diorex
sampiyon

Mehmet S. Aydın kimdir? Mehmet S. Aydın kitapları ve sözleri

Akademisyen, Yazar Mehmet S. Aydın hayatı araştırılıyor. Peki Mehmet S. Aydın kimdir? Mehmet S. Aydın aslen nerelidir? Mehmet S. Aydın ne zaman, nerede doğdu? Mehmet S. Aydın hayatta mı? İşte Mehmet S. Aydın hayatı...

  • 03.06.2022 19:00
Mehmet S. Aydın kimdir? Mehmet S. Aydın kitapları ve sözleri
Akademisyen, Yazar Mehmet S. Aydın edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Mehmet S. Aydın hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Mehmet S. Aydın hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Mehmet S. Aydın hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Prof. Dr. Mehmet S. Aydın

Doğum Tarihi: 1943

Doğum Yeri: Elazığ

Mehmet S. Aydın kimdir?

1943 yılında Elazığ'da doğan Mehmet Aydın. 1966'da Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden "pekiyi" dereceyle mezun oldu. 1967 yılında Felsefe alanında doktora öğrenimi görmek üzere burslu olarak İngiltere'ye gönderildi. 1971 yılında Edinburgh Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde sürdürdüğü doktora çalışmasını bitirdi. Bu arada bir yıla yakın bir süre çalışmalarına Paris'te devam etti.

Yurda döndükten sonra bir ders yılı Atatürk Üniversitesi'nde çalıştı. Askerlik görevini Genel Kurmay Başkanlığı'nda mütercim olarak yaptı. Askerlik dönüşü Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde ("Sistematik Felsefe ve Mantık Kürsüsü"de)göreve başladı ve 1978 yılında doçent oldu.

1984 yılında profesör olarak İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne atandı. Uzun yıllar Fakülte Kurulu Üyeliği, Fakülte Yönetim Kurulu Üyeliği, Üniversite Yönetim Kurulu Üyeliği ve Senato Üyeliği görevlerinde bulundu. 1993-1999 yılları arasında iki dönem D. E. Ü. İlahiyat Fakültesi Dekanlığı yaptı. 15 yıl yine D.E.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü yönetim Kurulu üyesi olarak çalıştı.

Mehmet Aydın çok sayıda akademik, resmi ve gönüllü kuruluşun üyesidir. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- Türk Felsefe Derneği Kurucu Üyesi (1987------- )

2- Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Asli Üyesi

3- Kültürler-arası Diyalog Platformu (Başkan), İstanbul.

4- Abant Platformu Başkanı

5- Sivil Düşünce ve DemokrasiHareketi (Danışma Kurulu Üyesi)

6- Devlet Bakanlığı, İnsan Hakları Yüksek İstişare Kurulu Üyesi (1997)

7- Religion Counts, ABD, Chicago.

8- International Dialogues Foundation, Hollanda (Steering Committee, 1997)

9- International Scholars' Triologue Annual, ABD. Tempel U.

Ayrıca çok sayıda akademik derginin yazı ve/veya danışma kurullarında görev yapmaktadır.

Mehmet Aydın’ın akademik ilgisi geniş bir alana yayılmış durumdadır. Yayınlanmış on iki (12) eseri vardır ve bunlardan ikisi yabancı dilde kaleme alınmıştır. Son on beş yıldır, çoğu yurtdışında olmak üzere yılda ortalama yirmi beş akademik toplantıya katılmış , ellinin üzerinde makale ve bildiri yazmış, bunlardan bir kısmı Batılı müelliflerce çeşitli dillere çevrilmiş ve yayımlanmıştır.

Mehmet Aydın çok sayıda sivil toplum örgütü faaliyetlerine katılmış, başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği şemsiyesi altında faaliyet gösteren bazı kurumlar ile İslam Konferansı Teşkilatı olmak üzere çeşitli mekanlarda İslam, demokrasi, laiklik, insan hakları (özellikle kadın hakları), hoşgörü, barış ve uzlaşma, siyaset ve ahlak, iktisadi hayatın ahlaki boyutu, kültür ve kalkınma, sosyal adalet ve liberalizm gibi konularda, konferanslar vermiş, bildiriler sunmuş, bilimsel tartışmalara katılmıştır. Ayrıca, özellikle kültür ve eğitim konularında yürütülen bazı faaliyetlere devlet kurumlarımızı temsilen katılmıştır.

Mehmet Aydın akademik çalışmalarının ürünlerini sadece dergi ve gazetelerde değil, yurtiçinde ve yurtdışında katıldığı yüzden fazla televizyon ve radyo programlan aracılığıyla geniş kitlelere duyurma çabası içinde olmuştur.

