matesis
dedas

Nancy C. Andreasen kimdir? Nancy C. Andreasen kitapları ve sözleri

Psikiyatrist Doktor Nancy C. Andreasen hayatı araştırılıyor. Peki Nancy C. Andreasen kimdir? Nancy C. Andreasen aslen nerelidir? Nancy C. Andreasen ne zaman, nerede doğdu? Nancy C. Andreasen hayatta mı? İşte Nancy C. Andreasen hayatı...
  • 16.08.2022 02:00
Nancy C. Andreasen kimdir? Nancy C. Andreasen kitapları ve sözleri
Psikiyatrist Doktor Nancy C. Andreasen edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Nancy C. Andreasen hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Nancy C. Andreasen hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Nancy C. Andreasen hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Nancy Coover Andreasen

Doğum Tarihi: 1938

Doğum Yeri: Lincoln

Nancy C. Andreasen kimdir?

Psikiyatrist Nancy Andreasen 1938 yılında Amerika, Lincoln'de dünyaya geldi. Anaokulundayken yapılan IQ testinde "dahi" ilan edildi. Yaşıtlarından daha ileri düzeyde olan küçük kızlarıyla gurur duyan ailesi, kadının toplumsal rolü hakkında tutucu görüşlere sahipti. En büyük arzuları, Nancy'nin doğru bir erkeği bulup yuva kurmasıydı. Ancak, küçük Nancy'nin başka arzuları vardı.

Akşam yemeklerinde sorulan, "Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" gibi sorulara "Amerika'nın ilk kadın başkanı olmak istiyorum" yanıtını veren Nancy, büyüdükçe farklı seçimler yapmaya başladı: Doktora yapabilir ve bir üniversitede profesör olabilirdi. Bir edebiyatçı ya da şair olabilir ya da gazeteci olup büyük bir gazetede dış haberler muhabiri olarak çalışabilirdi.

Yirmilerine yaklaştığında ailesinin uyarıları genç Nancy'nin kulaklarında yankılanıyordu: "Nancy doktora yaparsan kimse seninle evlenmek istemez." "George çok hoş bir delikanlı, onunla evlenip yuva kurabilirsin."

Nancy yoluna kararlılıkla devam etti. Önce Harvard'a, sonra da bir Fulbright bursuyla Oxford'a kaçıp evden ayrıldı. Ardında, gözü yaşlı bir anne bıraktı.

Sonraları Nancy, hem iyi bir anne hem de iyi bir doktor olabildiğini kanıtlayınca, anne ve babası onunla gurur duydu. Ölümünden birkaç gün önce babası Nancy'e şöyle dedi: "Paçandan tutmak için elimizden geleni yaptık ama sen asla vazgeçmedin. Yarışı kazanmaya kararlı genç bir kısrak gibiydin. Her şeye rağmen başardın." Babası Nancy'nin sırtındaki o ağır suçluluk duygusunu işte bu sözlerle kaldırıp attı.

Bilim ve tıbba duyduğu kadar sanata ve edebiyata da ilgi duyan Nancy, doktorasını İngiliz Rönesans edebiyatı üzerine yaptı. Mesleksel yaşamını tıp ve beyin araştırmalarına yönlendirmeye karar vermeden önce, üniversitelerde İngiliz edebiyatı öğretim görevlisi olarak çalıştı. Shakespeare ve Sofokles'i bilim dergilerini okuduğu kadar zevkle okudu. Tiyatro ve dansa tutkuyla bağlandı. 1940'larda şair Paul Engle tarafından kurulan ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yaratıcı yazarlık alanında doktora derecesi veren ilk program olan Iowa Yazarlar Çalışma Grubu çevresiyle içli dışlı oldu. Yaratıcı insanların psikolojisine olan ilgisi o zamanlar başladı. Bu iki bilgi alanını bütünleştirme fırsatını, Iowa'da üç yıl İngilizce okuttuktan sonra tıp okumaya karar verdiğinde elde etti.

