tatlidede

Mendil Altında - Memduh Şevket Esendal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mendil Altında kimin eseri? Mendil Altında kitabının yazarı kimdir? Mendil Altında konusu ve anafikri nedir? Mendil Altında kitabı ne anlatıyor? Mendil Altında kitabının yazarı Memduh Şevket Esendal kimdir? İşte Mendil Altında kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.03.2022 02:00
Mendil Altında - Memduh Şevket Esendal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Memduh Şevket Esendal

Yayın Evi: Bilgi Yayınevi

İSBN: 9789754943443

Sayfa Sayısı: 208

Mendil Altında Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

... Birbirinden güçlü 25 öyküden oluşan "Mendil Altında", insanımızın bireysel ve toplumsal portresini olağanüstü bir derinlikte çizerken, hiç kuşkusuz yaşamın kalıcı güzelliklerini, ölümsüz değerlerini kapsıyor, damıtıyor ve görkemli bir öz halinde okura sunuyor.

Her sayfasında ince bir duyarlığın burcu burcu estiği, Türk hikayeciliğinin anıtlarından biridir "Mendil Altında".

(Arka Kapak)

Mendil Altında Alıntıları - Sözleri

  • Bu yıllarda herkes yemeğe ekmek bulamazken onlar rahat geçiniyorlardı.
  • “ Bütün çocuklar gibi kendini sevenleri pek güzel seçiyor ve tanıyordu. “
  • Ben, insanlara yaşamak için ümit, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanırım. İnsanları yuğunmuş mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmam. Zaten tam bir refah içinde, huzur içinde yaşayamıyoruz. Bir de karanlık, kötü şeylerden bahsederse bize, onları okursak... Bu, insanları bir havana koyup ezmeye benzer... Halbuki insanların içinde bir umut olmalı... Yaşama umudu, neşe vermeli insanlara okudukları...
  • Bu o demek ki, hayat yürümüş gitmiş, o birlikte yürüyememiş. Geride kalmış. Bu ihtiyarlamanın, kocamanın, ölmenin ta kendisi...
  • “ Bu uğursuzluklar, hiç beklenilmeyen saatte adamın başına gelir! “
  • Bizim kız, biraz hayalci, biraz romantik, biraz çokça duygun olsaydı, belki başka şeyler de öğrenecekti. Babasının dediğine göre hiç anket defteri getirmemiş. 'Aşk ölür mü ve harabesinde kimler yaşar?' diye sormamış. Aya bakıp derin derin iç çekmemiş. 'Ben ruhu ölmüş bir kızım' dememiş
  • Bu sözleriyle ablam, geçmiş yüzyılda erkeklerden aşağı tutulmuş, evlere kapatılmış, erkeklerin hesaplarına göre yaşatılmış, gençliklerinde kocalarına kul, yaşlanınca torunlarına dadı olmuş bütün kadınların öclerini almak istiyor gibiydi
  • "Şaşılacak işler! Dünya değişmiş, ne dersin?"
  • "Hayat ne tatlı şey" diye düşündü. İnsanın ömrü olmalı da yaşamalı...
  • ...testiyi kıran da bir, suyu getiren de.
  • "Hayırsız koyunu varsın dağda kurtlar yesin."
  • “ Ben içmem ama sarhoşluk nedir bilirim. “
  • "Ne bir saat ileri ne bir saat geri."
  • Ayıklamakla tahtakurusu biter mi?

Mendil Altında İncelemesi - Şahsi Yorumlar

O zamanki hükümeti en iyi eleştiren kitaplardan birisi oldu benim için. Cümleleri ile beni içine çekti. Edebiyatımızın okunması gereken yazarlarından olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra millî mücadele yıllarına da değinerek tarihi hikâye havasını ortaya seriyor. Hikayelerin çoğu 1925 -1927 yılları arasına kimi de 1947-50 yıllarına değiniyor. yazar/aziz-nesin 'in kitap/koltuk--128290 kitabına çok benzettim. (Radikalizmin Mistik Önderi)

Mendil Altında öyküler: Okumaktan, yazmaktan hoslandigin tarz ne diye sorsalar vereceğim cevabı bundan 1 asır evvel Memduh Şevket Esendal vermistir. Ruh Şad olsun.... " Ben, insanlara yaşamak için ümit, kuvvet ve neşe veren yazılardan hoşlanırım. İnsanları yuğunmuş mutfak paçavrasına çeviren ve yeise düşüren yazılardan hoşlanmam. Zaten tam bir refah içinde, huzur içinde yaşayamıyoruz. Bir de karanlık, kötü şeylerden bahsederse bize, onları okursak... Bu, insanları bir havana koyup ezmeye benzer... Halbuki insanların içinde bir umut olmalı... Yaşama umudu, neşe vermeli insanlara okudukları...' (Şeyma Reyhan GZN)

