tatlidede

Ömür Sermayemizin 'BİLANÇO' Hesabını Çıkaralım

Ömür sermayemizden bir yılı daha geri de bırakmış yeni bir yıla başlarken,,, Allah’a cc el açarak ve Ya Rabbi: “Günlerimizi, aylarımızı ve yıllarımızı bereketli kıl, ömrümüzü salih amellerle geçirmeyi nasip eyle diyerek ”Müslümanların ve insanlığın arasına düşen bütün nifak tohumlarını kurut,akan kan ve göz yaşını durdur,hep birlikte kardeş olduğumuzu bir kez daha bizlere hatırlat, şu fani dünyada son nefesimizi vermeden güzel şeyler yapmayı nasip eyle” dua ve temennilerde bulunalım …
Ömür Sermayemizin 'BİLANÇO' Hesabını Çıkaralım

                               Sermayemizin  "" BİLANÇO "" Hesabını Çıkaralım

 

               Her yönüyle çok güzel bir yıl geçirdik diyerek başlasam ve yeni bir yıla heyecan ve mutlulukla kavuşuyoruz ile devam etsem,,,Galiba değil, Kesin herkes gülerek ve dudak bükerek beni yadırgayacaktır.Gönül böyle güzel iç açıcı dilek ve temennili duygularla başlayıp  herkesin özlemle andığı bir yıl (2021 Yılı) dan bahsetmek istese de, acısıyla tatlısıyla,getiri ve götürüsüyle ömür sermayesinden yıl bazında koskoca uzun bir zamanı geride bırakıyoruz.Hala nefes alıyor ve yaşıyorsak hepimiz için  iyi geçmediğini söyleyeceğimiz 2021 yılının tüm olumsuzluklarına rağmen,Rabbimize şükür ederek ebediyete uğurladığımız çok sevdiğimiz eş,dost,arkadaş, akraba ve yakınlarımıza rahmet dilemeliyiz.Ülkemiz özelinde bütün dünya siyasi,ekonomik, savaş ve Corona belasıyla 2021’i çok kötü geçirdiği saklanamaz.Devam edeceği görünür olan şu hastalıkla yaşamayı muhakkak öğrenmeliyiz.Mücadeleye destek verirken kendi kendimizi korumayı bilerek yaşamaya dikkat etmeliyiz. Hayat her türlü şekilde devam ettiğine göre 2021 yılına kocaman bir GÜLE GÜLE demeli,yeni ve güzel temennilerle 2022 yılına HOŞ GELDİN demeliyiz.Belgelenmiş bir ispatı olmasa da hoşumuza giden “Bir işe nasıl başlarsan öylece bitirirsin” sözüne inanarak yeni yılımıza mutlu-huzurlu ve güzel temennilerle başlayarak,doğrulara sarılmalıyız.

            Değerli Dostlar,,, Böyle iki kelime ile koskoca bir yılı geride bırakın,bir daha hiç anmayın ve asla hatırlamayın  demiyorum tabi ki..Fazla asılmadan ve kendimizi kaptırmadan geçmişten tabiî ki yaşananlar adına,muhasebe yapmak ve ibretliklerimizi mutlaka almalıyız.Hz Ömer ra. “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin, büyük hesap günü için kendinizi hazırlayın! Çünkü kıyamet gününde hesap, ancak dünyada iken kendisini hesaba çekenler için kolay olacaktır.” Sözü bizler için ne kadar anlamlıdır.Şu Yerküre üzerinde yaşayarak aldığımız her anın ve her  nefesin hesabını vereceğimizi bilerek şu koskoca yılın değerlendirmesini yapmamak gaflet olur.Geçmişin hesabını yaparak hazırlanan insan,geleceğe çok daha düzgün hazırlanacak ve isabetli işlere el atacaktır.Ne yaptık ? Ne yapmadık? diye kendimizle yüzleşmeli ve hesaplaşmalıyız. Hemen şu anda fazla beklemeden ve ihmal etmeden hala vakit varken, iç muhasebemizi yapmalı ve gerçek hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmeliyiz.Nasıl olmalı ve ne yapmalıyız derseniz? “Muhasebenin özü, kişinin kendini bilmesidir. Hakikat aynasına bakıp kendine gelmesidir. Nereden geldiğini, niçin geldiğini ve nereye gideceğini tefekkür etmesidir. Muhasebenin başı, her türlü nefsanî ve şehevî arzulara dur diyebilmektir. Kötü huy ve davranışları terk edebilmektir. Bütün günahlarımıza tevbe etmek, bir daha aynı günahlara dönmemeye karar vermektir.Nihayetinde muhasebe, tam bir teslimiyetle Allah’a kul olmak, kul hakkına da titizlikle riayet etmektir”(Alıntı-31.12.2021 Cuma Hutbesinden)Yıl sonunda yapılan Muhasebe sonucunda Bilançomuzun maazallah,pasif tarafı fazla olursa,kaçacak delik bile bulamayacağımızı aklımızdan çıkarmayalım.Lütfen aktif tarafına çalışalım kardeşlerim.