Nancy C. Andreasen Kitapları - Eserleri

  • Yaratıcı Beyin
  • Cesur Yeni Beyin
  • Psikiyatriye Giriş Ders Kitabı

Nancy C. Andreasen Alıntıları - Sözleri

  • Zihnin yeri kendisidir ve kendi içinde cennetten cehennem, cehennemden cennet yaratabilir. John milton, paradise lost (yitik cennet) (Cesur Yeni Beyin)
  • Hayat dediğin ne ki : Yürüyen bir gölge , bir zavallı kukla bu sahnede. Bir saat boy gösterip , boyun kırıp gidecek , Bir daha da duyulmayacak artık sesi. Bir aptalın anlattığı bir masal bu : Kuru gürültüler , deli saçmalarıyla dolu. (Yaratıcı Beyin)
  • Nörobilimciler beynin plastik olduğunu söylerken, polimerleri kast etmez. Beynin müthiş derecede tepki veren, uyum sağlama yeteneğine sahip ve sonsuza kadar değişen bir organ olduğunu anlatmak ister. Uyum sağlaması ve değişime, içine girdiği çevrenin talep ve baskılarına verdiği tepkiler yoluyla olur. (Yaratıcı Beyin)
  • Beden yapısına göre değişebilecek ölçümler göz önüne alınmış, ona göre oranlandığında aynı sonuç alınmıştır (örneğin, uzun boyluların beyni büyüktür ama bu, uzun boyluların zeki olduğu anlamına gelmez. (Cesur Yeni Beyin)
  • Occipital loblar görüş, temporal loblar işitsel algılama ve dil, parietal loblar uzamsal algılama ve dil, frontal loblarsa soyut düşünce, planlama ve hafızanın belli türleri gibi "yönetici fonksiyonlarla ilişkilidir. Lobların, ayrıca, daha az uzmanlaşmış olan bağlantı korteksleri (association cortex) vardır; buralarda daha özel fonksiyonlardan birçoğu aynı anda bir araya getirilebilir (yani, "birleştirilir"). Bu lobların yüzeyinde sinir hücresi tabakaları, yani nöronlar vardır. Nöron beyinde iletişimi sağlayan temel ünitedir. (Yaratıcı Beyin)
  • Yaratıcılık tohumlarının filizlenmesini önleyen etkenler ırkçılık, önyargı, yoksulluk, savaşlar, eğitimsizlik ve daha birçoğunu da içeriyor. Bize verilen armağanları boşa harcamayı göze alamayız. Yaratıcı doğamızın nasıl besleneceğini öğrenmek zorundayız. Bu nedenle, bu kitabı gelecekte çok daha fazlasının gelişimine yardımcı olması ümidiyle, geçmişteki kayıp dehalara adamayı seçtim. (Yaratıcı Beyin)
  • Şimdiye kadar kim bilir kaç dâhi doğmuş ama eğitim yetersizliğinden bu armağanın farkına varamamıştı. (Yaratıcı Beyin)
  • Zihin ve beyin arasındaki ikilem, insanların yanlış anlaşılıp yanlış tedavi edilmesine yol açtığı için, mevcut ikilemlerin en kötüsüdür; hastalığı 'zihinsel' ve 'bedensel' veya 'nörolojik' olmak üzere iki karşıtlığa ayrıştırmaktadır. ilki yaftalanırken ikincisi belli bir saygı ile ele alınmaktadır. Daha sonra bu yafta sosyal ve ekonomik ayrımcılık haline gelmektedir. işe okula başvuru yapan insanlardan soru kağıtlarında tamamlamaları istenen sorulardan biri de zihinsel bir hastalık geçirip geçirmedikleridir. Aynı soru, sürücü ehliyeti alırken, orduya başvurulduğunda ve sigorta işlemleri sırasında da sorulmaktadır. Bu örneklerde sağlık hakkında bilgi derlenmesi elbette gerekmektedir. Sorun, tamamen zararsız ruhsal bir hastalık nedeniyle insanların dışlanmasına yol açabilecek yapay nitelikli zihin ve beden ikiliğidir. (Cesur Yeni Beyin)
  • Esin bir şiirin başlangıcı ve nihai amacıdır. Şairin aklına gelen ilk ve sonunda sözcüklere dökmeyi başarabildiği en son fikirdir. Bu başlangıç ve bitiş çizgisi arasında zorlu bir yarış, alınteri ve zahmetli bir çalışma vardır. Paul Valery'in bir şiirin " une ligne donnée" sinden bahseder. Şaire Tanrı ya da doğa tarafından tek bir dize verilir, geriye kalan tek başına keşfetmesi gereklidir. Stephen Spender (Yaratıcı Beyin)
  • Düşünce genelde çok hızlı ve çok boyutlu olarak hareket ediyor. Çözüm beklenmedik bir anda geliyor. Fikirler kuluçkaya yattığı bir "istirahat döneminden" sonra gelebiliyor ve bir anda köklenip filiz veriyor. Neil Simon'un omuzunda oturan ilham perisi "esinlenmek" olarak deneyimleniyor. (Yaratıcı Beyin)