Kitabın başında yazarla yapılan röportaja bakarsanız; üstadın kendisini edebi akımlardan hatta edebiyattan anlamayan biri olarak lanse ettiğini görürsünüz. Yazılan eserlerin sınıflamasını yine kendisi gibi eğitim alamamış #peyamisafa 'nın bilecegini de tüm mütevaziliği ile dile getirmiş. Oysa ki; daha 20 yaşında İttihat Terakki 'ye katılmış sonraları Milli Mücadele'de Atatürk 'ün yanında yerini almış, savaşlara yıllarını harcayıp ailesinin tüm yükünü üzerine alabilmiş bir vatanseverden bahsediyoruz. Süregiden bu zorlu yaşam arasında Türk edebiyatına verdiği katkı ise muazzam boyutlarda olmuş, iyi ki... Kitaba gelirsek eğer; toplumcu bakışla yazdığı naif ve gerçekçi dile bezeli aile, köy ve şehir hikayeleri oldukça dikkat çekici. Baba oğul özelinde vurgulanan aile terbiyesinin yer aldığı Ana Baba, başlarına koydukları mendil altında şekerleme yaparken görülen rüyaların mizahı anlatımla nitelendiği Mendil Altında, bir köy düğününün ayrıntılı olarak tasvir edildiği Düğün ve toplumda kadın davranışlarının güzel kurguyla bir nevi incelendiği Kızımız ile Saide hikayelerini çok beğendim. Edebiyatımızın hikayecilikte; #ömerseyfettin damarından gelip #sabahattinali ile beraber toplumcu gerçekçi kanadı temsil eden ve bireyselci #saitfaikabasıyanık 'tan bu yönüyle ayrılan büyük bir usta o; 21yy'a evrilen Bireyselleşme modasıyla eserleri geri planda olsa da. Ülkemiz insanlarına Toplumsal gerçekçi gözle bakmak isteyenler, çoğu diyaloglara örülü, yöresel tadlar bırakan bu hikayeleri muhakkak okumalı. Edebiyatımızın bana göre de en iyilerinden #otlakçı eserine geçeceğim. (Hayat Bu)

Kitabın Yazarı Memduh Şevket Esendal Kimdir?

29 Mart 1883 tarihinde Çorlu'da doğdu. Çiftçilikle uğraşan ailesinin maddi sıkıntıları nedeniyle hiçbir mektepten mezun olamadı. 1906'da intisap ettiği İttihat ve Terakki'de 1908'de müfettiş oldu, çok genç yaşlarda gizli politika işleriyle uğraşmaya, gizli kurumlara girip çıkmaya başlayan Memduh Şevket, Farsça, Fransızca ve Rusça da öğrenerek kendi kendisini yetiştirdi. İttihat ve Terakki Fırkası'nda Kara Kemal'in siyasi cephe yardımcılığını üstlendi, Mütarekede İtalya'ya kaçtı, İzmir'in işgalinde geri döndü. 1919'da Ali İhsan Bey'le birlikte Mesleki Temsil Programını hazırladı ve bu görüşü Halk ve Meslek dergilerinde de işleyerek Cumhuriyet dönemine taşıdı. Milli Mücadele'de Mustafa Kemal'e intisap eden, Memduh Şevket, 1920'de Azerbaycan Cumhuriyeti nezdinde Hükümet temsilcisi olarak görevlendirildi, 1924 yılında Rusların Azerbaycan Cumhuriyetini lağvetmeleri üzerine İstanbul'a döndü, 1925'te Tahran elçiliğine atanıncaya kadar Galatasaray ve Kabataş Liselerinde tarih, coğrafya öğretmenliği yaparak geçimini sağlamaya çalıştı. 1925'de, Mesleki temsil görüşünü benimseyen eski arkadaşlarıyla birlikte Meslek gazetesini çıkardı, siyasi rakiplerini tasviye için İzmir Suikastini plânlayanlarca, bu işten zarar görmemesi için elçilikle yurt dışına gönderildi (1926). 1930'da Elazığ'dan milletvekili yapılan Memduh Şevket Esendal, 1933 yılında memur-milletvekili olarak Kabil, ardından Moskova Büyükelçiliğiyle görevlendirildi. 1941 yılında Bilecik milletvekili olarak yeniden Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne döndü. Bir yıl sonra da 1945 yılına kadar sürdüreceği Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreterliği'ne getirilen Memduh Şevket, II. Dünya Savaşı'nın başlangıcında Almanya'nın yanında yer alan Turancıları desteklerken, 1945'in başında Japonya ile ilişkilerin kesilmesi, Almanya ile Japonya'ya savaş ilanı konularında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilen önergelere imza koydu. 1945'de CHP Genel Sekreterliğinden ayrılan Memduh Şevket, 1947'de Peker'e kırmızı oy veren 35. kişi olarak, CHP'nin 7. Kurultayında liberal politikacılar kuşağının partide öne çıkmasına katkıda bulundu. Son yıllarında aktif siyaseti bırakarak, eski öykülerini derleyip yayımlayan ve yeni öyküler yazan Memduh Şevket 16 Mayıs 1952 tarihinde Ankara'da öldü.

