tatlidede

Ne iş yaparsan yap, severek, isteyerek yap!.. Kazanan yine sen olursun günün sonunda!...

Ne iş yaparsan yap, severek, isteyerek yap!.. Kazanan yine sen olursun günün sonunda!...

Ne iş yaparsan yap, severek,isteyerek yap!...Kazanan yine sen olursun günün sonunda!..

 

Mesleğin ne olursa olsun,ister doktor,öğretmen istersen idareci istersen de en alt düzeyde bir görevli ol...İşini severek yapıyorsan işini layıkıyla yapıyor olursun..

Memlekette öyle eğreti ,öyle 8-17 çalışan ve bir an önce kaçmak isteyen kişi var ki!...

Muhatap olduğunda öyle negatif,suratı sabahın körü nice çalışan var ki!...

Meramını anlatmadan suratına bakıp geri dönesin var!..

Özellikle performansa dayalı olmayan ve sadece mesai kavramina endeksli o kadar çalışan var ki!...

Nelere şahit oldu bu gözler ve bu kulaklar!..

Özellikle kamu görevi icra edenlerde bu dehşet verici boyutlarda ..

Azarlanıyorsun o derece vahim tablo!...

Bomboş oturup odalarında telefonla oynayanlardan tutun da,sohbete dalıp dedikodu yapan çalışanlara kadar!..

Bekleyen beklesin nasılsa dokunan yok bana!

Bana ne!...

Kim düşmüş,kim aksamış,kim kaybetmiş!

Umurumda değil!

Saatim belli,işim garanti!

O halde bana ne!..

Şikayet mi?İstediğin yere et!

Ne denetim ne de performans değerleme!

Nutkun tutulur!...

Ha,yok mu işini severek yapan,sorumluluk sahibi kimseler!

?

Elbette var..Ama sayıları az ..Zaten iyi insanların sayısı hep az!...

Kafa yoran,dertlenen,takip eden yok mu ?

Var ama o kadar azınlıkta ki!...

Aslında işin özü şu ;

Hangi meslekten olursan ol ve nema derdine girmeden,yaptığın işi önce insan olduğun için sonra da görev bilinci ve etiği için yap!...

Doğru yap,yürekten yap,yüreğe dokunarak yap...

Yapabileceğinin azamisini yap,yapabileceğin birşey yoksa yol göster,yönlendir...

Başından savma!...

Mevzu bu!...

İş ahlaki denen şey tam da bu!..

İşini layıkıyla,ahlâklıca,insanca yapan kişinin yaptıkları zaten görülür....En azından vicdani rahatsızlık duymaz,rahat uyur...

Kazandığı da helalı hoş olur...

Güleryüzle karşılar,görevini gerektiği gibi icra eder ve güleryüzle uğurlar...

Kendi huzurlu, muhatap mutlu ayrılır...

Bu mevzularda hep akla gelir, kaymakamın babasıyla olan su meşhur diyaloğu...Ayağına çağırıp 'Bak, bana senden birşey olmaz diyordun ya baba,kaymakam oldu oğlun'deyişi ve babasının 

'Kaymakam olmuşsun oğlum ama adam olamamamışsın!'

deyişi...

Değişen birşey var mı?!!!...

 

Ahmet Timur

Editör: Ahmet Timur

Yorum Yaz