tatlidede
tatlidede

Ölüm ve Zaman - Emmanuel Levinas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ölüm ve Zaman kimin eseri? Ölüm ve Zaman kitabının yazarı kimdir? Ölüm ve Zaman konusu ve anafikri nedir? Ölüm ve Zaman kitabı ne anlatıyor? Ölüm ve Zaman PDF indirme linki var mı? Ölüm ve Zaman kitabının yazarı Emmanuel Levinas kimdir? İşte Ölüm ve Zaman kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 24.11.2022 18:00
Ölüm ve Zaman - Emmanuel Levinas Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Emmanuel Levinas

Çevirmen: Nami Başer

Orijinal Adı: La Mort Et Le Temps

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9789755394831

Sayfa Sayısı: 160

Ölüm ve Zaman Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çağdaş fenomenolojiye etik alanından getirmiş olduğu önemli bir ton değişimiyle göze çarpan Emmanuel Lévinas'ın 1975-76 akademik yılında vermiş olduğu derslerden oluşan Ölüm ve Zaman'da, felsefe tarihinin Aristoteles, Platon, Kant, Hegel, Bergson gibi figürlerini okumasına ve özellikle Heidegger'in Varlık ve Zaman adlı eseriyle bir hesaplaşmasına tanık oluyoruz.

Heidegger bir yandan saatlerin ölçtüğü varsayılan nesnel bir zaman anlayışına karşı getirdiği eleştirilerle, Bergson'un süre kavramında olduğu gibi, varoluşun kendine özgü zamansallığını ölümlülük koşulumuzla yakın ilişkisi içinde ele almış olmasıyla takdir edilirken, öte yandan da Dasein (ora-da olan) çözümlemelerinde temel varlıkbilim tasarısı içinde kaldığı için eleştirilir. Ölümün insani varoluşun "en kendine has olasılığı" olarak görülmesi düşüncesi, ölüme yazgılı olmanın daha baştan bir kesinlik olarak bilinmesi, ölümün yol açtığı yokluğun daha baştan ve daima varoluşun kendine özgü zamansallığını kaygı biçiminde kurması şeklindeki Heidegger düşüncesi burada enine boyuna tartışılır.

Heidegger ölümü, "ben"in ölümünden itibaren "kendi ölümüm" olarak betimlemekte, "ötekinin ölümü"nü özgün olmayan bir deneyim olarak ikincil duruma getirmektedir. Lévinas ise ölümün yol açmış olabileceği kaygı biçimini, her ne kadar deneyimin terimlerine dirense de, esas olarak "ötekinin ölümü"nden türetmeye girişir. Öteki'yle ilişkim, onun ölümü karşısındaki sorumluluğum ve onun yokluğunun ortaya çıkardığı soru, "yanıt yokluğu", benim varlığa tutunma gayretimi (conatus) daha baştan tehdit eden "kendi ölümüm"ün olasılığından duygulanım açısından daha güçlü ve ondan daha önseldir. Öteki'yle ilişkim, asla "özdeş" olanın terimlerine (Aynı'nın Ötekisine) indirgenemeyecek, dolayısıyla bilmeye ve bilincin yönelimsel edimlerine direnen, asla bir eşzamansallıkta bir araya toplanamayacaktır; zamanın sonsuz olanla bir ilişki olduğu benim kendi ardışık zamansallığımdır.

Lévinas'ta varlıkbilimin terimleriyle bir varlık-olmayan olarak bile belirlenemeyerek bilmece niteliğini koruyan ölümden ve de artık kronolojik bir dizi içinde anların art arda gelmesinden ibaret olarak tasarlanamayacak yeni bir zaman düşüncesinden itibaren asla ödeşmiş olamayacağım bir sorumluluk doğar. Burada artık sonsuzluk düşüncesi varlıkbilimsel veya teolojik bir içerik kazanmış, temsil edilebilir bir ebediyet veya bir "öte dünya" tasarımı değildir; belki sadece bir ayrılma ve elveda (adieu) biçimine sahiptir

Ölüm ve Zaman Alıntıları - Sözleri

  • İnsanın sırrı onun yönelimsel bilinç edimlerinde yatmaz. İn­sanın özü (esse) varlıkta ayak direme veya ruhun eğilimlerinde (conatus) değil, çıkarlarından vazgeçmede ve elveda diyebilmesindedir.
  • Olmak zorunda olmak ölmek zo­runda olmaktır.
  • Olmak zorunda olmak ölmek zo­runda olmaktır.
  • Gündelik yaşantıyı belirleyen ölümün bilinmemesi ölüm için olmanın bir tarzıdır.
  • Ölümden ileri gelen yokluğu bilmezlikten gelmek imkânsızdır, ama bilmek de imkânsızdır.
  • Sanki ölümden kaçınmak mümkünmüş gibi insan kendini avu­tur. Kamu yaşantısı bir zevksizlik örneği olarak gördüğü ölümle rahatsız edilmek istemez.

