tatlidede

Oktay Rifat kimdir? Oktay Rifat kitapları ve sözleri

Türk Şair, Oyun Yazarı ve Romancı Oktay Rifat hayatı araştırılıyor. Peki Oktay Rifat kimdir? Oktay Rifat aslen nerelidir? Oktay Rifat ne zaman, nerede doğdu? Oktay Rifat hayatta mı? İşte Oktay Rifat hayatı... Oktay Rifat yaşıyor mu? Oktay Rifat ne zaman, nerede öldü?
  • 20.03.2022 16:00
Oktay Rifat kimdir? Oktay Rifat kitapları ve sözleri
Türk Şair, Oyun Yazarı ve Romancı Oktay Rifat edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Oktay Rifat hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Oktay Rifat hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Oktay Rifat hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Oktay Rifat Horozcu

Doğum Tarihi: 10 Haziran 1914

Doğum Yeri: Trabzon, Türkiye

Ölüm Tarihi: 18 Nisan 1988

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Oktay Rifat kimdir?

Oktay Rifat (d. 10 Haziran 1914, Trabzon – ö. 18 Nisan 1988, İstanbul), Türk şair, oyun yazarı ve romancı.

Türk Şiiri’nin en büyük isimlerinden birisi kabul edilir. Orhan Veli ve Melih Cevdet'le birlikte Garip Akımı'nın kurucularındandır. 1955 yılından itibaren İkinci Yeni adlı şiir akımına yönlenmiştir. Şiir dışında roman ve oyun türlerinde de çok başarılı eserler vermiştir.

Yaşamı

10 Haziran 1914'de Trabzon'da doğdu. Babası, o doğduğu sırada Trabzon valisi olan şair ve dilbilimci Samih Rıfat, annesi Hasan Enver Paşa’nın kızı Münevver Hanım’dır. Pek çok sanatçı ve yazar içeren bir ailede yetişti. Büyük dedesi Macar Hurşid Bey, hem Türk hem batı müziği konusunda donanımlı bestekardı; dedesi Albay Hasan Rıfat Bey şiir ilgilenirdi amcası Ali Rıfat Bey değerli bir udî ve besteci, annesinin teyzesinin oğlu Ali Fuat Bey cumhuriyet devrinin ünlü asker ve siyaset adamı, teyzesi Celile Hanım bir ressam, teyzesi Celile Hanım’ın oğlu Nazım Hikmet ünlü bir şairdir.

Ortaöğrenimini 1925-1932 yıllarında Ankara Erkek Lisesi'nde yaptı. Bu okulda ünlü şair Ahmet Hamdi Tanpınar’ın öğrencisi oldu, ilk şiirlerini kaleme aldı ve ileride birlikte Garip Akımını kuracağı arkadaşları Melih Cevdet ve Orhan Veli ile tanıştı. Üç arkadaş, okul bünyesinde “Sesimiz” adlı dergiyi çıkararak şiirlerini yayımladılar.

1932-1936 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne yüksek öğrenim gördü. Edebiyata olan ilgisi ve yazma tutkusu yükseköğrenimi sırasında da devam etti. Mezun olduğu yıl, arkadaşları Melih Cevdet ve Orhan Veli ile birlikte geliştirdikleri yeni bir yazın tekniği ile kaleme aldığı şiirleri Varlık Dergisi’nde yayımlanmaya başladı.

1937 yılında Devlet sınavını kazanarak Maliye Bakanlığı hesabına Siyasal Bilgiler öğrenimi görmek üzere Paris'e gönderildi. Paris’te bulunduğu dönemde yalım bir söylemi ve bağımsız düşünceleri savunan Fransız şiirini kendisine yakın buldu ve ondan ilham aldı. Üç yıl sonra II. Dünya Savaşı nedeniyle, orada yaptığı doktora çalışmasını tamamlayamadan 1940 yılında Türkiye'ye döndü.