Bu arada zaman zaman gerek TBMM. de farklı gruplara, gerek bazı siyasi partilerimizin yönetici kadrolarına, özellikle "siyaset ve din", "siyaset ve ahlak" gibi konularda konferanslar vermiştir.

Bugüne kadar, bilime, fikir ve kültür hayatına, demokrasi ve uzlaşma anlayışına, insan haklan çalışmalarına yaptığı katkılar göz önüne alınarak çeşitli kurumlarca beş "Hizmet Ödülü"ne layık görülmüştür.

3 Kasım 2002'de yapılan Genel Seçimler'de İzmir Milletvekili olarak Parlamentoya girdi (Adalet ve Kalkınma Partisi) ve kurulan 58. Hükümette Devlet Bakanı olarak görev aldı. Kendisi halen 60. Hükümette Bilim ve Teknoloji' den sorumlu Devlet Bakanlığı görevini yürütmektedir.

Mehmet Aydın evli ve iki çocuk babasıdır. Eşi İzmir Balçova Lisesi'nde uzun yıllar hizmet ettikten sonra emekliye ayrılmıştır. Kızlarından biri İstanbul'da öğretmenlik yapmakta, diğeri ise ABD' de Akademisyen olarak çalışmaktadır.

Yayınlanmış Belli Başlı Eserleri Şunlardır;

• Kant'ta ve Çağdaş İngiliz Felsefesinde Tanrı-Ahlak İlişkisi

• Din Felsefesi

• Turkish Contribution to Philosophy

• İslam en dialoog

• Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi

• Mehmet AYDIN'la İçe Kritik bakış ( Hazırlayan: Mehmet GÜNDEM )

• Alemden Allah'a

• İslam'ın Evrenselliği

• İslam Felsefesi Yazıları

• Niçin?

Mehmet S. Aydın Kitapları - Eserleri

  • Din Felsefesi
  • Tanrı-Ahlak İlişkisi
  • İslam Felsefesi Yazıları
  • Alemden Allah'a
  • Siyasetin Aynasında Kültür ve Medeniyet
  • Mehmet S. Aydın ile İçe Kritik Bakış
  • Varoluş Yolunda Sayılı Yıllar

