diorex
sampiyon

Naki Tezel kimdir? Naki Tezel kitapları ve sözleri

Türk yazar ve halkbilimcisi. Naki Tezel hayatı araştırılıyor. Peki Naki Tezel kimdir? Naki Tezel aslen nerelidir? Naki Tezel ne zaman, nerede doğdu? Naki Tezel hayatta mı? İşte Naki Tezel hayatı...

  • 04.05.2022 15:00
Naki Tezel kimdir? Naki Tezel kitapları ve sözleri
Türk yazar ve halkbilimcisi. Naki Tezel edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Naki Tezel hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Naki Tezel hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Naki Tezel hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi:

Doğum Yeri:

Naki Tezel kimdir?

Hukuk Fakültesi mezunudur. Memurluk ve müşavirlik yapmıştır. Yeni Türk ve Halkbilgisi Haberleri dergilerinde yazdı. Masal derledi, Halkevinde çalıştı. Ulus, Cumhuriyet, Dünya gazetelerinde makaleleri yayınlandı. Yücel, Varlık, Ülkü, Hisar dergilerinde yazdı.

Naki Tezel Kitapları - Eserleri

  • Türk Masalları
  • İstanbul Masalları
  • Türk Halk Bilmeceleri

Naki Tezel Alıntıları - Sözleri

  • Bir varmış, bir yokmuş. Insanoğlu dağdan taştan çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellâl iken, eşek berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken... Tombul sineğim vız dedi uçtu havaya. Yakalayıp yağını süzdürdüm doksan dokuz tavaya... Derisini yüklettim seksen sekiz deveye... Oradan kalktım gittim Istanbul'a. Tophane güllelerini alıp alıp cebime doldurdum darıdır diye... Galata Kulesi’ni elime aldım borudur diye... Önüme bir deniz çıktı; ortasına bastım kıyıdır diye... Cumburlop içine yuvarlanmayayım mı? Gözümü açtım, bereket versin ki rüyâ imiş... (Türk Masalları)
  • Masal masal matitas... Kalaylandı bakır tas ... Çukura düştü çıkamaz... Pır pır eder uçamaz... (Türk Masalları)
  • Onlar ermiş muradına ,biz çıkalım dam ardına. (Türk Masalları)
  • Dağdan gelir hız ile, yetmiş bin yıldız ile, ayağında bengi var, her tarafla cengi var? (Türk Halk Bilmeceleri)
  • Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Develer tellal, pireler bakkalken. Keçiler berber, ben annemle babamın beşiklerini tıngır mıngır sallarken, annem kaptı maşayı, babam kaptı dolmayı. Kaç kaçmaz mısın, kaç kaçmaz mısın. Sen de olsan kaçmaz mısın. Gittim, gittim. Az gittim uz gittim, dere tepe düz gittim. Konarak, göçerek, arpa, buğday, lale, sümbül biçerek, altı ay bir güz gittim. Bir de arkama baktım ki ne göreyim? Bir iğne boyu yol gitmişim. Oracıkta üç dükkan gördüm. İkisi harap, birinin kepengi yok. Kepengi olmayan dükkana girdim, orada üç silah gördüm. İkisi kırık, birinin barutu yok. Barutu olmayan silahı aldım ava çıktım. Dolaştım, dolaştım, üç tavşan buldum. İkisi ölü, birinin canı yok. Canı olmayan tavşanı vurdum. Gittim, gittim gittim. Önüme üç dere çıktı. İkisi kuru, birinin suyu yok. Suyu olmayan derede tavşanı yıkadım. Orada üç tencere buldum. İkisi delik, birinin dibi yok. Dipsiz tencereye tavşanı koydum. Pişirdim, pişirdim. Dittim, dittim. Yedim, yedim. Karnım doydu, doydu. Ama hala dudaklarımın haberi yok. (Türk Masalları)
  • Onlar ermiş muradına , biz çıkalım tavan arasına. (Türk Masalları)
  • "Evvel zaman içinde... Kalbur saman içinde... Deve tellâl iken... Keçi berber iken... Katır natırken... Ben minarede biçki biçerken... Babam bana bir at aldı, durdur diye... At bana bir tekme vurdu, geri dur diye... O yalan, bu yalan... Fili yuttu bir yılan... Bu da mı yalan?" (Türk Masalları)
  • Onlar ermiş muradına, biz gidelim kapı ardına... (Türk Masalları)
  • Bir varmış, bir yokmuş... Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde... Develer tellallık eder eski hamam içinde... Hamamcının tası yok. Külhancının baltası yok... Arap bacı hamama gider, koltuğunda bohçası yok... Handadır handa, yetmiş iki deli ile bir manda. Yedik, içtik, dişimizin dibi et yüzü görmedi... Bereket versin hacı cambaza... Bize bir at verdi, dorudur diye... At bize bir tekme vurdu. Geri dur diye... Deniz ortasına vardık kıyıdır diye... Tophane güllesini cebimize doldurduk, darıdır diye... Kız kulesini belimize soktuk borudur diye... Tuttu bizi bir zaptiye, delidir diye... Attı tımarhaneye, bir gün, iki gün, üç gün... Tuttuk pirenin birisini, yüzdük derisini, çadır kurduk Üsküdar'dan berisini... Masaldır bunun adı... Söylemekle çıkar tadı... Her kim ki dinlemezse, hakkından gelsin topal dadı... (Türk Masalları)
  • Bir varmış, bir yokmuş... Evveli evveliyken... Develer tellal iken... Kediler berber, horozlar imam iken... Annem eşikte, babam beşikteyken... Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken... Annem düştü eşikten, alnı yarıldı kaşıktan... Annem kaptı sopayı, babam kaptı maşayı... Karıncaya vurdum palanı... Kırk yerinden bağladım kolanı... Evvel zaman içinde ben öyle bir kabadayı idim ki, karıncaya biner, deveyi kucağıma alırdım... Tophane güllelerini leblebi diye yutar, minareleri boru diye belime sokardım... Bir gün Bitpazarı’ndan geçiyordum. Baktım bir tarafı tozluk dumanlık, bir tarafı sazlık samanlık... Bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile, bir tarafta boyacılar boya boyuyor renk ile... Bir tarafta da düşman düşmana harp ediyor top ile, tüfek ile... Masaldır bunun adı... Dinlemekle çıkar tadı... Her kim bu masalı dinlemezse, gece rüyasına girsin kör kedi... (Türk Masalları)
  • Bir varmış, bir yokmuş... Çarşı, pazarda soğan, sarımsak satarken... Terazimin kolu kırıldı bir güzele bakarken...Sivrisinek hatırı için...Tavuk tepti, horoz öttü, bülbül kızın selâm etti... Dam altında daldasın...A benim güzelim nerdesin... Bazı gül gibi açarsın... Bazı da havalarda uçarsın. Masal Masal masladı...İki kedi atladı... Kurbağa kanatlandı...Gitti gelin getirmeye...Gelin çıktı çardağa...Çat yerleşti bardağa...Masaldır bunun adı...Söylemekle çıkar tadı... (Türk Masalları)

Yorum Yaz