tatlidede

Ölmez Otu - Yaşar Kemal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ölmez Otu kimin eseri? Ölmez Otu kitabının yazarı kimdir? Ölmez Otu konusu ve anafikri nedir? Ölmez Otu kitabı ne anlatıyor? Ölmez Otu kitabının yazarı Yaşar Kemal kimdir? İşte Ölmez Otu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 16.02.2022 14:00
Ölmez Otu - Yaşar Kemal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Yaşar Kemal

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750807435

Sayfa Sayısı: 352

Ölmez Otu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Başı dara düşenler, yarattıkları düş dünyasında bulurlar yollarını. Ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya bir yandan onları yaşatırken, bir yandan da hikâyelerini örer. Dağın Öte Yüzü üçlüsü darda kalanların yarattıkları düş dünyasının büyük ve görkemli hikâyesidir.

Üçlünün üçüncü kitabı Ölmez Otu Toros Dağlarından Çukurova’ya uzanan bir toprakta yeşerir. Pamuk toplamaya inen Yalak köylülerine kendi yarattıkları efsane eşlik eder. Ancak mitin yıkılışını anlatan satırlar, vahşi olduğu kadar olağanüstü bir türkü gibi içimize işler.

“Ölmez Otu patetik, acı ve güçlü bir romandır, Yaşar Kemal ise kuşkusuz sesi Anadolu sınırlarını aşan bir Türk yazarı.”

Michel Deon, Journal Dimanche, (Fransa)

“Bir halkın ve bir yaşama biçiminin portresi olarak bundan daha iyisi ortaya konulamazdı.”

The New York Times Book Review, (A.B.D.)

“Ölmez Otu’nda şehvet, kan, şiddet, cinayet hepsi vardır ve hepsi olağanüstü boyutlardadır.”

Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış

“Ölmez Otu’nda Yaşar Kemal insan olarak bakıyor köylüye, roman malzemesi olarak değil.”

Fethi Naci, Bir Romancı: Yaşar Kemal

Ölmez Otu Alıntıları - Sözleri

  • Hep aklına ağlamaklı bir türkü geliyordu. İçinde bir boşluk, bir kimsesizlik, öksüzlük duyuyordu.
  • Ölümün olmadığı, ölümün ulaşamayacağı bir yer arıyordum.
  • Dünyaya gelmiş hiçbir yaratık insan kadar biribirine ve de dünyadaki öteki yaratıklara kötülük düşünemez ve de iyilik.
  • Dünyaya gelmiş hiçbir yaratık insan kadar birbirine,ve de dünyadaki öteki yaratıklara kötülük düşünemez...
  • Uykuda yaşayan insanın ölüden ne farkı var?
  • "Bu korku onlara her şeyi yaptırır."
  • Bir insanın yalnız, kimsesiz can vermesi zordur.
  • Zulm eder, kötülük eder, insanı aşağılar, hak yer, insanı öldürür, yalan söyler, tüm kötülükler ona mahsustur. Dünyaya gelmiş hiç bir yaratık insan kadar birbirine ve de dünyadaki öteki yaratıklara kötülük düşünemez ve de iyilik.
  • Bin yıllık bahar toprağının üstüne oturduk, diyordu türkü. Yüz bin yıllık aşka geldik. Toprak kadar eski. Aşkta buluştuk, ölümde buluştuk, yüz bin yıllık bahar toprağının üstüne oturduk. Aşka geldik. Ala kanımız birbirine karışacak, karıştı, diyordu. Ve türkü uzuyor, uzadıkça uzaklaşıyordu.
  • "İlk devinen ben değilim, ilk doğan ben. Sen beni çok gördün... Çok." Bir şafak vakti Akçadeniz üstüne yürüdün, Yel oldun estin, bulut oldun ağdın. Şu gözlerimle gördüm. Bir sürmeli ceren dizine yatmış ağlıyordu. Kaç, sürmeli ceren, dedin. Ağaçları kökünden söktüler, kuşları dallarından, göklerden topladılar, suları kuruttular, insanları hasta ettiler, sen geldin, arkanda bir top ışık bir minare boyu. "İlk görünen ben değilim, ilk doğan ben. Sen beni çok gördün."
  • Bugünkü dünya toprağı kötü insanların ektiği acıların, alçaklığın, aşağılığın bitmesine, gelişmesine elverişli bir topraktır.
  • ‘Ölümün olmadığı, ölümün ulaşmayacağı bir yer arıyorum,’ diye inledi.