Paris’ten döndükten sonra bir süre Maliye Bakanlığı'nda , daha sonra Matbuat Umum Müdürlüğü (Basın Yayın Genel Müdürlüğü)'nde çalıştı. Ardından Ankara’da serbest avukatlık yaparak yaptı. Bu arada 1941 yılında Orhan Veli ve Oktay Rıfat ile edebiyat dünyasında büyük tartışmalara sebep veren “Garip” adlı şiir kitabını yayımladı. Şiirlerini "Yaşayıp Ölmek, Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler"(1945), "Güzelleme"(1945) ve "Aşağı Yukarı"(1952) adlı şiir kitaplarının yanısıra "Aile" (1947), Orhan Veli tarafından çıkarılan "Yaprak (1949-1950) ve "Yeditepe" (1951-1957) gibi dergilerde yayımlamayı sürdürdü[2]. 1954 yılında yayımladığı “Karga ve Tilki" adlı şiir kitabıyla, Yeditepe Şiir Armağanı'nı kazandı.

1955 yılında İstanbul'a yerleşerek avukatlığını sürdürdü. Aynı yıl yayımladığı “Perçemli Sokak” adlı şiir kitabının önsözü tartışmalara neden oldu. Bu kitap ile İkinci Yeni adı verilen şiir anlayışına yöneldi. 1958 yılında "Aşık Merdiveni" adlı şiir kitabını yayımladı. 1961 yılından itibaren avukatlık mesleğini Devlet Demir Yolları'nda sürdürdü ve 1973 yılında emekli olana dek bu kurumda çalıştı.

1960’lı yılların başında Latin ve Yunan ozanların mitoloji kitaplarının Türkçe çevirilerini yaptı. 1969 yılında yayımladığı “Şiirler” adlı kitabıyla Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’nü aldı. Bu tarihten sonra tiyatro ve roman çalışmalarına ağırlık verdi. "Oyun İçinde Oyun", "Zabit Fatma'nın Kuzusu", "Atlar ve Filler", "Yağmur Sıkıntısı","Kadınlar Arasında", "Birtakım İnsanlar" ve "Çil Horoz” adlı oyunları kaleme aldı ve her biri sahnelendi . Arkadaşı Melih Cevdet ile “Kıskançlar” adlı oyunu kaleme aldı. 1976’da ilk romanın “Bir Kadının Penceresi’nden” yayımlandı. 1980’de “Danaburnu” kitabıyla Madaralı Roman Ödülü’nü kazandı. Aynı yıl “Bir Cigara İçimi” adlı şiiri Sedat Simavi Vakfı Ödülü’nü, 1984 yılında "Dilsiz ve Çıplak” kitabıyla Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü aldı.

Fransızca çevirmeni Sabiha Rıfat ile evli olan Oktay Rıfat, yazar, çevirmen ve şair Samih Rıfat’ın babasıdır. Son günlerine dek eser vermeyi sürdüren sanatçı, “Yağmur Sıkıntısı” adlı oyununu tamamladıktan sonar 1988 yılında İstanbul’da hayatını kaybetti. Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildi.

Oktay Rifat Kitapları - Eserleri

  • Bir Aşka Vuran Güneş
  • Bir Kadının Penceresinden
  • Elleri Var Özgürlüğün - 50 Yaşında
  • Bütün Şiirleri I
  • Perçemli Sokak
  • Yaşayıp Ölmek Aşk ve Avarelik Üstüne Şiirler
  • Bütün Şiirleri II
  • Seçme Şiirler
  • Bayraklarımı Çektim
  • Latin Ozanlarından Çeviriler
  • Yunan Antologyası
  • Danaburnu
  • Aşağı Yukarı
  • Şiirler
  • Karga ile Tilki
  • Aşık Merdiveni
  • Bu Dünya Herkese Güzel
  • Bütün Şiirleri III
  • Bay Lear
  • Nara Benzerdin
  • Çobanıl Şiirler
  • İkilik
  • Yunan Antologyası ve Latin Ozanlarından Çeviriler
  • Yağmur Sıkıntısı
  • Bir Cıgara İçimi
  • Koca Bir Yaz
  • Şiir Konuşması
  • Elifli
  • Elleri Var Özgürlüğün: Oktay Rifat 100 Yaşında
  • Dilsiz ve Çıplak
  • Birtakım İnsanlar
  • Gece Yazı
  • Denize Doğru Konuşma

