tatlidede

Okumayı Anlamak!

Okumayı Anlamak!

Lütfen okuduğunuz şeyi anlayarak okuyun ki ne istendiğini ve ne yapman gerektiğini bilincinde bir zorunluluk olarak gör.
Bizim okuduklarımız ile bize dayatılanların aynı şeyler olduğunu gördüğümde afallamamak mümkün mü diye düşündüğümde, gördüğümde, mümkün deyip kendi kendime hayıflanıyorum.
Çünkü bu işi yazan yalın bir şekilde yazmış ve senin okuman içinde ortalıkta bırakmış veya eline vermiştir ki senin okumandan bir anlam çıkarmayacağını bildiğinden çok rahat davranıyordur.
Oysa sen okuduğunu anlayarak okusan ve bir iki örnekle bu anladığını ortaya koyan davranış sergilesen; karşındakiler senin aymaz veya ahmak olduğunu düşünüp önüne kendi kirli ereğini sürmez.
Eskiden ilkokulu bitiren! ( babamız, dedemiz zamanında) Okumuştur diye iş veriliyordu ve bunlardan aydınca tavırlar beklenirdi, ortaokulu bitiren öğretmen vekili ve liseyi bitiren ise öğretmen olur sağlıklı nesiller yetiştiriyordu. Okumaları biraz yavaş ama anlayarak okuyorlardı ve okuduklarının hakkını veriyorlardı.
Günümüzde lise mezunlarının bulabildiği iş sınırlı ve sıradan olmanın yanı sıra üniversite mezunlarının iş bulabilmeleri için temposu yüksek ve kalbin dayana bileceği olanaksız maratondan başarılı olanların işe yerleştikleri reel bir fotoğraf iken; anlama yönelmenin tam zamanı diye düşünüyorum.


Anlayarak okuyun ki gereğini yapabilesiniz. Anlayarak okuyun, ihtiyacımdır diye okuyun ki sizden isteneni; sizde bir başkasına gönül rahatlığıyla arz edebilesiniz.
Hepimiz bir halliyik, güncel, reel tablodan misal hareketle; önce çıkanların üreteceklerinden ve topluma geri dönüşüm yapılacak varyasyonların neler olacağını kestirmek güç olmazsa gerek.
İstatiksel anlamda okuryazar oranı iyi bir durumda olmamıza rağmen bunu pozitif bir hareketliliğe yönlendirdiğimiz konusu; var olan ilerlemeler ve bilimsel çalışmalarda, patent alımlarında, elde edilen başarılarda, hukukta,, yönetilme şeklinde, liyakatta, görebiliriz.
Eskiden büyüklerimiz 500 000 üyeli aydın ocağının bulunduğu memlekette darbe olmuş dendiğinde aydınlar işini yapmamıştır, yoksa bu kadar aydını olan bir memlekette darbe olur mu diye afallanıp söylenirlerdi.
Şimdilerde ise bu kadar üniversite ve birkaç milyon kişinin katıldığı lise mezunu üniversite sınavına hazırlananların okudukları şeyin ilerideki yaşamları için hayati önemde gereklilik olduğunu bilip öyle okuduklarında daha farklı bir sonuç alacakları kesin olmakla birlikte uyarmakta fayda vardır.
Buda bize okulda ve yaşamın her alnında okuduğumuz ders kitapları, yanında okuduğumuz “tarlayı, bilinci harmanlayan” kitapları bir gereklilik olarak okumak gerek.
Aksi mi gericilik el üstünde tutulur hurafeler revaçta olarak iş yapmaya devam eder. Yalana dayalı asparagas hikayeler doğru algılanır. Aslı astarı olmayan mitolojik zamanın efsanesiymişçesine değişik kişi ve kurumların isimlerince süslendirilerek kendi iş ortamı yaratma kurnazları sırtına binip yoluna devam edecektir.
Sen ise geri kalmaya devam eder ilerleyen kurnaz ve uyanıklara imrenerek zaman öldürüp bir süre sonra tükenir aynı sürece katılırsın. Tercih mi!!!

Editör: Kadir Üründü

Yorum Yaz