Mehmet S. Aydın Alıntıları - Sözleri

  • Mekke’den Medine’ye hicret ederek dünyanın gidişini değiştiren insanların torunları veya ta­kipçileri, kurtuluşu mücadelede, mücahedede değil, başkalarını suçlamada, mehdilerin gelmesini beklemede buldular. (İslam Felsefesi Yazıları)
  • İlk Hıristiyan ilâhiyatçılarından Anselm, Kutsal Kitab'ın "Mezmurlar" bölümündeki şu ifadeyi tekrarlamaktadır: "Kalbinde 'Tanrı yoktur" diyen bir aptalın zihninde bile kendisinden daha yetkini düşünülemeyen bir Tanrı fikri vardır." Yine tanınmış hıristiyan ilahiyatçısı Augustine, bir duasında şöyle der: "Tanrım sen bizi kendin için yarattın; kalplerimiz Senin varlığında sükûn buluncaya kadar huzursuz olmaya devam edecektir." Bu demektir ki, insan kendi hayatını er-geç bir yoruma tabi tutacak ve bir takım bocalamalar ve kuşkular geçirse bile, sonunda Tanrı'ya varacaktır. (Din Felsefesi)
  • Gazzâlî şöyle der: Âleme ibret gözüyle bakmak, Allah'ın yarattığı bütün varlıklardaki hikmeti görmek demektir; çünkü âlemde yaratılmış hiçbir şey yoktur ki, onda bir hikmet bulunmasın. (Din Felsefesi)
  • İnanma, ne boş ümide, ne de patolojik bir kuruntuya dayanır; Kant'ın deyimiyle o, bir akıl ihtiyacı olarak değer ve varlığını bütün yapıp-etmelerimizin en küçük ayrıntılarında bile duyurur. (Tanrı-Ahlak İlişkisi)
  • Cahil Şehirlerin insanları da aşktan ve adâletten bahsederler. Fakat onların bu terimlerden anladıkları Fazıl Şehir halkının an­ladıklarının tam zıddıdır. Farabi’ye göre, Cahil Şehir halkının na­zarında kuvvet, adalettir. Güçlü olan ve diğerlerini boyun eğme­ye zorlayabilen kişi en mutlu insandır. Tabiatın gerektirdiği şe­yi son noktasına kadar götürmek gerekir. Bu, bir nevi ‘tabiî ada­let’ olup güçlünûn lehinde, korku ve ümitsizlik içinde olan güç­süzün de aleyhindedir. (İslam Felsefesi Yazıları)
  • Aşktan nasibini almamış ilim, fikirler tiyatrosundan başka bir şey değildir. (İslam Felsefesi Yazıları)
  • Psikoloji ve ahlâkta ‘mutlu ol­ma’ siyasette ise ‘mutlu etme’ ağırlık noktasını teşkil eder. (İslam Felsefesi Yazıları)
  • Dini tecrübe başka bir kimseye aktarılamaz; tam olarak anlatılamaz. Gözü görmeyene kırmızıyı nasıl tarif edemezseniz, diyor İbnü'l Arabi, vecdi de onu yaşamayana anlatamazsınız. (Din Felsefesi)
  • Eskiyi bir tarafa atamayız, çünkü o, yaşayageldiğimiz yoldur. Bizi buraya o getirdi. Eğer tekamüle inanıyorsak "şimdiki yenimiz","yarınki eskimiz"dir. Hayat bir süreçtir. Yeniyi de eskiyi de seçeceğiz. Hayat eskiyle yeni arasında cereyan eden bir dizi müzakere değilse nedir? (Siyasetin Aynasında Kültür ve Medeniyet)
  • Örneğin, Kur'an'da Tanrının diğer sıfatlarına sık sık rastladığımız halde "Tanrı iyidir" şeklindeki ifadelere ancak bir kaç kez rastlanır. Çünkü Kur'an'da Tanrının iyi olduğu, bütün ifadelerin altını çizen bir gerçek durumundadır. (Tanrı-Ahlak İlişkisi)
  • Tanrının inayetine layık olmanın tek yolu, ahlak kanunlarına uymaktır. Bunun tersini düşünmek, batıl inançların tutsağı olmaktan ve fetişizme düşmekten başka bir şey değildir. [Kant] (Tanrı-Ahlak İlişkisi)
  • Bu insan, içinde bir ihtiyaç duyacaktır: Bir varlığa minnet ve şükran duygularını iletme ihtiyacı. Yine düşünelim ki aynı insan, başka bir zaman, ancak gönüllü fedakarlıklar sonucu yerine getirilebilecek bir dizi ödevlerin ağırlığı altında bocalayıp durmaktadır. Bu durumda da o, içinde başka bir ihtiyaç duyacaktır: Görevini yerine getirirken bir Yaratıcı'ya boyun eğme ihtiyacı. (Tanrı-Ahlak İlişkisi)
  • O evveldir (ilk O'dur), ahirdir (son O'dur), zahirdir (dış O'dur) ve batındır (iç O'dur); O her şeyi bilir. (Hadid, 3) (Din Felsefesi)
  • Felsefenin özü, düşünmektir; dinin özü ise, Gazâli'nin deyimiyle ruhanî bir zevk halini yaşamaktır. (Din Felsefesi)
  • Karamazov Kardeşler'de Ivan'ın söylediği şu sözü aynen kabul etmektedirler: "Eğer Tanrı yoksa her şey mubahtır." Çünkü, eğer Tanrı yoksa, bu görüş açısından, neyin iyi neyin kötü olduğu kişinin kendi kararına kalacaktır. Kendisini hiçbir şeyle bağlı saymayan insan istediğini yapmakta bir sakınca görmeyecektir. (Tanrı-Ahlak İlişkisi)
  • Hürriyet, iyiliğin önşartıdır. (Alemden Allah'a)
  • İmdi, seçme hürriyetine sahip bir varlık yaratmak, bir tehlikeyi de göze almaktır. Çünkü iyiyi seçme hürriyeti, kötüyü seçme hürriyetini de beraberinde getirir. Allah'ın böyle bir "riski göze almış olması" O'nun insana gösterdiği büyük güvenden dolayıdır. İnsanın vazifesi bu güvene layık olduğunu göstermektir. (Alemden Allah'a)
  • Anlamsız ve çelişkili bir cümle kurup başına tanrı kelimesini getirmekle cümle anlam kazanmaz. A.flew (Din Felsefesi)
  • Saadet, idare edeni de, edileni de içine alan sosyal bir başarıdır. (İslam Felsefesi Yazıları)
  • Ahlak kurallarını çiğnemenin ahlak düzeyindeki adı "ahlaksızlık"tır; İnanç düzeyindeki adı ise hem "ahlaksızlık" hem de "Tanrıya isyan"dır. (Tanrı-Ahlak İlişkisi)

Yorum Yaz