Dile İlişkin Kitap ve Sözlükler:
İlkokullar İçin Türkçe Geliştirilmiş Sözlük (1990)
Yazım Kılavuzu (1990)
Açıklamalı Deyimler Sözlüğü (1990)
Türk ve Dünya Edebiyatından Şairler ve Yazarlar Sözlüğü (1992)
Geliştirilmiş ve Açıklamalı Atasözleri (1992)
Effi Briest (Theodar Fontane, çev. Nijad Akipek, yalınlaştırma, 1999)
Düşünceler ve Sohbetler (Epiktetos, çev. Burhan Toprak, yalınlaştırma, 1999)
Edebiyatımızda Kadın Şair ve Yazarlar Sözlüğü (2001)
Yeni Derleme ve Tarama Sözlüğü (2003)
Dil, Eğitim ve Şiir Durakları (2007)
Ders Kitapları:
Eğitim Enstitüleri Rehberi (1962)
Batı Edebiyatı, C.I-II (1975-1977)
Hakkında Yazılan Kitap:
Bir Mavi Aydınlık Mehmet AYDIN (Mustafa Emre, 2007)
Ortak Kitaplar:
Türkçe Edebiyat (1989)
Yunus Emre-Nasrettin Hoca ve Hacı Bektaş Veli Düşüncesinde Hoşgörü (1995)
Sözden Yazıya (1996)
Şiir Akşamları (1996-97)
Hasan-Ali Yücel (1997)
Ankara Dostları (1998)
Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı (1998)
Beşinci Bursa Edebiyat Günleri (2000)
Umudun Kanayan Yüreği (2003)
Atatürk'le Aklın Aydınlığına (2003)
Aldığı Ödüller
Özgürlüğe Açılan Eller (1970 TRT Büyük Ödülü)
Oluşum Dergisi Eleştiri Birincilik Ödülü (1980)
Abdi İpekçi Deneme Yarışması Mansiyonu (1989)
Güneş Dergisi Şiir Mansiyonu (1991)
Nasrettin Hoca Fıkra Derleme Mansiyonu (1997)
Ankara Valiliği Türk Eğitimine Hizmet Ödülü (1998)
Türk Folkloruna Hizmet Ödülü (1998)
TYS-Ank',T. ve Ed. Derneği; Emeğe Saygı Ödülü (2001)
Mehmet Aydın Kitapları - Eserleri
- Dahi Hükümdar Sultan II. Abdühamid Han
- Hasan Hüseyin
- Günah ve İtiraf
- Kayıp Zamanın İzinde: Ahmet Hamdi Tanpınar
- Meşhur Olan Fakir Çocuklar
- İkinci Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
- Mevlana ve Sufizm
- Türlü Yönleriyle Tekerlemeler
- Işığın Kavgası
- Mavi Ter
- Işıltılar
- Şiir Ülkesinde Yalnız Dolaşmak
- Bozkırı Aydınlatan Mavi
- İlahi Dinlerde Şeytan İnancı ve Anlayışı
- Bayat Bayat Boyu
- Aydınlığa Tutunmak
- Şiirde Yaşamak
- Edebiyatımızda Kadın Şair ve Yazarlar Sözlüğü
- Bayat ve Afyonkarahisar Çevresi Söylenceleri
Mehmet Aydın Alıntıları - Sözleri
- Musiki daima oluş halindedir. Zaman gibi ve onun nizamıyla kendi kendisini yiyerek büyür, kendinde doğar ve kendinde kaybolur. ( ... ) Musikı giydirilmiş zamandır. Diğer sanatların hemen hepsinde tabiattan bir şey var. Musiki sadece alır, zaman gibi onu da her şeyle durdurabilirsiniz. Maddesizdir, sesten yani heyecanların en ıptidai işaretlerinden yapılmıştır. Onun için daima iptidaidir. Düşünceyi değil, nabzı idare eder. (Kayıp Zamanın İzinde: Ahmet Hamdi Tanpınar)
- ölmek birşey değil dostlar / hergün ölmek güç / açlık / o başka ölüm / açlık korkusu / beter / ne atom ne hidrojen ne yangın / dağları dümdüz etmeğe - dostlar / aç çocukların çığlığı yeter (Hasan Hüseyin)
- Dilberleri aşıklarını canla başla ararlar. Bütün maşuklar, aşıklara avlanmışlardır. Kimi aşık görürsen bil ki maşuktur. Çünkü o, aşık olmakla beraber maşuk tarafından sevildiği cihetle maşuktur da. Susuzlar alemde su ararlar, fakat su da, cihanda susuzları arar. (Mevlana ve Sufizm)
- Gürün’de doğdum Allah’ın bol Yoksulluğun kol gezdiği Babanın gurbet Ananın ağıt düzdüğü Ve öküzün örümcekle çiftleştiği yerlerin birinde doğdum (Hasan Hüseyin)