Ölmez Otu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İlksöz: İnsanoğlu nankördür. Kötü günde sığındını, iyi günde unutur. Serinin üçüncü kitabında Yalak köylüleri zorlu geçen kışın ardından yine büyük umutlarla ovaya, pamuğa inmişlerdir. Pamuk boldur, bereketlidir. Köylü tüm dertlerini unutup daha fazla kazanma derdine düşer. Pamuğun bereketinden öte huzursuz olan iki kişi vardır: Muhtar Sefer'in kendisine yaptıklarını unutmayıp öc almak için fırsat kollayan Memedik, anası Meryemce'yi bu kez köyde yalnız bırakmak zorunda kalan Uzun Ali. Usta, serinin sonunda insanın bir dolu farklı ruh halini yansıtır yine kalemiyle. Önce Memedik'in öc tutkusu ile yaşadığı dalgalanmaları gözümüzde canlandırırcasına aktarır. Sonra, Uzun Ali'nin çırpınışları yansır sayfalara. Nasıl ilk kitapta anası Meryemce'yi çukura indirmek için çırpındıysa Uzun Ali, bu kez de köyde yalnız kalan anasına bir an önce kavuşmak için uğraşır, aklından hiç çıkmaz köyde nasıl olduğu. Meryemce de, yalnızlığına ve yaşlılığına rağmen hayata tutunması ile yer alır hikâyede, tüm zorluklara göğüs gerer. İlk kitaptan az bilip gözümüze kestirdiğimiz, ikinci kitapta ne olduğunu bize iyice gösteren Muhtar Sefer de eserin önemli bir karakteridir. İkinci kitapta olanlardan sonra köylüyü yanına çekmek için her şeyi yapmaya devam eder. Ama bence bu kitabın baş aktörü Yalak Köylüsüdür. Bereketli pamuğu, bol parayı görünce kışın yaşadıklarını unutur, kendi yaratıp tutunduğu umuda bile sırtını döner. Yaşar Kemal, bu üçlemeyi Meryemce'den hareketle yazdığını söyler. Belki de onun direnme gücünü ortaya çıkarır. Son dört beş ay gösterdi ki meğerse bizim evde de bir Meryemce varmış. Ben de olsa olsa,  sürekli çırpınan Uzun Ali... . . . Sonsöz: Demedim mi ki bu köylü insana böyle yapar? işine gelince başına taç eder geçirir, ermiş yapar, peygamber yapar, işi bitince de vurur götüne tekmeyi iş­te böyle rezil rüsvay yapar. . (Özcan)

Yaşar Kemal Ölmez Otu dizisinde; başı dara düşenlerin yarattıkları düş dünyasında nasıl yol aradıklarını, ayakta kalabilmek için sığındıkları bu dünya onları yaşatırken bir yandan da onların görkemli hikayelerini anlatır. Kış geçmiştir, Yalak Köylüsü Çukurova'ya pamuk toplamak için hazırlanır ve iyi bir tarlada pamuk toplamaya başlarlar. Uzunca Ali annesi Meryemce yaşlı olduğu için köyde yalnız başına bırakır. Köylü başlar konuşmaya ve Uzunca Ali'yi annesini öldürmekle suçlar, onu bakışlarıyla aşağılar. Memidik'in ise Muhtar Sefer'e öfkesi gün geçtikçe dayanılmaz bir hal alır onu öldürdüğünü sanır, ama başkasını öldürmüştür. Taşbaşoğlu mağaradan kaçar, ama donma tehlikesi atlatır, çok zor günler geçirir, sonunda köylüsünü özler ve pamuk tarlasına karısının, çocuklarının yanına döner. Ama çok zayıftır, küçücük kalmıştır, hastadır. Kimse tanıyamaz onu, karısı bile. Tasviri gelmiş diye rivayet çıkarırlar. Bir tek Hasan Taşbaşoğlu Emmisini tanır, onunla sohbet eder. Muhtar Sefer Taşbaşoğlu'nun ermişliğiyle alay eder. Sonunda Memidik intikamını alır, ama hapse düşer. Yalak köylüsü on dört tarla daha toplar, hepsi zengin olmuştur. Uzunca Ali kasabada bi an bile durmadan, yanını yönünü görmeden dağlara doğru yel gibi gider "Anam" der, "Meryemcem" der. "Seni bu sefe sağ bulmalıyım ki.. Bir daha gözümden ayırmam." Uzunca Ali annesini sağ bulabilecek mi? Ya Hasan'ın Taşbaşoğlu Emmisi, o nerede? (Türkan Şen)

