tatlidede

Ne kadarı kader?

Ne kadarı kader?

Aynı yerde,benzer biçimde ve ikisi de ağır vasıta...

Can pazarı...

Yürek yangını...

Üstelik hem Gaziantep hem Mardin...

Buna kader mi diyelim?

İhmaller zinciri mi?

Hadi birinci kazalar oldu, kader diyebildik,peki ikinciler...

İlk kazalardan sonra yollarda denetim yapılamaz mıydı?

Hızlı davranıp önüne geçilemez miydi?

Kazalardan sonra şehirlerarası yollar ulaşıma kapatılamaz mıydı?

Başka bir soru..

Ağır vasıtaların bu yollarda olması ne derece kabul edilebilir?

Yüksek hız...

Ve yüksek tonaj...

Fren devreden çıkar...Özellikle bakımsız araç ve dikkatsiz deneyimsiz sürücü varsa..

Özellikle Mardin Derik Üçyol mevkiinde hız,yük ve frenin bu sebeple devredışı kalması
aşikar bir şekilde kazaya davetiye iken,buna kader denebilir mi?

Üstelik 1999 yılında yine hızdan dolayı aynı mevkiide ağır bir vasıtanın 15 kişinin ölümüne sebep olduğu gerçeği ortada dururken...

Kader,beşeri önlemlerin alınmasından sonra gerçekleşen olağan dışı vakalar için sozkonusu olsa gerek..Bu vakalar için değil!

Bile bile yıkılmaya mahkum bir duvara insanın sırtını dayaması/dayamasına müsade edilmesi kader midir?
Yoksa ihmal midir?

Sürücülerin kalifiye/deneyim sahibi olmaması..

Araçların bakımlarının ihmal edilmesi..

Aşırı yüklü ağır vasıtalar...

İlk kazalardan sonra ulaşımın devam ettirilmesi...

Ve Can pazarı...

Yazık...

Evlere ateş düştü...

Rabbim sabır versin...

Bir daha olmaması için bütün ihmallerin irdelenmesi ve önlem alınmasını umut ermekten başka diyecek birşey yok..

Ve herşeyi kadere yükleyerek bir sonraki kazaların önlenemeyecegini artık idrak etmemiz gerekir..

Yüreklerimiz yanıyor ..

Rabbim vefat edenlere rahmet,yaralılara acil şifalar versin...

Kalanlara sabır ve metanet diliyorum...

Editör: Aydın

Yorum Yaz