- Bir şeye samimiyetle ve aşkla inanmak, tamamen bazı sosyal şartlara ( korku ile kabul ) şeklen bağlı bir itaatten tamamen farklıdır. (Mevlana ve Sufizm)
- ...yaşamın yürüyüş ve çoğalması terine bağlı tomur tomur senin göklere başçeken yapılar güçlü ellerinden çıkar ışıltısını emek çiçeğinden aldı tüm güzellikler... ... (Işığın Kavgası)
- Mevlana, Atar bu tasavvufun ruhu, Senai gözleri, ben ise sadece onların takipçisiyim der. (Mevlana ve Sufizm)
- ...yedi bitirdi beni şu yoksul köylümün derdi yedi bitirdi beni... .... (Işığın Kavgası)
- Vehim, alemleri yakan Firavunundur; akıl, camları parlatan, aydınlatan Musa'nındır. (Mevlana ve Sufizm)
- Yüz sayfalık yazı ile dile getirilemeyen fikirler, sadece bir resimle dile getirilebilir. (Dahi Hükümdar Sultan II. Abdühamid Han)
- ...oturmuşlar bir güzel suların başına soyguncular tutmuş tüm kapıları buyurgan zorbalarla kanlı çeteleri... .... (Işığın Kavgası)
- Bu ülkeyi göksel varlıklar değil, Anadolu insanı kurtarmıştır. (Hasan Hüseyin)
- “Ben, öfkenin kahkahasını yakalamağa çalışıyordum. Çünkü yaşadığımız, sessiz bir öfkeden başka bir şey değildir. Sessiz ve sürekli bir öfke! Bu öfkeden neler olacağını zaman gösterecektir. Mizahçı, kıralın soytarısı değildir! Gerçekçi olmak zorundayız. Yazarı, sanatçısı, düşünürü kaytaran ülkeden hayır gelmez! Benim namus anlayışımı emek belirler.” (Hasan Hüseyin)
- Türkiye’de Batılılaşmacı ve Muhafazakar kültürel-dini-siyasi değer yargılarından kaynaklanan “başkalık” olgusunu tüm ayrımlarıyla anlayabilmek zorlu bir çabayı gerektirir. (Günah ve İtiraf)
- ... Gülümsedin Dağıldı gecelerim Dağıldı kederin yanık ezgileri Ve beni kıskıvrak saran Bitmeyen acılarım ... (Mavi Ter)
- "Almanya insana kıymet veriyor, makineyi gözden çıkarabiliyor. Türkiye ise insanı kolaylıkla gözden çıkarıyor. Çünkü Türkiye'de insan çok ucuzdur, makine pahalıdır." (Günah ve İtiraf)
- ...sultan hamit ve vahdettin kuyrukçuları işbirlikçiler hitler taslakları yurtseverlik kim siz kimsiniz güldürmeyin kargaları... ... (Işığın Kavgası)
- Bir toplum canlı ve yaratıcı düşünceyi dondurup çağdaşı ilkeler ve övüntülerle kendisini oyalarsa, yaşamın besleyici kaynaklarını da öldürmüş olur. (Hasan Hüseyin)
- ...hiç bir su temizleyemez artık kanlı ellerinizi... .... (Işığın Kavgası)
- 2013 Mayıs’nda, Taksim Gezi Meydanı’nda, Başbakan Erdoğan kamusal hayatı kontrol altına almaya yönelik otoriter müdahalelerini protesto için kendi halinde demokrat insanların sivil itaatsizlik anlayışı içinde yaptıkları eylemleri ve o göstericilerin üzerine devletin polis güçlerini saldırtmadan önce onları “çapulcu” olarak suçlamıştı. Buna karşın, göstericiler ise bu suçlamayı “Ben bir çapulcuyum” sloganına dönüştürüp, Nilüfer Göle’nin vurguladığı gibi kavramı “tersyüz” edip demokratik eylemlerinin meşruluğunu pekiştirmişlerdi. Slogan, sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok ülkesinde duyulmuş, sempati toplamıştı. “Ben çapulcuyum” ya da “Hepimiz çapulcuyuz” sloganları kamusal aktörlerin büyük yankı yapmış itirafına dönüşmüştü. Erdoğan iktidarının kara propaganda amaçlı gerçek dışı suçlamasını “tersine çeviren” , Türkiye’deki demokrasi mücadelesinde yapılmış büyük bir itiraftır. (Günah ve İtiraf)