Mehmet Erkan kimdir? Mehmet Erkan kitapları ve sözleri
İnsan Kaynakları Şirketi Mülakatçısı, Yazar Mehmet Erkan hayatı araştırılıyor. Peki Mehmet Erkan kimdir? Mehmet Erkan aslen nerelidir? Mehmet Erkan ne zaman, nerede doğdu? Mehmet Erkan hayatta mı? İşte Mehmet Erkan hayatı...

Doğum Tarihi:
Doğum Yeri:
Mehmet Erkan kimdir?
'Sadece yazar olduğunuzda hayatın dışında kalıyorsunuz'
Üç yıllık insan kaynakları geçmişinde yaptığı binlerce mülakatı öyküleştirmiş Mehmet Erkan. Varlık Yayınları'ndan çıkan 'Mülakat Anıları: Bir Başka İnsan Kaynakları' adlı kitap, altı öyküyle mülakat sanatının inceliklerini gözler önüne seriyor olsa da böyle bir misyon üstlenmiyor. Bu öyküler herkesin zevkle okuyabileceği türden. İş görüşmesine gidecek olanlara da okumalarını şiddetle tavsiye ederim. Özgeçmişi nasıl yazmak gerektiğinden tutun da mülakattaki konuşma stiline kadar pek çok konuda ipuçları veriliyor. Birçok şirkete hizmet eden özel bir firmada insan kaynakları yöneticisi olarak görev yapan Erkan'ın, masanın diğer tarafında oturmasına ve iş dünyasını temsil etmesine rağmen bu dünyaya getirdiği eleştiriler de kayda değer.Yazı maceram daha öncesine, üniversite yıllarıma dayanıyor. Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde okurken klasiklerle tanıştım. Edebiyata ilgim böyle başladı. 2002 yılında Ömer Seyfettin Hikaye Yarışması'nda mansiyon kazandı.
Mehmet Erkan Kitapları - Eserleri
- İşte Mülakat
- Arzavul Tepesi
- İşler Bazen Yolunda Gitmez
- Molimler - Arzavul Tepesi 2
- Ölümsezen
- Arzavul Tepesi 3 : Kayıp Ülkelere Doğru
- En Yeni Arkadaşım
- Ölümsezen
- Kaju Adası Kardeşliği
- Molimler - Arzavul Tepesi 2
- Mülakat Anıları:bir Başka İnsan Kaynakları
- Aile İşletmelerinde Kurumsallaşma ve İç Denetim
Mehmet Erkan Alıntıları - Sözleri
- Taze bir ölüdür bazen bayat bir espri. (Ölümsezen)
- İş dünyasındaki özgeçmişimiz ne kadar sığ kalıyor gerçek yaşamlarımız yanında. O bir iki sayfalık tanıtımda robottur insan. Robotlaştırılmış bir işçi. Önce seni gerekli bilgiyle donatırlar, ardından çalışan ordusuna katarlar. (İşte Mülakat)
- İnsan Kaynakları dediğimiz şey, aslında bir derya. Onda öyle değişik şeyler, öyle özel bilgiler, öyle acı hikâyeler, öyle komik durumlar var ki… (İşte Mülakat)
- İnsan Kaynakları’nda kuraldır, çok mühim bir olay olmadıkça mülakat yarıda kesilmez. (İşte Mülakat)
- Boş boş oturmaktan daha sıkıcı ve maliyetli bir iş olamaz şu dünyada. (İşte Mülakat)
- Yeri doldurulamayacak kimse yoktu, bu da işe alımda bir diğer kuraldı. (İşte Mülakat)
- Nedense adaylar, İnsan Kaynakları deyince iki kriterin yeterli olacağını sanıyorlar; birincisi, eli ayağı düzgün olmak ve ikincisi, ağzı iyi laf yapmak. Ancak gelin görün ki aynı adaylara İnsan Kaynakları’nın ne olduğunu sorduğunuzda doyurucu yanıtlar alamıyorsunuz. (İşte Mülakat)
- İnsan Kaynakları çalışanını rahat bir mesleğin sahibi diye nitelendirmek kolay. Ancak işlerin perde arkasını görmek zor. (İşte Mülakat)
- "Bir insan 'ben artık mutsuzum' dediğinde, o artık sadece mutsuz değildi. Bunu çoktan anlamıştım. Fakat anlamadığım neden harekete geçip, kayan bir yıldıza el uzatmadığımdı? Neden rüzgârlı sonbahar akşamlarında kendimi yalnızlığa mahkûm ettiğimdi, niçin hayatımın geri kalan bütün eylüllerini cehenneme çevirdiğimdi?" (Ölümsezen)
- Bir insan “ben artık mutsuzum” dediğinde, o artık sadece mutsuz değildi. Bunu çoktan anlamıştım. Fakat anlamadığım neden harakete geçip, kayan bir yıldıza el uzatmadığımdı? (Ölümsezen)
- Küçük hayatlar, zengin yaşamlar, ıslak harcın üzerinde gezinen ayaklar misali sizde izler bırakırlar işte. (İşte Mülakat)
- "Ben yaşarken olduğu gibi yazarken de beceriksizim aslında anne. Karakterlerim acılıysa ben de az buçuk baharatlı Türk yazarıyım." (Ölümsezen)
- Unvanlar sadeleştikçe yaşamlar zenginleşiyor ve daha çok anı birikiyor. (İşte Mülakat)
- O, küçücük bir mum ışığıyla, bütün dünyasını aydınlatmayı bilenlerdendi. O ışığı bulması yeterliydi. (Ölümsezen)
- Bir insan “ben artık mutsuzum” dediğinde, o artık sadece mutsuz değildi. Bunu çoktan anlamıştım. Fakat anlamadığım, neden harakete geçip, kayan bir yıldıza el uzatmadığımdı? (Ölümsezen)
- Tarih ,güçle kazananlardan çok akılla galip gelenleri seviyor. Çünkü akıl,yaşadıkça hep galiptir … (Arzavul Tepesi)
- O, küçücük bir mum ışığıyla bütün dünyasını aydınlatmayı bilenlerdendi. O ışığı bulması yeterliydi. (Ölümsezen)
- Annem benim iç dünyamı hiç anlayamadı. Sevinci hep yüz kaslarının himayesinde sandı. (Ölümsezen)
- İşten ayrılma sebepleri, insani duyguların ön plana çıktığı pınarlar gibidir. (İşte Mülakat)