Ölüm ve Zaman İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Günlüğümden: Birkaç gün önce Emmanuel Lévinas’ın “Ölüm ve Zaman”ı bitti. Ama masamın üstünden kaldırmadım. Çünkü günlüğe kısa da olsa bir değerlendirme yazmadan, alıntıları not etmeden kaldırmak istemiyordum kitabı. Bir de üç dört ay önce yazmaya başladığım bir şiirin üçüncü bölümünü yazmak istedim bu kitaptan ilhamla. Bir şekilde şiirin başında düşünürün adını anarak kaynak belirtmiş olacağım elbette. Ölüm üzerine akıl yürütüyor Lévinas, bunu yaparken kendinden önceki düşünürlerin ölüm düşüncelerini de irdeliyor ders boyunca. (Evet, kitap bir dizi ders notundan oluşuyor. Yazarın oturup yazdığı bir kitap değil, anlattığı dersin notları.) Başta Heidegger olmak üzere, Aristo, Eflatun, Kant, Hegel, Bergson gibi düşünürlerin ölüme bakışlarını tartışıyor. İlginç bir düşünce yolculuğu oldu benim için. Lévinas’tan okuduğum ilk kitaptı bu, fırsat buldukça diğer kitaplarını da okumam lazım. (Can Muallim)

Tam bir kesinli kesinsizlik kitabı: Eserde Levinas daha çok Heidegger'in `varlık ve zaman` adlı eserine karşı çıkış sergileyerek yazmış diyebilirim. Bütün tezler varlık ve zamanı çürütmeye yönelik çünkü. Kitap hakkında kısa bir tanım kullanacak olsam buna ''kesinli kesinsizlik'' derdim. çünkü ölüm her canlı için bir kesinlik ifade ederken ne zaman olacağı konusunda müthiş bir kesinsizlik var. Heidegger ve Levinas da bu kesinli kesinsizlik döngüsü içinde insanın ölüm ile olan ilişkisini irdeliyorlar. özellikle insan, söz konusu kendi benliği olunca ölümü kabullenmekte çok ama çok güçlük çekiyor. ve bunu kabullenip dert eden bir insan, kendi üzerine çok büyük bir yıkımın oluşmaya başlamasına izin veriyor. bu noktada kendimi gördüm diyebilirim. çok uzun süredir aklımdan geçen şeyleri kitapta okuyor olmak garipti gerçekten. ve Heidegger ve Levinas (Heidegger'i de katıyorum çünkü tez anti teziyle birlikte değerlendirilmeli), ölümün asıl olan hali ben'in ölümü müdür? yoksa ötekinin ölümü mü? tarışmasını başlatmış ve birbirlerine bu meydan kılıç çekmişlerdir. deneyimlenemeyen bir olgu olduğundan ölümü, ötekinin ölümüyle hissel olarak deneyimleriz der Levinas. Heidegger ise ölüm sadece ben'in ölümüdür der. deyimlenemeyeceği gibi ötekinin ölümünden oluşan etkinin deneyim olamayacağını söyler. bu noktada Heidegger'e katıldığım gibi ölümün bir hiçliğe karışma gerçeği olduğunu kabullendiğimden beri Heideggerci bir düşünceye sahibim. çünkü yaşamın anlamlı kılınması aslında ölümün hiçlikten ibaret olduğu gerçeğinden gelir. Levinas ise hiçlikten ziyade ölümü bir istisna olarak değerlendiriyor. özü itibariyle gayet mantılı bir tespit olsa da ölüm bir devinimdir felsefesi çok zorlama geliyor bana. Bu noktada kitap dışına çıkarak kendi görüşüme göre Heidegger'in haklılığına değinecek olursam; hiçliğin felsefesi ''yeni'' ve ''yeniden'' için çok ama çok önemli bir eylem. devinim bunu sağlamaz çünkü huzursuzluktur. bu noktada Nietzsche'yi anmamak çok zor. çünkü her yeni bir üst insanı yaratacaktır. madde değişmekte, onu anlamlandıracak yeni insan ortaya çıkmalıdır. ölümsüzlük büyük bir çöküş demektir çünkü insan için. ölüm üst insan için verilen savaşımın sürdürülebilirliği için önemlidir. Aslına bakarsanız bu kitabı yazan Levinas ama ben genelde karşı çıktığı Heidegger'i anlatıp, olumladım. çünkü Heidegger'i daha net anlamamı sağladı diyebilirim. bu açıdan gayet güzel bir karşı çıkış barındırıyor bu kitap. (Uğur De Molinari)

Ölüm ve Zaman PDF indirme linki var mı?