Oktay Rifat Alıntıları - Sözleri

  • Leylasını kaybeden Mecnun mudur bilinmez. Çatlak dudaklar ile dağlara düşer yollar. Piri emretmiş gibi dağ demez tepe demez, Bir bilinmez aşk için uzayıp gider yollar (Bütün Şiirleri II)
  • kenti kaplayan sis gibi koyulaşıyor yitmişliği. (Koca Bir Yaz)
  • (...) sözde bir şarkı tutturmuş dalgın töbe töbe bir gözü kedilerde cıfıtın bir gözü bende (Karga ile Tilki)
  • "Dışardan almak içerde üretmekten ve yaratmaktan daha kolaydır." (Bir Kadının Penceresinden)
  • "Bahçe kapıları gibi yan yatmış Kırıksın biliyorum Her zaman bir aynadan baktım sana Kilitlisin bana biliyorum" (Bütün Şiirleri III)
  • İnsanların böyle içten içe konuşması keşke her zaman duyulsaydı! Bir curcuna koparmış, varsın kopsun. Bütün insanlar görünür ya! İçten pazarlıklı görünmeyen adam piyasadan kalkar ya! İyilik kötülük ortada. (Birtakım İnsanlar)
  • Ne parası pulu ne dikili ağacı yol göründü mü gidecek kendinin değil ev kiracı. (Koca Bir Yaz)
  • En çabuk eksilme bu! Ya ufalmak azar azar, ya bitmek temelli! Ve sonra yeniden, Yeniden büyümek, toprağa ve poyraz yeline aykırı!.. (Bayraklarımı Çektim)
  • Getir o eski sevincini çocukluğun (Aşağı Yukarı)
  • Onu bunu bilmem arkadaş İnsan kısmı hergele (Karga ile Tilki)
  • Bir kilim bir masa bir limon Bir ağaç Bir çocuk çizgili Bir kedi içi boş Bir kulak beşte bir (Perçemli Sokak)
  • "Korkmuyor, çünkü korku Bir hiçle başlar her akşam bir hiçle düşer avucuna," (Bütün Şiirleri III)
  • Nerdesin güzel kokularla dolu gece! (Elleri Var Özgürlüğün: Oktay Rifat 100 Yaşında)
  • "Bırakmalı bu mumları, diye düşündü, unutmalı, yağmuru güneşle ayırmalı ikiye, bir kırlangıç koyarak arasına gitmeli, nereye olursa oraya," (Bütün Şiirleri III)
  • ... "Oysa hiç gidilmemiş bir akşamüstüdür yalnızlık beni bulur sensiz" (Bu Dünya Herkese Güzel)
  • Yollar sende başlar sende biter Açık denize dökülmeden önce (Bir Aşka Vuran Güneş)
  • Öpüşmek yasaktı, bilir misiniz, Düşünmek yasak, İşgücünü savunmak yasak! (Elleri Var Özgürlüğün: Oktay Rifat 100 Yaşında)
  • Beni baştan çıkardı arabın kızı; Ölüyorum, a dostlar, Didima için! Karaysa, ne var sanki, kömür de kara; Hele bir kez tutuştur da o zaman gör: Y anar durur, ışıl ışıl, güller gibi (Yunan Antologyası)
  • Bu umut özgür olmanın kapısı; Mutlu günlere insanca aralık. Bu sevinç mutlu günlerin ışığı; Vurur üstümüze usulca ürkek. Gel yurdumun insanı görün artık, Özgürlüğün kapısında dal gibi; Ardında gökyüzü kardeşçe mavi! (Seçme Şiirler)
  • Koşuyorum yarınların çağrısına Bitimine karanlığın (Bir Aşka Vuran Güneş)

Yorum Yaz