MERHABA; Ölemz Otu kitabı ile bir 3 lemenin sonuna geldim.. Kurgu yine çok güzeldi. Pamuk toplama zamanı gelmiştir ve yine Çukurova ' ya göç başlar.Meryemce Ana iyice yaşlanmıştır ve köyde kalmıştır. bu yolculuğa dayanamayacağını düşünerek gitmek istememiştir. Tüm köylü bu duruma tepkilidirler..Tek başına kalmması gerektiğini düşünürler . Meryemce'nin oğlu Ali ise bir an önce pamukları toplayıp annesine kavuşmak ister hem korkuyordur hemde aklı köy de kalmıştır.. O yıl ki toprak çok verimlidir ve pamuk çokça vardır. 2 kitapta Taşbaşoğlunun ermişliği bu kitapta alay konusu olur köylü Taşbaşoğlunun ermişliğine artık inanmamaktadır .. .Memediğin Muhtardan intikamı ve Zelihaya olan aşkını da es geçmiyorum :)).. Kitap hakkkında paylaşacaklarım bu kadar olsun..Betimlemek yine olağan üstüydü , kitabı okuduğum zaman o atmosferdeymişim gibi hissetmek benim YAŞAR KEMAL kitaplarındaki en sevdiğim durumudur... . Bir üçlemeyi bitirmenin sevinci ile bu seriyi okumanızı isterim (Hatice Akgün Kızılgül)

Kitabın Yazarı Yaşar Kemal Kimdir?

Yaşar Kemal (d. Kemal Sadık Gökçeli,] 1923; Gökçedam, Osmaniye), Kürt asıllı Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Türk edebiyatının en önde gelen kalemlerinden biridir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.

Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.

Çocukluğu

Yaşar Kemal, Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü'ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan bir aileden dünyaya geldi. Kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüyen Yaşar Kemal, evde sadece Kürtçe köyde ise Türkçe konuşurdu. Ailesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan dolayı Adana'nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşti. Beş yaşındayken, babasının camide öldürülüşüne tanık oldu. Orta okul döneminde çeşitli işlerde çalıştı. Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği'nde ırgat kâtipliği (1941), Adana Halkevi Ramazanoğlu kitaplığında memurluk (1942), Zirai Mücadele'de ırgatbaşlığı, daha sonra Kadirli'nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı.

Sanat hayatı

1978 yılındaki yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle çakıştığını" anımsadığını belirtti. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktaydı. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirdi:

"Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde bayramlarda beni hep Aşık Mecitle çakıştırırlardı. Aşık Mecitle Kadirlide bir kahvede bir gece sabaha kadar çakıştığımı şimdi iyice anımsıyorum."

Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurovadan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınladı. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayınladı. Bunu, Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştı. Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlandı.

Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi.

1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi. Remzi Bey'in kendisine, ilk İnce Memed hikayesinde "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini anlattı ve Yaşar Kemal'le "eşkıyalığın felsefesini" yaptı.

Yaşar Kemal'in dünyada ilk kez yayımlanan seri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrildi.

Siyaset

17 yaşından bu yana sosyalist politikanın içindedir. 1961 Anayasası'ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne 1962'de katıldı. Emekçi sınıfının tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP'te sekiz yıl çalıştı ve yöneticilerden biriydi. 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, şu cevabı vermiştir:

"Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım."

TİP'ten ayrılan yazar, nedenini partinin niteliğini yitirmesine, bürokratların eline geçmesine ve emekçilerden kopmasına bağladı. Sovyetler Birliği çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi değil, tam tersine dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde dile getirmiştir.

Temalar

« Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. [...] Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum. »

Yaşar Kemal'im edebi çalışmalarında halka dönük bir düşünce hakim oldu ve bunu, bir yerde politik düşünce ile birleştirerek yürüttü. Yapıtlarıda halk şiirinde, epopelerde olduğu gibi insan değerlerinden kopmamaya çalıştı. Yaşar Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, "halk ve doğa"ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirmiştir.

Yaşar Kemal Kitapları - Eserleri

  • Teneke
  • Çakırcalı Efe
  • İnce Memed 1
  • İnce Memed 2
  • İnce Memed 3
  • İnce Memed 4

  • Ağacın Çürüğü
  • Ağıtlar
  • Ağrıdağı Efsanesi
  • Al Gözüm Seyreyle Salih
  • Yılanı Öldürseler
  • Çıplak Deniz Çıplak Ada
  • Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana

  • Karıncanın Su İçtiği
  • Tanyeri Horozları
  • Demirciler Çarşısı Cinayeti
  • Yusufçuk Yusuf
  • Allahın Askerleri
  • Hüyükteki Nar Ağacı
  • Zulmün Artsın

  • Üç Anadolu Efsanesi
  • Binboğalar Efsanesi
  • Ortadirek
  • Denizler Kurudu
  • Kuşlar da Gitti
  • Deniz Küstü
  • Tek Kanatlı Bir Kuş

  • Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
  • Yağmurcuk Kuşu
  • Kale Kapısı
  • Kanın Sesi
  • Ölmez Otu
  • Yer Demir Gök Bakır
  • Gökyüzü Mavi Kaldı

  • Sarı Sıcak
  • Yanan Ormanlarda Elli Gün
  • Nuhun Gemisi
  • Peri Bacaları
  • Bir Bulut Kaynıyor
  • Neredesin Arkadaşım
  • Sevmek, Sevinmek, İyi Şeyler Üstüne

  • Baldaki Tuz
  • Bugünlerde Bahar İndi
  • Yolda
  • Yağmurla Gelen
  • Binbir Çiçekli Bahçe
  • Pis Hikaye
  • Kalemler

  • Ustadır Arı
  • Bu Bir Çağrıdır
  • Yüzler
  • Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor
  • Dağın Öte Yüzü
  • Beyaz Pantolon
  • Sarı Defterdekiler

  • Don Quijote ve Roman Sanatı
  • Bu Diyar Baştan Başa
  • Röportaj Yazarlığında 60 Yıl
  • Yeşil Kertenkele
  • İnce Memed
  • Taş Çatlasa
  • Çukurova Yana Yana

  • Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler
  • Bütün Hikayeler
  • Memed, mein Falke
  • Van

Yaşar Kemal Alıntıları - Sözleri

  • " Keşke zelzelede ölseydik de bu hallere düşmeseydik." (Nuhun Gemisi)
  • İçinden her şeyi bırakıp kaçmak geldi. Yapamadı. (Beyaz Pantolon)
  • Kaçamıyordu kimseden, kendini yitirip gitmişti. (Yılanı Öldürseler)
  • Cehennem yerinde hiç ateş yoktur, herkes ateşini buradan götürür... (Kuşlar da Gitti)
  • Ve sonra Sait Faik… Yeşil, çocuksu gözleri vardı. Onulmaz öfkesi vardı. Hikayeleri kadar da, kendi kişiliğinin tadı vardı. Küfürleri vardı. Ve İstanbul Sait Faiksiz edemezdi. (Peri Bacaları)
  • "Oğlum, diyordu.Sen sen ol görünüşe aldanma. İnsanlar iki yüzlüdür..." (Teneke)

  • Şu insanoğluna akıl ermez. (Ağrıdağı Efsanesi)
  • Yeni yüzler, yeni dünyalar görmek onu kendine çekiyordu. Yeni yeni insanlara, yeni yeni şeyler söylemek. (Üç Anadolu Efsanesi)
  • İnsana ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin, insan umudunu kesmemeli. Yalnız kalmış, umudunu yitirmiş insan yarı ölü bir insandır. Bana kalırsa insan yaratım gücünü hiçbir yerde yitirmemelidir. (Çıplak Deniz Çıplak Ada)
  • Korku, insanın yerleşmiş, büyük duygularından bir tanesi… Bana göre, insanlar korkuyu inkar ettikçe korkuyorlar. (Ağacın Çürüğü)
  • İnsan doğar, büyür ve ölür. Sınıf da doğar, büyür ve ölür. Ama büyük insanlık ölmez. Doğada da böyle bir oluşum var. Doğanın parçaları da doğar, büyür, ölürler. (Binbir Çiçekli Bahçe)
  • Çöplükler, şehirlerin tıpa tıp aynasıdır. (Yolda)
  • insanın katlandığına dağlar katlanmaz. (Bu Bir Çağrıdır)

  • "Benim Ustam," dedi, "benim ustamda böyle yapardı.Emek varsa yemek vardır" (Yağmurla Gelen)
  • “Bir insan ne ka­dar yürekliyse, o kadar korkaktır. Ya da bir insan ne kadar kor­kaksa o kadar yüreklidir. Bunun böyle olduğunu bir insan an­cak seksenine gelince anlar.” (İnce Memed 2)
  • "Bugünlerde öğretmenlik, doğru dürüst vicdanlı öğretmenlik bir kahramanlık değil mi, bu kadar kıyımdan, sürgünden, zulümden sonra… Ve aldıkları para ayın on beşine kadar yetmezken… Baskı, baskı, baskı… Bugünlerde öğretmenlik yapılır mı?" (Baldaki Tuz)
  • Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir.. (Tek Kanatlı Bir Kuş)
  • "Susmak sövmektir." (İnce Memed 4)
  • Çok özlem çeken insanlardır çocuklar (Neredesin Arkadaşım)
  • Umutsuzluk,kötülüğe karşı savasma gücünü yokeden, kıran en büyük silahtır. (Taş Çatlasa)

Yorum Yaz