Memduh Şevket Esendal Kitapları - Eserleri

  • Ayaşlı ile Kiracıları
  • Otlakçı
  • Mendil Altında
  • Vassaf Bey
  • Miras
  • Bir Kucak Çiçek

  • İhtiyar Çilingir
  • Hava Parası
  • Veysel Çavuş
  • Kelepir
  • Sahan Külbastısı
  • Gönül Kaçanı Kovalar
  • Güllüce Bağları Yolunda

  • Bizim Nesibe
  • Gödeli Mehmet
  • Mutlu Bir Son
  • Feminist
  • Ev Ona Yakıştı
  • Oğullarıma Mektuplar
  • Bir Haydut Kuş

  • Tahran Anıları ve Düşsel Yazılar
  • Temiz Sevgiler
  • Kızıma Mektuplar
  • Tahran Anıları ve Düşsel Yazılar

Memduh Şevket Esendal Alıntıları - Sözleri

  • Düşünmüyorlar ki sevmek insanın elinde olan bir şey değildir. İnsan isteyerek sevemez ve zaten geçen bir şey için yemin olur ama geleceğe yemin olmaz. 'Ben seni sevdim ve seviyorum' yeminine inanılsa doğru olur. Ancak, 'seveceğim' de yemin olmaz. (Mutlu Bir Son)
  • Böyledir. Birçok şeyleri, başkalarına göstermezsek hiç değeri yoktur. Başkaları görüp de onu değersiz bulurlarsa biz de soğuruz. (Gödeli Mehmet)
  • Sonra anladım ki erkekler de sevmek, kadınlarda da sevilmek tarafı kuvvetlidir. Erkek ‘ beni seviyor!’ dese, bundan anlamalıdır ki kendisi o kadını seviyor. Kadın, ‘seviyorum!’ derse o da ‘beni seviyor ‘ demektir. Donna Alvonza’ nın Söylevi / Mutlu Bir Son (Mutlu Bir Son)
  • Bu yıllarda herkes yemeğe ekmek bulamazken onlar rahat geçiniyorlardı. (Mendil Altında)
  • Düşmanın yaklaştığını ve girdiği köylerde cami yıkıp kadınlara iliştiğini duyan bir Müslüman köyünde kadınlar, genç ihtiyar ne kadar erkek varsa kavgaya sevk ettiler, bir ordu karşısında bir köy halkı nedir? Elbette hepsi öleceklerdi. Kadınlar kocalarını, babalarını son dakikaya kadar beklediler ve nihayet bir taraftan köye düşman girerken onlar ilkin çocuklarını dereye attılar, sonra kendileri de, bütün kadınlar el ele tutuşarak ve Allah Allah çağırarak kendilerini suya atıp boğuldular. (Gödeli Mehmet)
  • Ben gençliğimde böyle bir kadına rasgelebilse idim, bekârlığın bu kadar uzun süren yıllarının acılığını çekip, türlü sinir hastalıkları ile yıpranmazdım. Kimsesizlik insanı canından bezdirir. (Vassaf Bey)

  • “Bir günde, bir dakikada ondan vazgeçtim. Bu kadar da olur mu? Kendimden korkuyorum.” (Vassaf Bey)
  • Hiç hastalığın iç yüzü, dış yüzü olur mu? Yatak çarşafı mı bu? (Veysel Çavuş)
  • İçimde bir düğüm gibi kaskatı kalacağına söyleyivereyim dedim. (Vassaf Bey)
  • Yalancı şöhret beni korkutuyor (Ayaşlı ile Kiracıları)
  • Benim yaşayışım gün geçtikçe tatsızlaşıyor. Ne ben kimseyi seviyorum, ne kimse beni arıyor. (Ayaşlı ile Kiracıları)
  • Unutmamak ne kadar güçse,unutmak da o kadar güçtür.   (İhtiyar Çilingir)
  • Dün iyi sayılan, beğenilen,istenilen şeylerin bugün istenilmemesi, beğenilmemesi bizim iyiliğimizden mi, kötülüğümüzden mi olduğunu kestiremiyorum. (Gödeli Mehmet)

  • Öldüreceklerse ortalığı soyanları öldürsünler. (Bizim Nesibe)
  • Dilimizin yalnız sözleri değil, sözlerin kullanışları da değişmiş; o kadar ki, söylenilince güçlükle anlıyorum. (Gödeli Mehmet)
  • Söylemeye değil, yapmaya kıymet veriyordu. (Miras)
  • Biz hem yalancılıkları kendimiz öğretiyoruz, hem de yeni nesil bozuldu, diye, şikâyet ediyoruz. (Otlakçı)
  • Başkaları sizin olan şeyleri severlerse siz de seviyorsunuz. Onlar sevmezlerse siz de soğuyorsunuz. (Gödeli Mehmet)
  • "İçimde sebepsiz bir küskünlük duyuyordum." (Otlakçı)
  • Böyledir. Birçok şeyleri, başkalarına göstermezsek hiç değeri yoktur. Başkaları görüp de onu değersiz bulurlarsa biz de soğuruz. (Gödeli Mehmet)

Yorum Yaz