              Bilmemiz gereken üzerinde yaşadığımız şu yerküre, yani dünyamız,saniyede otuz (30)km süratle yol alırken, buna karşın daha yüksek bir hızla her birimizi mukadder,gerçek ve inkar edilemez bir sona doğru götürmektedir.İnsanoğluna en yakın olan ölüm,maalesef sanki en uzak olarak algılanıyor.Şu şarkının sözleri de çok manidar olsa gerek. “Gafil gezme şaşkın bir gün ölürsün,Dünya kadar malın olsa ne fayda” aslında bizleri yanlıştan döndürecek o kadar şeyler var ki..Nihayetinde günler, aylar ve dolayısıyla yıllar su gibi akıp geçerken, zaman her bir canlı  için  mutlak  olan  kaçınılmaz sona  doğru durmadan  ilerlemektedir.İnsanlar için en önemli ve tek sermaye  olan ömür,  her geçen   gün tükenirken , vuslat (dünya için nihai  son)  anına  doğru  hızla ilerlemektedir.Yani ömür sermayesinden kocaman bir yaprak daha sararıp yere düşmüştür ey insan…

           İnkar  edilemez  bir gerçek olan, dünya hayatının her  canlı  için fani   ve  geçici olduğudur. Nefesler  sayılı olmasına karşın  nice  değerler  bilinçsizce tüketilir  ve nice  yozlaşmalara  yönelişler yaşanmaktır. Ömür denilen sayılı günlere sahip olduğumuza göre  Ahiret yolculuğuna çıkarken yanımıza iman ve Salih amel dışında hiçbir şey alamayacağımız kesindir. Zamanın değerini, hayatın anlamını, gençliğin önemini, bir lokma nimetin ve bir nefes sıhhatin şükrünü idrak edebilmişsek sevinmek tabi ki hakkımızdır.Yok günlerimizi, zamanımızı  değersiz işlerle ve nefsimizin istedikleri haramlar uğruna heba etmiş isek maazallah,sevinebilmek mümkün mü? Şayet kulluk görevimizi yapmamış, malımızı israfla yemiş, aklımızı ya da bedenimizi zehirlemiş, sevdiklerimizi incitmiş, ibadetlerimizi aksatmışsak kesinlikle üzülmeliyiz. Ne bir nefes önce ne de bir nefes sonra, sadece Allah Teâlâ’nın bildiği bir anda, can emanetimizi teslim edip bu dünyadan göçeceğimiz kesindir. Gerçekler  acı  gelse de, ebedi bir hayatı kazanmak için insana  bahşedilen şu güzelim ömür, nice sorumsuzluklara, israflara  ve yanlışlara hiç  tereddüt etmeden hoyratça kurban edilir durumda  telef edilmektedir. Soruyorum…Geçen  her  bir  yılın-her  bir  anın  vücut  binamızı eskitmiş   olması, aslında  bize   dünya  üzerinde  kalan   az  yılların-az  zamanların  habercisi değil midir?

                     Geride  bırakılan  zamanın  bir  muhasebesini  barındırması  gereken  saatler, maalesef her  yıl   bir  takım  yanlışlarla  israf  edilmektedir. Dini  ve ahlaki değerler  unutularak  ya da dikkate  alınmayarak   gayr-i  meşru   tutum  ve  davranışlarla, eğlence  aldatmasıyla  nefesler  tüketilirken hayatlar  ve  yarınlar  heba  edilmektedir. Çok  acı  bir  tablo  sergilediğimizi görmüyor  gibiyiz. Dünyanın   farklı -farklı   coğrafyalarında  zulümlere  maruz   kalan insanların  feryatlarını  duymadan, gözyaşlarını  dikkate  almadan,insan kanı üzerinde atılan temelleri görmeyip,üzerine inşa edilen binalara  yerleşmek,bana necilik duygularının hakim olup vefa ve güven duygularının kayboluşundan habersizce,  dünyayı  bir  eğlence  gezegeninden  ibaret  görmek   ve  öyle  yaşayarak  ömrü  tüketmek  çok  hazin bir durumdur.Hangi  vicdan ile  değerlendirilecek   ve hangi  insanlık  çerçevesine  sığdırılacak  merak  ediyorum ????? 