Emmanuel Levinas - Ölüm ve Zaman kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ölüm ve Zaman PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Emmanuel Levinas Kimdir?

1906 yılında Litvanya’nın Kaunas kentinde dünyaya geldi. Anne ve babası Yahudiydi ve gençliğinde Kutsal Kitap’ı İbranice olarak okudu. Eğitimin ilk yıllarında Rusça öğrenmiş olsa da, Almancayı da akıcı bir biçimde konuşabiliyordu. Felsefe çalışmalarına 1923’te Strasbourg’da başladı. Burada Charles Blondel ve Maurice Blanchot ile tanıştı. 1928-1929’da Husserl’in son derslerini izledi ve onun Logische Untersuchungen [Mantık Araştırmaları] adlı eserinden etkilendi. Heidegger’in Sein und Zeit’ı [Varlık ve Zaman] ise üzerinde derin bir etki bıraktı. Lévinas, Husserl ile Heidegger’in düşüncelerinin ışığında geliştirdiği “öteki felsefesi”yle XX. yüzyılın ikinci yarısında büyük yankılar uyandırdı. Bu filozofların Lévinas üzerindeki etkileri Théorie de l’intuition dans la phénoménologie de Husserl [1930; Husserl’in Görüngübiliminde Sezgi Kuramı], De l’existence à l’existant [1947; Varoluştan Varolana] ve En découvrant l’existence avec Husserl et Heidegger [1949; Husserl ve Heidegger ile Varoluşu Keşfediş] adlı eserlerinde görülebilir. Ayrıca Husserl ve Heidegger’in yapıtlarından Fransızcaya yaptığı çeviriler de Lévinas’a Fransa’da nüfuz kazandırmıştır.

Lévinas’ın felsefesi II. Dünya Savaşı sırasındaki deneyimleriyle doğrudan bağlantılıdır. 1939’da Fransız ordusundaki subaylığı sırasında Rusça-Almanca çevirmeni olarak görev yaptı. 1940’ta savaş mahkûmu oldu ve subay olduğu için askeri bir çalışma kampına gönderildi. Eşi ve kızı onun dönüşüne dek bir Fransız manastırında saklanmayı başardı. Ancak ailesinden geriye kalan herkes öldürüldü. Heidegger’in nasyonal sosyalizme destek vermesi, Lévinas’ın ona duyduğu hayranlığı büyük ölçüde zedeledi.

Lévinas savaş sırasındaki mahkûmiyetinden sonra kariyerini, yönetici olarak atandığı Alliance Israélite Universelle’de sürdürdü. Savaş sonrası yıllarda Talmud bilgini Chouchani ile tanıştı ve birlikte çalıştı. Bu çalışmalar beş ciltlik Talmud yorumlarıyla sonuçlandı. Bunlardan sonuncusu olan Nouvelles lectures Talmudiques [Yeni Talmud Okumaları] ölümünden kısa bir süre sonra yayımlandı. Bu yapıtı kaleme aldığı sıralarda Lévinas, Colloque des Intellectuels Juifs de Langue Française ile yakın ilişkiler içindeydi. Talmud araştırmalarının büyük bölümü orada verdiği konferanslar sırasında başladı.

Lévinas kendi felsefesini, Heidegger’e ve genel olarak Batı düşüncesine daha eleştirel bir tutum içine girdiği 1950’lerin sonunda ve 1960’ların başında geliştirmeye başladı. İlk büyük yapıtı, Totalité et Infini’yi [Bütünlük ve Sonsuzluk] yayımlayarak kabul görmüş varlıkbilim kavramının ötesine geçmek istedi.

Totalité et Infini’yi yayımladığı 1960 yılında Poitiers’ye felsefe profesörü olarak atandı. Bunu 1967 yılında Paris-Nanterre’e atanması izledi. 1973’te Paris’te Sorbonne Üniversitesi’ne geçti. 1976’da emekli olsa da 1980 yılına dek ders vermeyi sürdürdü. İkinci büyük yapıtı, Autrement qu’être ou Au-delà de l’essence [Varlıktan Başka Türlü ya da Özün Ötesinde] 1974’te yayımlandı.

Lévinas’ın yapıtlarından bazıları şöyle: Quatre lectures Talmudiques (1968), Du sacré au saint (1977), Le Temps et l’Autre (1980; Zaman ve Başkası, çev.: Özkan Gözel, Metis Yayınları, 2005), L’au-delà du verset (1982), De Dieu qui vient à l’idée (1982), Difficile liberté (1983), Dieu, la mort et le temps (1993), Altérité et transcendance (1995). Metin ve söyleşilerinden oluşan bir seçki, Sonsuza Tanıklık (Hazırlayanlar: Zeynep Direk & Erdem Gökyaran, Metis Yayınları, 2003) adıyla yayımlandı.