  • Birisi 'anksiyete hissi'nden bir belirti olarak söz ettiğinde çoğu insanın ilk sorusu "gerçek mi yoksa psikolojik mi" olduğudur. Soru, "zihinsel mi bedensel mi" diye tercüme edilebilir; bedene mi ruha mı bağlı... zihne mi beyne mi bağlı... (Cesur Yeni Beyin)
  • Gen açısından "kendinden başka" her şey 'genetik olmayan' dır ve belki de bu bakış açısıyla tek doğru da budur. Çevresindeki ısıdan hücre içi beslenmeye varana dek gen, her şeyden etkilenir; onu taşıyan sahibinin içtiği tek şişe bira bile geni etkilemeye yetmektedir. (Cesur Yeni Beyin)
  • İnsanoğlunun kendiyle ve kaderiyle ilgili kavgası her zaman teknik ilerlemelerin ana konusu olmalıdır... Böylece zihnimizin yaratıları insanoğluna lanet yerine refah getirecektir. (Albert Einstein) (Cesur Yeni Beyin)
  • Bach ailesi, ailelerde yer alan yaratıcılığa belki en güçlü örnektir. Yaratıcı aile bireyleri, 1500'lerden başlayıp 1800'lere kadar süren sekiz nesillik bir döneme yayılır. En büyükleriyse, elbette Johann Sebastian Bach'ti. Ama onun dışında, Bach ailesinde yirminin üstünde tanınmış müzisyen vardı. Galton'ın Hereditary Genius'unda özetlenen diğer aileler arasında ressamlar olarak Bellini'ler, Van Eyck'ler ve Titian'lar; şairlerden Coleridge'ler ve Wordsworth'ler, romancılarda Bronte'ler vardır. Galton başka örnekler de vermiştir, ama bu aileler en tanınmış olanlarından birkaçı. (Yaratıcı Beyin)
  • Dendritlerin her biri spina adı verilen küçük dikenimsi uzantılarla bilgi alışverişi kapasitesini artırır. Spinaların üstünde sinaps bulunur (Yunanca synaptein, birbirine bağlamak demektir). Sinaps sinir hücrelerinin birbirine bağlanıp bilgiyi ileri geri yolladıkları ayrı noktalardır. Beynin hem yakın, hem de uzak bölgeleriyle olan bağlantı, "beynin çalışması" için çok önemlidir. Bu bağlantı, ayrıca, hücreler arasında "yalıtılmış kablo" görevi gören ve birçok sinapsa ulaşan akson terminallerine bölünen uzantılar, yani aksonlarla da sağlanır. (Yaratıcı Beyin)
  • gen de, beyin gibi, "esnek"tir. Genler "çevre"nin etkisi altındadır ve çevre etkisiyle davranışları değişebilmektedir (Cesur Yeni Beyin)
  • Bir şeytan, doğuştan bir şeytan, doğasına Çevrenin asla sokulamayacağı! İnsani tüm acılarımın, Hepsinin, hep birlikte, içinde tamamen kaybolduğu! William Shakespeare (Yaratıcı Beyin)
  • Felsefe, politika, şiir ve sanatta öne çıkmış olanları hepsi melankoliye eğilimli insanlardır. Aristo, Problemata Çılgın, âşık ve şair, Hepsi aynı hayalden beslenir. William Shakespeare, Bir Yaz Gecesi Rüyası Büyük dehalar elbet çılgınlığa yakındır: Ve aralarındaki sınırı çok ince duvarlar çizer. John Dryden, Absolom ve Achitopel "Uzaylı yaratıklar tarafından dünyayı kurtarmak üzere görevlendirildiğinize nasıl inanabildiniz?" "Çünkü doğaüstü varlıklara ilişkin fikirler de matematikle ilgili fikirlerin geldiği şekilde geldi, o yüzden ben de ciddiye aldım." Sylvia Nasar, Akıl Oyunları (Yaratıcı Beyin)
  • Pek azı kendini Coleridge'nin tanımladığı anlamda birer "romantik" olarak tanımlasa da, nörobilimcilerin çoğu, yine de, Kubla Khan'ın şu son dizelerinin ruhunu ve anlamına kavrayabilmektedir... Ve yum gözlerini yüce bir korkuyla, Çünkü o çiçek özü ile beslenmiş, Ve içmiş Cennet'in sütünü. Çoğumuz kendimizi bir Xanadu arayışı içinde hissederiz. Her sabah yeniden kalkıp dünyadaki en ilginç yaratığa ait en ilginç organı inceleyebilme ve bilimin şimdiye kadar sorduğu en ilginç soruları sorabilme ayrıcalığına sahibizdir. Aslında bizde her gün çiçek özü ile beslenme ve cennet sütünden içme şansına sahibiz. (Yaratıcı Beyin)
  • İşin güldüren yanı, kibar ve derli toplu bir insanın zihninden geçen düşüncelerin ne denli berbat olabileceğidir. (Cesur Yeni Beyin)

Yorum Yaz