              Bizler her  yönümüzle  şanslı  ve  farklı birer canlıyız  aslında. Sadece  akıl  sahibi  olmamız, bizlere bu şanslılığımızı   ve farklı  oluşumuzu  ispata  yeterlidir. Bu  akıl   sayesinde doğruyu-yanlıştan, güzeli-çirkinden  ayırt  edebilen   ve her şeyin  Mutlak  Hakimi Allah’u  Teala’nın  varlığına  inanan  mümin  insanlar olabiliyoruz. Öyle ise bir Mü’min özelliği ile, zihin  ve  gönül   dünyamızı, davranışlarımızı   her   an  gözden  geçirmeliyiz.Ömrümüzün ve  içinde  yaşadığımız  her  anın  kıymetini  bilmeliyiz. O,  gelmesi  muhakkak  olan  bir  günde     kendisine   verilen    her   nimetten    hesaba   çekileceği  inanç   ve  bilinciyle   yaşamalıyız.” Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz; (günahtan ve sevaptan yana) kazandıklarını, elleri bize söylemekte, ayakları (aleyhlerinde) şahitlik etmektedir.”(Yasin-36) Hiçbir şeyin saklı kalmayacağı o malum gün, her zaman hatırımızda olmalıdır.Topraktan geldiğimizi unutmadan,şu dikine yaptırdığımız yapılardan vazgeçmeli toprağa yakın olmayı ve toprakla iştigale birazcık yönelmeyi bilmeliyiz.Yoksa O yükseklerde olanlar, bir gün aşağıya inecekleri akıllarına getirmezler mi? Heyhat…

          Yeni  bir  yılın  başlangıç  vakti,  insanlık   için muhasebe ,murakebe   ve  tefekkür  vakti  olmalıdır. Bitecek  olan  yılı  karla mı, zararla mı  kapatıldığının   hesap   edileceği   an   olmalıdır. Ebedi  yolculuğun   menzilinde   verilecek   hesap   için   kalan  vakitleri  daha  şuurlu, daha  dikkatli   ve  daha   karlı   kullanmanın   dönüm  noktası  olmalıdır.Yapılan  yanlışlara  karşı  ”Zararın  neresinden  dönülürse  kardır” anlayışıyla   doğru    yola  dönülmelidir.Yılbaşlarını   gaflet   vakitleri   olarak  değil,birer  düşünme, muhasebe  ve  gerçeklerle  yüzleşme  vakti  olarak  değerlendirmeli insanoğlu…..Var olan zamanı fırsat bilmeli , hatalar   gözden  geçirilirken   yeni  ve   doğru  kararlar alınmalıdır.Bu  fırsatı geliyor  olan yılın  ilk günlerinde   ebedi  mutluluğu   kazandıracak  işlerde kullanmalıdır.Ömrünü  farklı yanlış kulvarlarda  geçirenler  tehlikede olduklarını bilmelidir.

             Var mıyız  biraz da  olsa  önceki  olumsuz halden farklı  olmaya ?? Evet mi….

                          Dünya hayatı Ahiret’e uzanan bir yol; insan sorumluluk yüklenen bir yolcu; ömür ise meşakkatli ama kıymetli bir yolculuktur. Öyleyse dünyada yolcu olduğumuzu aklımızdan çıkarmayalım. Dünyalık olan ne varsa, hepsine bir yolcu kadar değer verip, nihai hedefimizin cennet olduğunu unutmadan yaşayalım. Ömrümüzün ve elimizdeki nimetlerin kıymetini bilelim. Her günümüzü Rabbimizin rızasına uygun, faydalı işlerle, iyilik gayesi ve tefekkür sermayesi ile geçirelim. Önümüze  gelen  her  yeni  günü doğrularla  doldurarak, değerli  ömrümüzü  hayırla, güzellikle, doğrulukla, dik duruşla, karşımızdakini en az kendimiz kadar düşünerek hareket  ve sevapla  geçirelim. Ömrümüzün, kendimizin, değerlerimizin  ve inancımızın  farkına  vararak  yaşayalım. Hayatımızın  geri  kalan kısmında şimdiye  kadar  yaşadığımızdan  daha  hayırlı  ve  bereketli  olması  için  gayret   gösterirken,  bizi  yaradan  Allah’a cc el  açarak  ve  Ya Rabbi: 

            “Günlerimizi, aylarımızı  ve   yıllarımızı bereketli  kıl, ömrümüzü  salih  amellerle  geçirmeyi nasip  eyle diyerek ”Müslümanların ve insanlığın arasına düşen bütün nifak tohumlarını kurut,akan kan ve göz yaşını durdur,hep birlikte kardeş olduğumuzu bir kez daha bizlere hatırlat, şu fani dünyada son nefesimizi vermeden güzel şeyler yapmayı nasip eyle” dua ve temennilerde bulunalım …

 

Acıların ve kötülüklerin  yok olduğu,insanlığın insanca  yaşadığı yeni bir yıl  diliyorum….

Sağlıcakla kalın… 

 

Editör: Aydın

Yorum Yaz