Emmanuel Levinas Kitapları - Eserleri

  • Ölüm ve Zaman
  • Tanrı, Ölüm ve Zaman
  • Sonsuza Tanıklık
  • Zaman ve Başka
  • Maurice Blanchot Üstüne
  • Dört Talmud Okuması
  • Husserl Fenomelojisinde Görü Teorisi

Emmanuel Levinas Alıntıları - Sözleri

  • "İnsanlar hiçbir yoldan gitmezler, ne hayat ne de ölüm yolundan. Bu yüzden fırtınadaki saman tanesi gibi başıboşturlar. Talmud'da şöyle der:" Tanrı dünyayı yaratmadan önce, varlıklara bir ayna tuttu; aynada onlar varoluşun ruhani ıstıraplarını ve bunu takip eden hazları gördüler. (Dört Talmud Okuması)
  • Varlık'a bir anlam sokmak, Aynı'dan Başka' ya, Ben'den Başkası'na gitmektir. (Maurice Blanchot Üstüne)
  • "Sevmek başkası için korkmak, onun zayıflığının yardımına koşmaktır." (Sonsuza Tanıklık)
  • edebiyat göçebeliğin insani özünü hatırlatır. (Maurice Blanchot Üstüne)
  • Bu uçsuz bucaksız başkası, beni isteyeceğimden çok daha fazla kendime verdi. (Maurice Blanchot Üstüne)
  • poetik dil; anlamlama içinde eşsüremli ve ebediyen zamandaş olan tasarımlara ve anılara bölmek suretiyle gidişatı toprak altına gömmek ve kımıldayamaz hale getirmekle tehdit eden bu delişin yıkıntılarına karşı kendini koruyarak duvarı delecektir. (Maurice Blanchot Üstüne)
  • "Hiçlikten korkmanın karşısına, olmak'tan korkmayı koyuyoruz." (Sonsuza Tanıklık)
  • "Sen buradaysan, ölüm burada değildir ; eğer ölüm buradaysa, sen burada değilsindir." (Tanrı, Ölüm ve Zaman)
  • hiç kimse burada bir hikayeye bağlanmayı arzu etmiyor. (Maurice Blanchot Üstüne)
  • "İntihar varlığa yapışmışlık ve onda sıkışmışlığa karşı öznenin kendi gücünü ve özgürlüğünü kendi kendisini yoketme pahasına öne sürmesidir. Olgusallığa rağmen son bir hakimiyet gösterisidir." (Zaman ve Başka)
  • Ölümden ileri gelen yokluğu bilmezlikten gelmek imkânsızdır, ama bilmek de imkânsızdır. (Ölüm ve Zaman)
  • Hiçlikten daha korkunç bir şey olmadığına da hemen karar vermemek gerekir. (Tanrı, Ölüm ve Zaman)
  • Her keyif alma aynı zamanda bir duyumdur, yani bilgi ve ışıktır. Kendi'nin kaybolması değildir asla, ama bir ilk feragat olarak kendini unutmadır. (Zaman ve Başka)
  • ne alimim ne de cahilim. sevinçler tanıdım, demek az gelir: yaşıyorum ve bu yaşam bana en büyük hazzı veriyor. (Maurice Blanchot Üstüne)
  • - "Aşk bir imkân değildir, bizim inisiyatifimize bağlı değildir, sebepsizdir, bizi istilâ eder ve yaralar; ve yine de ben onda hayatta kalır..." (Zaman ve Başka)
  • "Ruhunu yitiren, onu kazanır". (Sonsuza Tanıklık)
  • "Masumiyet vicdanın sıfır derecesi değil, sorumluluğun yüceltilmiş halidir.(...) Masumiyetimiz arttık­ça sorumluluğumuz da artar." (Sonsuza Tanıklık)
  • "Varolan varoluşunun hâkimi olduğu için özgürdür, fakat bedenli ve maddesel bir varlık olduğu için kendi kendiyle ilgilenmeye mahkumdur ve kendisine çakılıdır." (Zaman ve Başka)
  • Olmak zorunda olmak ölmek zo­runda olmaktır. (Ölüm ve Zaman)
  • Günün deliliği. Geri getirilemez bir ses şöyle söylemektedir: Yapacak hiçbir şey yok. Yapacak hiçbir şey yok -bu, soyut bir önermeyle değil, insanlığın koşulu ya da koşulsuzluğu ile kendini duyurur. (Maurice Blanchot Üstüne)

Yorum Yaz